Duruşmada dinlenen ilk tanık, tüm sanıkları teşhis etti, Ali İsmail'in linç anlarını anlatırken ağladı. Tanık anlatımına göre polisler Ali İsmail'in kafasına defalarca vurdu, elinde budaklı odun olan bir sivil dövmeye devam ederken polisler uyardı: 'Başımıza iş açacaksın''... Acılı anne duruşmada oğlunun dövüldüğü anlara ait görüntüler izletilirken de dayanamadı, fenalaştı, duruşma salonundan çıkarıldı. Oğlunun resmini kucağından ayırmayan Emel Korkmaz, Ali İsmail'in öldüğü 11 Temmuz 2013'ten bu yana geçen 10 ayda çöktü.
ADLİYE ÇEVRESİNDE YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ
Adalet Sarayı ve çevresinde saat 05.00’ten itibaren polis geniş güvenlik önlemi aldı. Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, çevre illerden gelenlerle birlikte bin 900 polis, 4 Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ve 1 helikopterin görev yaptığını söyledi.
Duruşma dolayısıyla Adliye binasına çıkan Kocasinan Bulvarı Sümer Üst Geçit'ten itibaren, Erkilet Bulvarı Kaldırım Caddesi ve Barış Manço Caddesi'nin kesiştiği ışıklı kavşak arası saat 07.00'den itibaren araç ve yaya trafiğine kapatıldı.
Adliye çevresi de bariyerlerle kapatılarak iki kademeli güvenlik bölgesi oluşturuldu. Davayı takip etmek için gelen gruplar, Kaldırım Caddesi'ndeki spor tesisleri önünde oluşturulan güvenlik noktasında aranarak birinci güvenlik alanına alındı.
Duruşma salonuna girecek kişiler ise bu noktadan sonra ikinci bir arama noktasından geçerek Adliye binasına ulaşabiliyor.
Duruşmada olan Ali İsmail Korkmaz'ın ağabeyi Gürkan Korkmaz, Twitter'dan bir fotoğraf paylaştı ve şöyle yazdı: Tutuksuz sanık 3 polis de salona geldi. Polis arkadaşlarının yanına sığındılar. Annem ve babamla aynı karedeler!
İstanbul'daki Gezi Parkı Odaklı eylemlerde yaralanan ve 269 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan'da duruşmaya katılıyor.
Baba Elvan, "Benim de oğlumu polisler katletti ben de müdahil olmak istiyorum" dedi.
Duruşmaya, CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu, Veli Ağbaba, CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Gökhan Günaydın, Hüseyin Aygün, Candan Yüceer, Müslim Sarı, Musa Çam, Muharrem Işık, Nuriye Taş ile Kayseri Barosu Başkanı Fevzi Konaç ve CHP İl Başkanı Mustafa Ayan ile katılıyor.
Duruşmada Ali İsmail Korkmaz'ın ağabeyi Gürkan Korkmaz kucağındaki 7 aylık oğlu Ali Yusuf Korkmaz'ın davaya müdahil olmasını istedi.
Ağabey Korkmaz, "Oğlum hem amcasının adaşıdır hem de onun bayrağını taşıyacak kişidir. Aynı zamanda da ailedendir. Bundan dolayı davaya müdahil olmasını talep ediyorum" dedi.
Mahkeme heyeti, katılma talepleri için duruşmaya 5 dakika ara verdi. Daha sonra, CMK 237/1 maddesi gereğince taleplerin tamamını reddetti. Daha sonra sanıkların dinlenmesine geçildi.
Duruşmada ilk olarak dinlenen isim, davanın en kritik tanığı Semih Berkay Yapıcı şunları söyledi:
"Bir arkadaşımla Espark'a gittik. Protestocularla çevik kuvvet arasında çatışma oldu. Sonra TOMA ile çevik barikatı yıktı, herkes kaçmaya başladı. Kız arkadaşımı evine bıraktım ve eve gitmeye çalıştım. Tanımadığım bir kişiyle fırının olduğu sokağa doğru yürüdük. Sarhoş iki kişi vardı, biber gazı sıkılınca korunmak için fırına girdim. İçeride iki polis ve fırıncılar vardı. Dışarı çıkmak istedim, yine gaz atılınca geri girdim. Bir süre sonra çıkıp eve gitmek istedim, sokaktan 'yapmayın, etmeyin' sesi geldi, Polis Selçuk Bal ile elinde odun bulunan Serkan Kavak bir kişiyi darp ediyorlardı. Bu kişi kurtulup kaçtı sonra. Fırının karşısındaki pasajda saklanan Serkan Kavak bana 'sen kaç, ben çıkacağım' dedi, sonra odunla fırladı. Ali İsmail ile Doğukan Bilir koşarak geliyorlardı. Arkalarından Hüseyin adlı polis kovalıyor, 'tutun' diye bağırıyordu. Doğukan'ı polis Hüseyin ile Serkan Kavak darp ettiler. Doğukan çömeldi, Serkan yardım bahanesiyle onu darp etmeye devam etti."
Tanık Yapıcı ifade verirken, Ali İsmail'in düşürüldüğünü, kafasına polis Mevlüt Saldoğan tarafından defalarca tekme atıldığını ve bilincini kaybettiğini söylediği anlarda durdu, gözyaşlarını tutamadı, su verildi.
Tanığın bu anlatımları sırasında Ali İsmail'in annesi Emel Korkmaz sanık polise dönerek "Allah korkunuz yok mu sizin?" diye bağırdı.
Tanık Yapıcı daha sonra sözlerine şöyle devam etti:
''Ali İsmail'i fırın çalışanlarından biri dengesini bozarak yere düşürdü. Ali İsmail'i polisler, fırıncılar herkes yerde darp etti. Polis Mevlüt Saldoğan, Ali İsmail yerdeyken defalarca tekmeledi. Kafasına defalarca vurdu, son kez yüzüne tekmeyle vurunca Ali İsmail bilincini kaybetti. Yakından baktım Ali İsmail'e, gözleri kapalıydı. Sonra Ali İsmail birden ayağa fırlayıp kaçmaya başladı. Arkasından ilerideki sivil ve polislere 'çevirin, çevirin' diye bağırdılar. İleride polisler bir kez daha yakalayıp, ikinci kez darp ettiler. Elinde budaklı odun olan sivil şahıs da darp edince, polisler "başımıza iş açacaksın" dediler. Polisler bu kez bacaklarına vuruyorlardı. Kalktı ve üçüncü kez darp edilerek gözden kayboldu Ali İsmail."
TanıkYapıcı, Mevlüt Saldoğan'ı albümden teşhis etti. Ali İsmail'i darp eden polisi de teşhis etti. Tanık, sanıkları elle göstererek teşhis etti. Yapıcı, fırıncı Ebubekir Harlan'ı ise Ali İsmail'e çelme takıp düşüren kişi olarak teşhis etti.
Anne Emel Korkmaz, görüntülerdeki kişinin Ali İsmail olmadığını öne süren sanık avukatlarından birinin tanığa Ali İsmail'in nasıl düştüğünü ve yakından görüp görmediğini sormasına tepk göstererek iki kez, "Her tarafı morluk içindeydi, vicdansızlar" diye bağırdı.
Duruşmada tanık Yapıcı'nın Ekşi Sözlük'te olay gecesi yazdıklarını anlatırken polislerin Ali İsmail'e küfrettiklerini söylediği bölümde ortalık karıştı.
Ali İsmail'in avukat abisi Gürkan Korkmaz ayağa kalkarak sanıklara tepki gösterdi, izleyici sıralarından da kendisine destek geldi.
Anne Emel Korkmaz bu sırada fenalık geçirdi. 5 dakikalık bir kargaşanın ardından duruşmaya devam edildi.
Sanık avukatının tanığa yönelttiği soruya, müdahil avukatın "Elinde sopa ve copla adam dövene polis denir" yanıtı salondan alkış aldı.
Ali İsmail'e saldırının görüntüleri mahkemede izlendi. Tanık Semih Berkay Yapıcı, katibin önündeki bilgisayar ekranından, avukatlar da önlerindeki ekranlardan o anları izledi.
Ekranda tanığın koşarken görüntüsü yer alıyor ve Ali İsmail'in yere düşürüldükten sonra tekmelendiği bölgenin çok yakınında olduğu anlaşılıyor.
Kamera görüntüleri izlenirken Ali İsmail'in annesi Emel ve babası Şahap Korkmaz dayanamayarak salon dışına çıktılar.
Salonda polisin bir vatandaşı gözaltına almaya çalıştığı öne sürüldü, seyircilerin müdahalesi üzerine kısa bir tartışma yaşandı.
Duruşma arasında, dışarıda gösteri yapan topluluğun yanına giden Emel ve Şahap Korkmaz, kürsüde kısa birer konuşma yaptılar, ''Ali İsmail'in katillerinin peşini bırakmayacağız'' dediler.
Ali İsmail Korkmaz'ın ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz da sanıkların yaptıklarının yanlarına kalmayacağına inandıklarını kaydetti.
Onurla ve gururla Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi olduklarını söylediklerini ifade eden Korkmaz, "Yargılama çok iyi gidiyor. Yargılamanın temel taşları yerine oturuyor. Umarız bu yıl biter. Failleri, sanıkları en ağır ceza ile cezalandırmış olacağız" dedi.
Kayseri Hacı Bektaş-ı Veli Derneği tarafından yaptırılan Ali İsmail Korkmaz'ın büstü annesi Emel Korkmaz'a, Berkin Elvan'ın büstü ise babası Sami Elvan'a hediye edildi.
Tutuklu sanık polis Şaban Gökpunar, tanık Yapıcı'ya 500-600 metreden nasıl teşhis ettiğini sordu.
Yapıcı, "500-600 metre değil, mesafe 20-30 metreyi" dedi.
Polis Gökpunar'ın bu kez mahkeme başkanına, "Gezi eylemlerine katılan şahsın tanık olarak beyanlarına ne kadar itibar edilebilir?" diye sorması salonu karıştırdı.
Müdahil avukatları ile Gürkan Korkmaz ve Ankara'da öldürülen Ethem Sarısülük'ün kardeşi sert tepki gösterdi, salondakiler bağırdı.
Müdahil avukatı Ayhan Erdoğan, sanık avukatının tanık Yapıcı'ya polislerin kendisine neden müdahale etmediğini sorması, müdahil avukatlarının ve salondakilerin tepkisini çekti.
Avukat Ayhan Erdoğan sanık avukatına, "Bu neden tanığı öldürmediler diye sormaktır. Sanık avukatının sanıklara neden Ali İsmail'i öldürdünüz diye sorması lazım" dedi, bu sözler, salondan alkış aldı.
Tanık Turhan Gürler ifadesinde şunları söyledi:
''Ali İsmail, Fırat Köse birlikteydik. 300 kişilik bir grup slogan atıyordu, biz de onlara katıldık. Polis müdahale edilince kaçtık, birbirimizi kaybettik. Sonra tesadüfen Ali İsmail'i gördüm, kolunu tutuyordu, yüzünden darbe almıştı, 'kolum kırıldı herhalde, polis cop vurdu, tekmeledi' dedi, sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. 'Neredeyiz, nereye gidiyoruz' diyordu sürekli. Bilinci yerinde değildi, 'hastaneye gidelim' dedim, Fırat'ı aradım. Hastaneye gittik, Ali İsmail acille SSK hastanesine götürüldü. Akşama kadar bekledik Ali İsmail'i. Ortopedi servisinde adli vaka olduğunu, bakamayacaklarını söyleyerek 'ifadesini versin, öyle gelsin' dediler. Üzerinde kırmızı montu, içinde yeşil tişörtü vardı Ali İsmail'in. Sürekli kafasına cop ve tekme yediğini, nerede olduğunu hatırlamadığını söylüyordu. Sonra birlikte eve gittik. Ertesi gün fenalaştığını ve yoğun bakıma alındığını söyledi Fırat. ''