ERLANGEN / FRANKFURT (İHA) - Merkezi Almanya'nın Erlangen şehrinde bulunan Yaver Group Holding'in sahibi ve Genel Müdürü Dr. Yaver Demir, yüzyılın en önemli buluşlarından birisine imza atmasına rağmen, teknoloji hırsızlarının ve ayak oyunlarının kurbanı oldu.
Kendisinin ve birlikte çalıştığı iki profesörün 6 buçuk yıllık bir çalışmanın ürünü olarak saman ve ağaçtan mazot, benzin ve gaz üreten bir biyo ayrıştırma reaktörü inşa eden 39 yaşındaki Dr. Yaver Demir, eski ortağı ve kendisine hainlik eden çalışanları yüzünden mağdur duruma düştü. Dr. Yaver Demir, "Ben elektro mekanik uzmanı, makine mühendisi ve pilotum. 8 yıl önce petrol ve gaz üreten bir reaktör kurma fikriyle yola koyuldum, 6.5 yıl önce de iki profesörle birlikte çeşitli buluşlar yaparak reaktör kurmaya başladık" dedi.
Projenin fikir babası olan ve yürütücüsü olan Dr. Demir, "Projenin başarılı olması ve piyasaya yönelik ürün sunması için büyük miktarda sermaye lazım oldu. Ben de 2005 yılında Erlangen'deki S.M. adlı bir firmayla temasa geçtim. Görüşmelerimiz olumlu geçti ve S.M. şirketinin Alman ortaklarından J.K. bana ortak fabrika kurma ve proje için ortak fon oluşturma teklifinde bulundu" diye konuştu.
Bu aşamadan sonra büyük miktarlarda paraların temin edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Demir, "Çok hassas bir ortaklık oluşturduk. Ben sözleşmeyi avukatlarıma gösterdim. Onlar da sözleşmede herhangi bir karanlık nokta görmediler. Sonuçta imzaları attık ve J.K . benim ana şirketime yüzde 24 ile, ikinci kurduğumuz şirkete yüzde 50 ortak oldu" ifadesinde bulundu.
J.K.'nın ortaklık sebebiyle ödemesi gereken paraları ödemediğini ve fon oluşturmadığını ifade eden Dr. Demir, "Bu işte çok büyük paralar lazım olduğu için kendisini uyarmak zorunda kaldım. Ben işlerimde çoğunlukla Türk çalışanları görevlendirdim. J.K. ile ortak bir toplantı yaptım. Toplantı sırasında o, telefonla bir çalışanıyla benim konuşmalarını anlamamam için İspanyolca konuştu. Ben de bir işim çıkınca elemanımla Türkçe konuştum. J.K. Türkçe konuşmamdan çok rahatsız oldu. Bunu hissedince bürolarımızın ayrılmasını istedim" diye konuştu.
Kendisine bağlı bir Alman mühendisinin reaktör teknolojisini kopyalamaya başladığını ifade eden Dr. Demir, "Bunu tesadüfen öğrendim. İsviçre'den bir firmanın yetkilileri, beni arayarak, benim mühendisimin bu projeyi kendilerine satmaya çalıştığını söylediler" şeklinde konuştu.
Dr. Demir, İsviçrelilerden kendisine ihanet eden mühendis ile J.K.'nın birlikte hareket ettiklerini öğrendiğini söyledi. J.K.'nın ofisinde çalışan profesör unvanlı bir mali müşavirin de bu ihanet halkasına dahil olduğunu ifade eden Dr. Yaver Demir, "Söz konusu mali müşavir aynı zamanda bir üniversitede görevli olarak çalıştığı için konuyu aynı zamanda hakim olan bir profesör arkadaşına iletmiş. Bu şahıs, nöbetçi mahkemede beni şirketin başından geçici olarak aldırdı. Benim yerime de geçici olarak kendi arkadaşı olan mali müşaviri getirtti. Mali müşavirin, makine üreten bir fabrikaya benim projem olan reaktörü yaptırmak için sipariş verdiğini ve bunun için hesabımızdan 25 bin euro ödediğini de öğrendim. Planları su yüzüne çıktı. Reaktörü bizim adımıza yaptırıp teknolojiyi kopyalamış olacaklardı" şeklinde konuştu.
Makine üreticisinden ödenen 25 bin euroyu geri isteyen Dr. Demir, "Ancak makineyi üretmeye başlamışlar. Konuyu patent avukatına ilettim. Projenin patent fiyatı 250 milyon euro. Dönen dolaplar tek tek ortaya çıktı. Daha önce işten attığım mühendis de işin içindeymiş" dedi.
Konuyu adalete intikal ettirdiklerini ve 2 Kasım'da ilk duruşmanın yapılacağını bildiren Dr. Demir, "Bana ihanet eden eski mühendisim ve reaktörün üretimini üstlenen firma yargılanacak. Biz mahkemeden üretimin durdurulmasını ve ellerinden alınmasını talep ediyoruz" diye konuştu.
Bütün kirli işleri ortağı J.K.'nın planladığını savunan Dr. Demir, "Ben aslında ortak olduğumuz şirketleri borsaya açacaktım. Bu yüzden şirketlerin şeffaf olması gerekiyordu. J.K. gizli ve karanlık işler çevirerek bunu engellemiş oldu. Demek ki başka planları varmış" dedi.