Almanya'da Türkiye tartışılıyor

BERLİN (İHA) - Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) olası üyeliği, 17 Aralık zirvesine günler kala Almanya'da tartışılmaya devam ediyor. Tartışmalar, özellikle AB'nin coğrafi ve kültürel sınırları, Türkiye'nin getiriceği ekonomik yük, terör tehlikesinin artacağı iddiası ve din farklılığı üzerinde yoğunlaşıyor.

Geçtiğimiz haftasonuna da bu konudaki tartışmalar damgasını vurdu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Alman Hristiyan Birlik Partileri'ne yönelik, konunun iç politik malzeme haline getirildiği eleştirisine tepki çabuk geldi. Ancak bu tepkilerin de aynı tutumun devamı olduğu dikkat çekiyor. Hristiyan Sosyal Birlik lideri Edmund Stoiber, 2006 seçimleriyle iktidara geldikleri takdirde Türkiye'nin tam üyeliğini engellemek için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Bugün bir basın toplantısı düzenleyen Hristiyan Demokrat Birlik Partisi lideri Angela Merkel de benzer ifadeler kullandı. Halk ise Türkiye'nin üyeliği konusunda bölünmüş durumda.

Reklam
Reklam

Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, Almanya'da yaşayan Türkler'in çoğu, anavatanlarını AB üyesi olarak görmek istiyor. Alman toplumunca bu heves, göçmenlerin de uzun dönemli olarak Türkiye'nin üyeliğinden fayda sağlayacak olmasına bağlanıyor. Almanlar arasında ise Türkiye'nin üyeliği konusunda görüş ayrılığı hakim. Bir kesim, "Türkiye ile müzakerelere başlamak için henüz erken diye düşünüyorum. Önce Türklerin Avrupa standartlarına ulaşması gerekiyor. Örneğin insan hakları ve hayvan hakları konusunda. Bunu başarırlarsa bence müzakerelere başlanabilir" şeklinde bir tutum içindeyken, diğer bir kesim, "Türkiye'nin büyük kısmı coğrafi olarak Avrupa kıtasına ait değil. Ayrıca dinleri de farklı. Farklı dini gruplara mensup insanların karışmaması iyi olur" şeklinde düşünüyor.

Son aylarda yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Almanlar'ın yarısı, Ankara ile müzakerelere başlanmasından yana. Bu grup, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülkeyi, Avrupanın coğrafi sınırlarına ve değerler sistemine dahil etmenin gerekliliğine inanıyor. Bu sayede İslam dünyası ile bir köprü kurulacağı umuluyor. Başbakan Schröder de bu görüşü savunuyor ve şöyle diyor:

Reklam
Reklam

"Avrupa'nın değerler sistemini benimsemiş demokratik bir Türkiye, İslam inancı ile aydınlanmış ve modern toplum yapısının bağdaşabileceğini gösterecektir. Bu sayede Türkiye, komşumuz haline gelecek diğer Müslüman ülkelere de örnek olacaktır."

Karşıt görüşte olanlar ise farklı kültürlerin ve değerler sisteminin çatışacağını öne sürüyor. "Türkiye'nin batısına nazaran daha geleneksel doğu kesimini Avrupa'ya entegre etmek neredeyse imkansız" diyenlerden biri de ana muhalefet lideri Angela Merkel. Merkel, Ankara'ya tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık verilmesi görüşünde ısrar ederek, "AB'nin iç birlikteliği ve entegrasyon gücü fazla zorlanmamalı. Avrupa'da, tam üye olmuş bir Türkiye ile köklü bir entegrasyon sağlanamaz" şeklinde konuşuyor.

Almanya'daki Türkiye tartışmasının, bu ülkede yaşayan Türkleri de olumsuz etkilediği gözleniyor. Türk göçmenlerin yaşadığı entegrasyon sorunları ve radikal dincilik tartışmalarının Türkiye'nin üyeliği ile ilişkilendirilmesi tepki topluyor. Dahası, Alman toplumuna uyum sağlamış Türkler arasında da Türkiye'ye, Başbakan Erdoğan'ın belirttiği gibi, Ankara'ya ve kendilerine ayrımcılık yapıldığı düşüncesi yaygınlaşıyor.

Reklam
Reklam