CHP milletvekili Orhan Sarıbal, MEB İş Yeri Sağlık ve Güvenlik Birimi’nin okullara gönderdiği 'İşe Giriş Periyodik Muayene Formu'nda öğretmenlere alkol kullanıp kullanmadıkları sorduklarını belirterek MEB, işe alım yaparken öğretmenler arasında alkol tüketenler ve alkol tüketmeyenler diye bir sınıflandırma mı yapıyor?' diye sordu.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İş Yeri Sağlık ve Güvenlik Birimi’nin öğretmenler tarafından doldurulması için okullara gönderdiği “İşe Giriş Periyodik Muayene Formu”nda yer alan soruların içeriği ve formun hali hazırda çalışmakta olan öğretmenler tarafından da doldurulması istemi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Sarıbal, formda yer alan kimi soru içeriklerinin ve istenen bilgilerin, sağlık sorunlarının çalışma hayatına etkisini tespit etmekle değil, öğretmenlerin kendi yaşamlarını ilgilendiren konuların sorgulanmasıyla ilgili olduğunu söyledi.
Birgün'de yer alan habere göre; çalışma hayatıyla ilgili bir bilgilendirme formuyla, bireylerin özel yaşamlarını, hak ve özgürlük alanlarını sorgulamanın kabul edilemez olduğunu dile getiren Sarıbal, “Bakanlığın okullara gönderdiği formda öğretenlere önce çalıştığı yer, unvanı, iletişim bilgileri ve vatandaşlık numarası soruluyor. Ardından Formun “Tıbbi Analiz” kısmında da alkol kullanıp kullanmadıkları sorusu yöneltiliyor. Bir kişinin alkol kullanıp kullanmaması tamamen kişisel bir tercihtir ve kişinin özel yaşamını ilgilendirir. Bütün kimlik ve iletişim bilgilerinin bulunduğu bir işe giriş belgesinde, böyle bir sorunun ne işi var? MEB, işe alım yaparken öğretmenler arasında alkol tüketenler ve alkol tüketmeyenler diye bir sınıflandırma mı yapıyor?” diye sordu.
'ÖTEKİLEŞTİRMENİN SON KANITI'
Okul yönetimlerince formun halihazırda görev yapan öğretmenler tarafından da doldurulmasının istendiğini belirten Sarıbal, “ ‘Alkol kullanıyor musunuz?’ şeklinde bir sorunun bulunduğu bu formun, işe yeni başlayan ya da halihazırda çalışan öğretmen farkı gözetmeksizin doldurulması isteği, okullarda yaşanan ayrıştırma ve ötekileştirmenin son kanıtıdır. Laik, demokratik, çağdaş ve bilimsel bir eğitim metodolojisi geliştirmek için çalışması gereken Milli Eğitim Bakanlığı’nın, eğitim sistemindeki çöküşe sırt çevirmesi ve bunun yerine öğretmenlerin özel yaşamlarıyla ilgilenmesi açık şekilde bir akıl tutulmasıdır” dedi.
RESMİ BİR KARAR YOK
Öğretmenlerden gelen tepki üzerine formların doldurularak okul yönetimlerine teslim edilmesinin durdurulduğunu belirten Sarıbal, “Ancak bu durum, Milli Eğitim Bakanlığı’nın imza attığı bu skandalı örtmeye yetmez. Durdurma kararından önce, öğretmenler tarafından doldurularak okul yönetimlerine teslim edilen formlar bulunduğu gibi, durdurma kararı resmi bir yazı yoluyla ile kesinleştirilmiş de değil. Öte yandan bu uygulama, MEB’in laik, demokratik ve çağdaş eğitim sistemine ve çalışma koşullarına karşı geliştirdiği çarpık bakışı gözler önüne sermektedir” şeklinde konuştu.