MANİSA (AA) - AHMET BAYRAM - Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyaretinin ardından yeni bir döneme girdiğini belirterek, "İlişkilerdeki yeni döneme, 'doğrudan iletişim dönemi' diyebilirim. Hem iş dünyası açısından hem iki ülke arasındaki doğrudan iletişim açısından güçlü bir zemine ulaşıldı." dedi.
Young, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyaretinin ardından daha güçlü bir zemine oturduğunu söyledi.
Ziyarette Türkiye'de faaliyet gösteren Alman şirketleri ve Türkiye'ye yatırım yapmak ya da yatırımlarını büyütmek isteyen şirketlerin üst yöneticilerinin (CEO) de Erdoğan ile bir araya gelme ve düşüncelerini doğrudan paylaşma imkanı bulduğunu belirten Young, toplantının iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere önemli katkısı olduğunu ifade etti.
"Sayın Cumhurbaşkanımız CEO'ların hepsini dikkatli bir şekilde dinledi ve düşüncelerini not etti." ifadesini kullanan Young, şöyle devam etti:
"Kapanışta da bir değerlendirme yaptı, bu paylaşımları çok olumlu bulduğunu belirtti. Bunun bir başlangıç olduğunu, devamında aynı firmaların CEO'larıyla konuşulan maddelerle ilgili çalışma ve takip toplantısını bizzat kendisinin yönetmek istediğini söyledi. Bu da salondakiler tarafından mutlulukla karşılandı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyaretinin iki ülke arasındaki doğrudan iletişimi artırdığını dile getiren Young, "İlişkilerde yeni döneme, 'doğrudan iletişim dönemi' diyebilirim. Hem iş dünyası açısından hem iki ülke arasındaki doğrudan iletişim açısından güçlü bir zemine ulaşıldı. Bazı konular tespit edildi, bu konular üzerinde önümüzdeki aylarda birlikte çalışmak için anlaşıldı. Ortak noktaları bulma niyeti her iki taraftan da beyan edildi. Geleceğe dönük bir yol haritası çizildi. Güçlü bir zemin üzerindeki ilişkiyi daha da pekiştirme fırsatı yakaladık." diye konuştu.
- "100 yıl daha Türkiye'de olmak istiyoruz"
Young, Bosch'un 1910 yılından beri Türkiye'de faaliyet gösteren bir firma olduğunu, gelinen noktada 19 bin çalışanla Türkiye'de faaliyet gösteren sadece Alman menşeli firmalar değil uluslararası şirketlerin de en büyüğü konumunda bulunduklarını dile getirdi.
Türkiye'ye son 5 yılda 1 milyar avrodan fazla doğrudan yatırım yaptıklarına dikkati çeken Young, şunları söyledi:
"Çok yoğun bir istihdam artışı sağladık. Bu sene yatırımlarımız devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye, Bosch Global için 4'üncü en büyük ülke. Önem taşıyan bir ülke. Bu anlamda nasıl 100 yıldan fazla buradaysak, bir 100 yıldan daha Türkiye'de olmak istiyoruz.
Türkiye'deki yatırımlarımızı daha da büyüteceğiz. Bu noktada önümüzdeki 3 yıl içinde şimdiden başlamak üzere bir yatırım gerçekleştireceğiz. Bursa'da mevcut fabrikamız içindeki ürün değişimini içeren bir yatırımdan bahsediyoruz. Fabrikanın içi ve üretim hatları değişecek. Bu anlamda 209 milyon avroluk 3 yıla yaydığımız bir yatırım olacak."
- "Türkiye'de değişimi yönetmeyi öğrendim"
Young, 23 yıl önce henüz 30 yaşındayken Avustralya'dan Türkiye'ye genel müdür olarak geldiğini, o zaman Avustralya'da enflasyonun yıllık yüzde 1,5, Türkiye'de ise yüzde 70 olduğunu anlattı. Young, "Devalüasyon Avustralya'da yoktu, buraya geldim Alman markına karşı yüzde 140 devalüasyon oldu. Yani bir günden diğer güne ayrı bir dünyaya geldim." diye konuştu.
Türk ekonomisini aradan geçen 23 yılda yakından tanıdığını, en hızlı büyüdüğü dönemleri, darbe girişiminin ardından yaşanan süreci ve döviz kurlarındaki aşırı yükselişin ve değişimin yaşandığı dönemlerin nasıl yönetildiğine şahit olduğunu aktaran Young, "Türkiye'de zaman içinde değişimi ve değişkenliği yönetmeyi öğrendim. Bence Türk yöneticilerinin de en güçlü olduğu nokta değişimi yönetebilmek." ifadesini kullandı.
Bosch Grubu olarak Endüstri 4.0 kavramını Türkiye'ye tanıttıklarını belirten Young, şunları kaydetti:
"Şu an Endüstri 4.0 ile ilgili Türk sanayicisinde bir farkındalık oluştu, büyük bir ilgi var. Sanayicimiz artık Endüstri 4.0'ın ne olduğunu biliyor. Sadece bilmek yeterli değil, bunu anlayıp uygulamak gerekiyor. Hem kendi işletmelerine hem de ülke ekonomisine kalıcı bir fayda sağlayıp şu an sahip olduğumuz rekabet gücünü daha da çoğaltmamız gerekiyor. Sanayicimiz ben bunu işletmeme nasıl uygularım nasıl bir fayda elde ederim bunu düşünmesi gerekiyor. Artık sadece uluslararası ticaret yapan büyük şirketler değil, KOBİ dediğimiz ya da aile şirketi dediğimiz şirketler de Endüstri 4.0 ile ilgilenmeye başladı."