'Alkol gidince hayatımıza huzur geldi'

Alkol kullanımı, hem bağımlıyı hem de ailesini etkiliyor. Bu süreci birebir yaşayanlardan Aylin D. ve...

Alkol kullanımı, hem bağımlıyı hem de ailesini etkiliyor. Bu süreci birebir yaşayanlardan Aylin D. ve Ayşe I. isimli iki bayan, “Eski günleri hatırlamak dahi istemiyoruz. Sürekli ailede bir huzursuzluk vardı.” diyor. Aylin D., o günleri, “Eşimin adeta kuklası haline gelmiştim. Kendimi unutmuştum. Kendini her seferinde bir kavganın orta yerinde bulduğu için topluluk içine çıkmaya korkuyordum.” sözleri ile anlatıyor. Eşi ile alkolik olduğunu bildiği halde ‘onu değiştirebilirim’ düşüncesiyle evlendiğini aktaran Ayşe I. ise eski günleri hatırlattığı için şişe sesi dahi duymaya tahammülünün olmadığını belirtiyor.

Reklam
Reklam

Aylin D., 42 yaşında. Babasının da alkol bağımlısı olduğunu söylüyor. Yirmi yaşında evlenen Aylin D., “Evlendiğimiz andan itibaren eşim alkolikti.” diyor ve ekliyor: “Aynı şirkette çalışıyorduk. Buluşup işe giderken bira içerdi. Bu bana o zaman hiç rahatsızlık vermedi. Babamın alkolikliğinden rahatsızdım, ancak bu bana hiç itici gelmiyordu. Görüyordum, neden böyle yapıyor diye kendi kendime soruyordum. Bile bile evlendim.”

“KENDİ HAYATIMDAN KORKAR HALE GELMİŞTİM”

21 yaşında ilk çocuğunu kucağına alan Aylin D. için kabus dolu günler daha evliliğinin ilk yıllarında başlıyor. Aylin D., “Kızım 2,5 yaşına geldiğinde alkolümüz çok kötü bir noktaya geldi.” diyor. İlk tedavisine başlayan eşi, 9 ay kadar Aylin D.’nin ifadesi ile ‘ayıklık dönemi’ yaşıyor. Aylin D, o aylık günleri ve sonrasını şöyle anlatıyor: “Dokuz ay, o kadar mutlu olduk ki. Evlilik hayatımda yaşamadığım mutluluğu, 9 ayda çok güzel yaşadım. Çok mutluyduk. Ancak, 9 ay sonunda ben halledebilirim, sosyal içici olabilirim diye tekrar içmeye başladı. Ben o kadar yıkıldım ki… Bir gün içiyor, üç gün içmiyor. Beceriyorum artık diyor. Ancak bir süre sonra bıraktığımız yerin de üstüne geçiyor. Tekrar tedavi, tekrar ayıklık. Bu süreci 9 kere yaşadık. Son kaydığında çok kötüydü. Artık kendi hayatımdan korkar hale gelmiştim.”

Reklam
Reklam

“ÇOCUĞU ALIP KENDİMİ DIŞARI ATTIM, ARKAMA BİLE BAKMADIM, BOŞANDIK”

Bir süre sonra eşinin işini de kaybettiğini söyleyen Aylin D., evde çalışan tek kişi kaldığını anlatıyor: “İşini kaybettiği için gözünü size dikiyor. İşten çıkıp, eve gidene kadar, kan ter içinde saatime bakardım. Tabii çalışan ben olduğum içim elimde siparişler de var… İki büyük… Beş dakika geç kalsam, ben şimdi ne diyeceğim, ne yapacağım diye korkardım… Şiddete de başlamıştı. En son, çocuğu nasıl canhıraş alıp, kendimi dışarı attım bilemiyorum. Arkama bile bakmadım. Boşandık.”

Aylin D. boşanmanın ardından yaşadığı psikolojik sorunları da şöyle anlatıyor: “Aslında biz de onlara bağımlı oluyoruz. Ceza gibi bir hayattan çıkmıştım. Kendi evimi kurdum, çocuğum ile çok rahat bir ortamda yaşamam gerekirken, ben o hayatı kendime zindan ettim. Onunla birlikte yaptığım şeyleri yapıyordum. Saat 5.40’ta işten çıkıyorum, 20 kala evin önünden geçen bir otobüs var. Ona yetişeceğim diye nasıl koşuyorum. Çocuğum emzikli bebek değil ki? Hiçbir şey yok iken acele ediyorum. Bendeki o bozukluğu anlatamam. Mutlu olacağıma kendime eziyet ettim. Ayrıldıktan kısa süre sonra tedaviye başladı… Ayıklığında yaşadığım mutluluğu çok özlüyordum. Ayık döneminde gerçek mutluluğu yaşıyorsunuz. 2,5 sene sonra tekrar birleştik. Sonra ikizlerimiz oldu. Bu sırada 5,5 sene hiç alkol almadı. İkizlerimiz 9 aylıkken eşim tekrar kaydı. Bendeki hayal kırıklığına inanamazsınız.”

Reklam
Reklam

“ONUN ADINA BEN UTANIYOR, SIKINTIYA GİRİYORDUM”

Aylin D, yeni tedavinin ardından kendisinin alkolik yakınlarının ortak sorunlarını çözebilmek için deneyim ve umutlarını paylaştıkları Al-Anon (Alkolik Yakınları) adlı gruba, eşinin de Adsız Alkolikler’deki toplantılara yeniden katılmaya başladığını söylüyor.

Eşinin 3.5 senedir ağzına alkol almadığını ifade eden Aylin D., yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Çok bastırılmış bir insandım. Hiç konuşamıyordum. Robot gibiydim. O 'şunu yap' derdi, yapardım. Kendimi unutmuştum, adeta onun kuklası olmuştum. Ona hiç hayır diyemiyordum. Para bul, diyor; buluyorum. Borç istemediğim insan kalmamıştı. Düğünlere bile korkarak giderdim. İki kişi kavga ediyorsa, benim eşim orada oluyor, her seferinde bizim başımıza kalıyordu. Topluluk içine girmek istemiyordum. Çünkü dur deme olayı olmuyordu. Çok dışa dönük bir insan, içince daha da fena oluyor. Onu ilgilendiren ilgilendirmeyen tüm konulara giriyor. Onun adına ben utanıyor, sıkıntıya giriyordum. Onu o şekilde görmesinler diye, ailemden uzaklaşıyordum. Hep kavga oluyordu, her ortamda huzursuzluk… Bunları yaşamamak adına gitmiyordum. Hep huzursuzluk, mutsuzluk… Alkol gidince huzursuzluk yerini mutluluğa bırakıyor. O dönemde evimiz gitti, arabamız gitti, eşimin işi gitti… Kredi kartları patladı. Ödediğimiz paraları düşünürsek iki üç ev alırdık.” Eşinin alkol bağımlığı nedeniyle pankreatit hastası olduğunu anlatan Aylin D., “Şimdi alkol yok, ancak pankreatit hastası oldu. Çok sancılı bir hastalık.” diye ekliyor.

Reklam
Reklam

“ŞİŞELERİN ŞAKIRTISI HALEN BEYNİMDE ÖTER”

Ayşe I. da alkolizm ile 25 yıl yaşamış. “Nikah masasına eşim alkolik olarak oturduk. ‘O adam alkolik, evlenme' dedikleri zaman karşı çıkmış, 'Ben çok iyi bir eşim, onu severim, güzel yemekler yaparım… Her şeyi yaparım, bunu başarırım' dedim. Yıllar geçtikçe çaresiz kalmaya başladım. Eşim üç tane büyük ile eve gelmeye başlamıştı.” sözleriyle başlıyor anlatmaya.

Ayşe I. şöyle devam ediyor: “Alkolizm çevresine de çok fazla zarar veren bir hastalık. Alkolizmle 25 yıl yaşadım. Bazı arkadaşlarımız sonradan alkolik olurmuş, biraz balayı yaşarmış, ama ben o balayını hiç yaşamadım.”

Eşinin 40 günlük bir tedavinin ardından bir süre alkolden uzak durduğunu, ardından 20 gün kadar yeniden içmeye başladığını söyleyen Ayşe I. sözlerine şöyle devam ediyor: “Geçmişte 3 şişe içiyorsa, o zaman 5 şişeye çıkardı. Sonra kendisi bir gün, ‘pes, ben kurtulmak istiyorum’ dedi.”

Eşinin, yaklaşık 16 yıldır Adsız Alkolikler grubuna devam ettiğini söyleyen Ayşe I., “Hayatımda içki içmedim. Bir markete gittiğimde içki şişeleri bile beni rahatsız ederdi. Hala bende var. Geçenlerde süt şişelerini balkona koyuyorum, ses çıktı. İki şişenin şakırtısı beni o kadar rahatsı ediyor ki anlatamam. Komşuya, ‘süt şişesini çöpe koyuyorum’ diyorum. İçki şişesi değil, süt şişesi koyuyorum diye ispat ediyorum. Hayatta cam şişe kullanmıyorum. O şişelerin şıkırtısı benim halen beynimde öter.” diye konuşuyor.

Reklam
Reklam

Ayşe ve Aylin hanımlar, bu süre içinde kendilerini güçlendirmek ve hayata farklı gözlerle bakabilmek için Al-Anon (Alkolik Yakınları) toplantılarına katılmaya devam ediyorlar. Al-Anon toplantılarına babaları, anneleri, eşleri, çocukları, sevgilileri alkolik ya da madde bağımlısı olan insanlar katılıyor. Uzmanlara göre, alkolizmin bir aile hastalığı . Alkol kullanan kişilerin çevresinde bulunan diğer insanlar da bu hastalıktan etkileniyor. Toplantılara katılan insanlar, alkolizmden kendilerini korumak için neler yapmaları gerektiğini öğreniyor. Aynı derde sahip pek çok insan aynı ortamı ve sıkıntıları paylaşıyor.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz