Şiddetin önlenmesi için yapılan yasal düzenleme ile elektronik kelepçeyi hayata sokmaya hazırlanan hükümet şimdi de “Alo; şiddet görüyorum hattı” kuracak. Arayanın kimliğinin gizli tutulacağı hat ülke çapında, kesintisiz ve ücretsiz olacak.
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzalanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sözleşme, uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyor.
Sözleşme hükümlerine göre, taraf olan tüm ülkeler kadınlara yönelik her türlü şiddeti ve aile içi şiddeti kınayacak. Ülkeler, kadınlar ve erkekler arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadınlara yönelik şiddeti önlemede anahtar bir unsur olduğunun bilincinde olacak. Sözleşmenin amacı kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek ve ortadan kaldırmak. Sözleşmeye göre “kadınlar” kelimesi 18 yaşının altındaki kız çocuklarını da kapsayacak. Sözleşmeye taraf olan ülkeler gerek kamu gerek özel alanda özellikle kadınların şiddetten arınmış yaşama haklarını sağlamak ve korumak için gerekli yasal tedbirleri alacak.
Sözleşmenin tarafı olan ülkeler mağdurun haklarını korumaya yönelik tedbirlerin cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din ve siyasi ayrım gözetmeksizin uygulanmasını güvence altına alacak.
-ŞİDDETİN İSTATİSTİĞİ ÇIKARILACAK-
Kadına karşı şiddetin önlenmesi için uygulanacak tedbirlerin ve programların uygun biçimde uygulanması için yeterli mali kaynak ayrılacak. Şiddetle mücadelede sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını göz önünde bulundurulacak. Her türlü şiddet eylemi hakkında düzenli aralıklarla istatistiki veri toplanacak. Sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içerisinde farkındalık yaratma kampanyaları ve programları geliştirilecek. Şiddet eylemlerini önlemeye yönelik alınan tedbirlerin kamu genelinde yayınlanması sağlanacak. Öğrencilerin gelişen kapasitesine uygun olarak, kadın-erkek eşitliği, karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde şiddet içermeyen çatışma çözümleri konusu resmi müfredat içerisine eklenecek. Bu çalışmalar eğitimle sınırlı kalmayacak ve medyada teşvik edilecek. Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinin mağdurlarıyla veya failleriyle ilgilenen uzmanlara, uygun eğitim verilecek. Aile içi şiddet faillerinin daha fazla şiddet eyleminde bulunmalarını engellemek ve şiddet içeren davranış kalıplarını değiştirmek için programlar oluşturulacak ve gerekli yasal tedbirler alınacak.
-ŞİDDET GÖREN KADINI KORUMAK İÇİN ŞİKAYET GEREKMEYECEK
Sözleşme hükümlerine göre öncelikle ikincil mağduriyetin önlemesi hedeflenecek. Şiddetin kadın mağdurlarının güçlenmesi ve ekonomik bağımsızlık kazanmaları için çalışmalar yapılacak. Çeşitli koruma ve destek hizmetleri bir arada sunulacak. Tüm bu hizmetlerin verilmesi için mağdurun şikâyette bulunmasına veya faile karşı tanıklık etmesi gerekmeyecek.
Kadınların gördüğü şiddet sonrası toparlanmalarını kolaylaştıracak hizmetler erişebilir olacak.
Bu hizmetlerde hukuki ve psikolojik danışmanlık, maddi yardım, konut, eğitim, öğretim ve iş olacak. Devlet özellikle kadınlara ve çocuklarına güvenli konaklama sağlayacak gerekli sığınma evleri hazırlayacak. Cinsel suç faillerinin tekrar suç işlemesini engelleyen tedavi programları oluşturulacak.
-KADINI KORUMAK İÇİN ŞİDDET HATTI KURULACAK
Şiddet gören kadınlara ulaşabilmek için arayanın kimliğinin gizli kalmasına gereken özeni göstererek danışmanlık vermek için ülke çapında, kesintisiz (7/24) çalışan, ücretsiz telefon destek hattı kurulacak.
Cinsel şiddet veya tecavüz mağdurlarına yönelik tıbbi ve adli muayene, travma desteği ve danışmanlık sağlamak üzere, kolay erişilebilir "tecavüz kriz veya cinsel şiddet yönlendirme merkezleri" kurulacak.
-ŞİDDET MAĞDURUNA DEVLET TAZMİNAT ÖDEYEBİLECEK-
Mağdurların, faillerden tazminat talep etme hakkına sahip olmalarını sağlamak için yasal tedbirler alınacak. Ciddi bedensel hasar gören ya da sağlıkları ciddi bir şekilde zarar gören ve uğradıkları zarar fail, sigorta ya da devlete ait sağlık ve sosyal yardım hizmetleri gibi diğer kaynaklardan karşılanmayan kişilere devlet tarafından yeterli tazminat sağlanacak. Devlet daha sonra verdiği tazminatı failden talep edebilecek. Sözleşme, taraflara, zorla gerçekleştirilen evlilikler, psikolojik şiddet, taciz, fiziksel şiddet, tecavüz dahil olmak üzere cinsel şiddet, zorla kürtaj ve kısırlaştırma, kadın sünneti, sözde namus adına işlenen suçların cezalandırılmasına yönelik gerekli hukuki ve diğer önlemleri alması konusunda yükümlülük getiriyor. Sözleşmede, devlet kurumlarının ve görevlilerinin kadına karşı şiddet uygulanmamasını sağlaması, kadına karşı ve aile içi şiddetin önlenmesi, cezalandırılması, ulusal düzeyde veri toplanması ve eşgüdümden sorumlu bir resmi kurumun tespit edilmesine yönelik düzenlemeler de bulunuyor.
-“NAMUS” ÖLDÜRME GEREKÇESİ OLMASIN -
Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinden herhangi birinin gerçekleşmesini takiben başlatılan cezai işlemlerde kültür, örf ve adet, gelenek veya sözde “namus”un bu eylemlerin gerekçesi olarak kabul edilmemesi için yasal tedbirler alınacak. Bunlara özellikle, mağdurun, kültürel, dini, toplumsal ya da geleneksel olarak kabul gören uygun davranış normlarını ve âdetlerini ihlal ettiği iddialar da dahil olacak. Namus cinayeti cezai sorumluluğun azaltmamasını sağlamayacak yasal tedbirler alınacak. Şiddet gösterenin serbest bırakıldığı mağdura veya ailesine bildirilecek. Sözleşmenin uygulanmasını izlemek üzere bir uluslararası izleme mekanizması (Kadına Karşı Şiddet ve Aile İçi Şiddetle Mücadele Uzmanlar Grubu-GREVIO) oluşturulacak, ulusal düzeyde toplanan veriler bu mekanizma ile paylaşılacak.
ANKA