AB Komisyonu'nca hazırlanan ilerleme raporunun Türkiye'de büyük hayal kırıklığına sebep olduğunu vurgulayan siyasi gözlemciler, raporda, Ankara'nın insan hakları ve demokrasi yolunda ciddi adımlar attığının kabul edildiğine, fakat Avrupa Birliği'ne tam üyeliğin önünde hala var olan engellere de değinildiğine dikkat çekiyor. Bütün bunları Ankara'nın da bildiği halde, müzakereler için bir tarih verileceği umudunun yaygın olduğunu belirten gözlemciler, bu konuda, Almanya'ya yönelik beklentilerin de çok yüksek olduğunu hatırlatıyor. Siyasi gözlemciler, Türkiye'nin hızla Avrupa Birliği'ne üye olmasının, Almanya'nın da çıkarına olabileceğini savunurken, bu ülkede yaşamakta olan 2,5 milyon Türkün uyumunun sağlanmasının kolaylaşabileceğini ve böylece Avrupa Birliği'nin bir Hristiyan kulübü olmadığının da gözler önüne serilebileceğini kaydediyor.
Bütün bunlara rağmen, özellikle Alman tarafında ciddi kuşkular olduğunu belirten gözlemciler, nüfusunun çoğu Müslüman olan Türkiye'nin, 'yabancı bir ülke' olarak algılandığını ve Almanların, Türkiye'den yeni bir göç dalgasından çekindiğini bildiriyor.
Türkiye'ye kısa süre içinde müzakere tarihi verilmesinin, Alman ve Avrupa Birliği uzmanlarınca pek gerçekçi görülmediğini öne süren siyasi gözlemciler, buna gerekçe olarak, 'Türkiye'nin siyasi kriterleri henüz yerine getirmemesini ve 3 Kasım'daki genel seçimlerden Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)'nin galip çıkma ihtimalini' gösteriyor.
AVRUPA'NIN GÖZÜ SANDIKTA Aslında, Türkiye'de Avrupa Birliği standartlarının kabul edilmesinin asıl muhalifinin İslamcılar değil, Milliyetçi Hareket Partili politikacılar olduğunu ileri süren gözlemciler, yine de, AKP'nin seçim zaferinin, Almanya ve Avrupa'da olumsuz bir sinyal olarak algılanacağını kaydediyor.
Bu arada, Ankara'daki Avrupa Birliği Temsilciliği'nin yöneticisi Hansjörg Kretschmer, tam üyeliğin tarihini Türkiye'nin kendisinin belirleyeceğine dikkat çekerek, "Çeşitli üyelik kriterlerini yerine getirebileceği sürati, Türkiye belirleyecek. Fakat bir noktanın kesinlikle bilinmesi gerekli: Üyelik kriterlerinin kendileri hakkında pazarlık edilmeyecektir" diyor.
Bilim ve Siyaset Vakfı Balkanlar Uzmanı Franz-Lothar Altmann da, Türkiye'nin üyelik süreciyle ilgili olarak şunları söylüyor:
"İtiraf edeyim, bu büyük bir sorun. Kamuoyunda muhalefet çok yaygın. Fakat uzun yıllardan beri beklemekte olan Türkiye'ye, '40 yıl beklediniz ama bize uymadığınıza karar verdik' demek çok zor. Bu o kadar radikal bir adım olur ki, bunu hayal bile etmek imkansız".