Alkolizm Yüzünden Hayatları Mahvolan 10 Ünlü

''Şişede durduğu gibi durmuyor işte'' başlıklı trajik hikayelerimize hoşgeldiniz.

  1. Richard Burton

Babası madenciydi. Büyüdüğü kasabada alkol almak, sosyalleşmekle bir tutuluyordu. 25 yaşında adımını attığı tiyatro dünyası ve 2 yıl sonra transfer olduğu Hollywood dünyasında da alkol almak, o dönemlerde havalı görünüyordu (1950'ler).

Hamlet'i oynayan en başarılı oyunculardan biri olarak gösteriliyordu. Tam 7 defa Oscar'a aday gösterildi. Elizabeth Taylor ile gündemden düşmeyen bir evlilikleri vardı. Ancak çocukluğunda etrafında sıkça gördüğü, gençliğinde ise desteklendiği alkol alma alışkanlığı ona koca bir kariyere ve Liz Taylor'ı kaybetmeye maloldu.

Reklam
Reklam
  1. Humphrey Bogart

Hollywood dünyasına 'Sert Adam' karakterini getirdi. 1940'lı ve 50'li yılların en büyük aktörlerinden biriydi. 1942 yılında, dünyanın en unutulmaz filmlerinden Casablanca'nın başrolünü üstlendi. Aktörlüğün hemen ardından yapımcılığa başladı, ancak hem oyunculuk döneminden kalma stresler, hem de yapımcılığın getirdiği yeni psikolojik sorunlar; alkol ve sigara alışkanlığının artmasına sebep oldu.

Amerikan Film Endüstrisi'ne göre son 100 yılın en iyi erkek oyuncusu olan Humphrey Bogart; 1957 yılında, henüz 57 yaşındayken kanserden hayata veda etti. 8. Robin Williams

1951 yılında Chicago'da doğdu. Üniversitede Siyaset Bilimi okurken, harçlık çıkarmak için gece kulüplerinde komedyenlik yaptı. Üniversiteden mezun olduktan sonra, 26 yaşında sinema dünyasına girdi. Sonrası; Good Morning Vietnam (1987), Ölü Ozanlar Derneği (1989), Alaaddin (1992- seslendirme), Jumanji (1995), Patch Adams (1998) ve August Rush (2007) gibi unutulmayan filmler.

Reklam
Reklam

Gençliğinden beri yavaş yavaş içine sürüklendiği alkolizm, depresyonu da beraberinde getirdi. Ünlü aktör, geçtiğimiz yıl Ağustos ayında intihar etti.7. Oliver Reed

1937 yılında dünyaya geldi. Ünlü yönetmen Sir Carol Reed'in yeğeni olması ona bazı kapıların açılmasını kolaylaştırsa da; 40 yıllık meslek hayatında oynadığı tam 60 film ile, 'tanıdık torpili'nden çok daha fazlası olduğunu tüm dünyaya kanıtladı.

Sert ve maço rolleri gerçek hayatında da birebir yaşadı. Alkole ve kadınlara düşkünlüğü kendi ağzıyla açıkladığı, sarhoş olup çıkardığı bar kavgaları ise magazinlerden düşmeyen gerçeklerdi.

1999 yılında, Proximo'yu oynadığı Gladyatör'ün çekimleri esnasında kalp krizi geçirdi... 6. John Bonham

1968 yılında henüz 20 yaşındayken, kısa sürede dünyanın en büyük Rock&Roll grubuna dönüşecek olan Led Zeppelin'i kurdu.

Reklam
Reklam

1980 yılında henüz 32 yaşındayken, kahvaltıda içtiği 16 votka shot ve akşam yemeğinde içtiği 40 votka shot yüzünden hayata veda etti.

Hala dünyanın gelmiş geçmiş en büyük rock davulcusu olarak gösteriliyor...5. Hank Williams

  1. yüzyılın en büyük Amerikan müzisyenlerinden biri, bir Country efsanesiydi. Ölüm yılı olan 1953'e kadar yayınladığı 32 teklik de Billboard listesinin ilk 10'una, bu tekliklerin 11 tanesi de birinci sıraya yerleşti...

1953 yılında, aşırı alkol tüketimi ve uyuşturucu yüzünden kalp krizi geçirdi. Öldüğünde henüz 30 yaşındaydı. 4. Mickey Mantle

Babe Ruth ve Barry Bonds ile birlikte, beyzbol dünyasının gelmiş geçmiş en iyi 3 oyuncusundan biri kabul ediliyordu. Ancak alkolizm, onun da peşini bırakmadı.

Reklam
Reklam

Sports Illustrated Dergisi'ne verdiği röportajda kahvaltıda içtiği karışımı anlatırken, karışımın içine 3 shot da Brandy koyduğundan bahsediyordu. Son profesyonel dönemlerinde maçlara bile akşamdan kalma çıkmaya başladı. Beklenenden erken biten kariyeri gibi, hayatı da erken bitti.

1995 yılında, henüz 63 yaşındayken yaşama veda etti. 3. Veronica Lake

21 yıllık Hollywood serüveninde tam 30 filmde oynadı. Dönem magazin sayfalarının bir numaralı Sarışın Bomba'sı olan aktrisin hayatı, düşük yapması ile ters yüz oldu.

Alkole olan yatkınlığı, hamileyken yaşadığı bu trajedi ile derinleşti. Durum, hemen ardından gelen boşanma ile öldürücü bir hale büründü. Yaşadığı bunalımlar ve alkol, ünlü aktrisin henüz 51 yaşında gelen ölümünü hazırladı.2. Jack Kerouac

Şair, yakın arkadaşları Allen Ginsberg ve William Burroughts ile birlikte Beat Kuşağı akımının kurucusuydu. Yazdığı Yolda (On The Road) isimli roman, bu akımın en büyük simgelerinden kabul ediliyor.

Reklam
Reklam

Romanlarının ve şiirlerinin getirdiği ün, Jack Kerouac'a ağır geldi. Orduda geçirdiği yıllarda Şizoid olduğu tesbiti ile ordudan uzaklaştırılan şair, çareyi alkolde aradı. 1969 yılında henüz 47 yaşındayken alkol komasına girerek hayata veda etti. 1. Amy Winehouse

1983 yılında Londra'da doğdu. Henüz 20 yaşındayken yayınladığı Frank adlı albümü, büyük bir kariyerin habercisi gibi görünüyordu; bu albümle Merkür Ödülü'ne aday gösterildi.

Hemen ardından gelen, son 20 yılın en iyi albümlerinden biri kabul edilen Back To Black ile 6 dalda Grammy'ye aday gösterildi, ödüllerden üçünü evine götürdü. Ancak bu kadar göz önünde olmak, özel hayatında yaşadığı bunalımlar ve yorucu rockstarlık hayatı, onun da alkole yatkınlığını tetikledi...

Son konserlerinde çok sarhoş olduğu gerekçesiyle sahneden inmek gibi nahoş şeyler yaşayan Amy Winehouse; 2011 yılı Temmuz ayında, evinde ölü bulundu.

Reklam
Reklam

Tüm dünyayı yasa boğan haberin altında yatan sebep, alkol zehirlenmesiydi.