Antalya Belek'te ikinci yarı kamp hazırlıklarına başlayan Eskişehirspor'da Teknik Direktör Alpay Özalan, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Genç çalıştırıcı, 1 Aralık gecesi Ortaköy'de yapılan terör saldırısını lanetleyerek, "Orada ölen vatandaşlarımıza ve ailesine Allah'tan rahmet diliyoruz. Ülkemize baş sağlığı diliyoruz. Ülkemizin huzurunu bozmaya yönelik yapılan bu saldırılar arkasında kim olursa olsun bu devlet bu hükümet en ciddi şekilde bunu cevabını verecektir. Bizim ise içeride tek yumruk halinde kenetlenmemiz lazım. Bunların üstesinden ancak böyle gelebiliriz" diye konuştu.
"3 PUAN GERİDEYİZ"
Hedeflerinin lider olarak devreyi tamamlamak olduğunu dile getiren Alpay Özalan, "Ancak özellikle içerideki Denizlispor kazasını ve Göztepe maçında kaybettiğimiz 6 puanı hesaba katamadığımız için hedeflediğimizden 3 puan gerideyiz. Ancak çok da fazla bir şey kaybetmedik" ifadelerini kullandı.
"BU TAKIM BİR ÜST LİGE ÇIKACAKTIR"
Özalan, iyi bir takıma sahip olduklarını ifade ederek, "Şu anda takımım transfere kapalı olmasına rağmen, ben elimdeki takımla şu anda ligi göğüsleyeceğimize ve bir üst lige çıkacağımıza inanıyorum. Oyuncularıma inanıyorum. Eskişehirspor camiasının aklına hiçbir şekilde kötü düşünce gelmesin, bu takım üst lige çıkacaktır. Bize inansınlar ve sabırla beklesinler sezon sonunu" şeklinde konuştu.
FİKSTÜR AVANTAJI...
43 yaşındaki çalıştırıcı, şampiyonluk yarışına girecekleri rakipleriyle evlerinde oynayacak olmalarının ve fikstürün avantajlı olacağını vurgulayarak, "Sivasspor, Göztepe ve Balıkesirsporla kendi sahamda oynayacağım. Bu tabi ki bir avantaj olsun ama ister iç saha osun ister dış saha olsun, mücadele etmedikten sonra her maçın ayrı zorluğu vardır. Biz her maça her zaman kazanmak için çıkacağız. Çok iyi de hazırlanıyoruz. Hatta yaz sezonunun hazırlık kampından daha iyi hazırlanıyorum. Çünkü oyuncularımın çoğu yazın hazırlık kampı bittikten sonra takıma dahil olmuştu. Bunun sıkıntılarını ilk 4 haftada çekmiştik. Zaman geçtikte takımım oturmaya başladı ve şu andaki tek avantajımız takım olarak, ekip olarak, yüklemeyi yapıyoruz. Bunu da lig başlayınca göreceğiz" dedi.
"BENİM OYUNCULARIM TARAFTARLARIYLA 12. HAFTADA BULUŞTU"
İlk 4 hafta seyircisiz oynama cezasıyla başladıklarını hatırlatan Eskişehirspor Teknik Direktörü Alpay Özalan, "4 haftada deplasman koyun 8 hafta oldu. Bir de yeni sahada mı oynuyoruz, eski sahada mı oynuyoruz kargaşası oldu. Passolig turnikeleri kalkınca biz Ankara'ya gittik. Yine seyircisiz oynadık. Yani biz 12. Hafta; bu lig 16 hafta oynandı ve bakın 12. Hafta benim oyuncularım seyirciyle buluştu. Denizlispor maçını saymazsak; içeride oynadığım Mersin ve Malatya maçında orada takımımın performansını herkes çok iyi biliyor. Seyircisini de arkasına aldığı zaman oyuncularım coşan bir oyuncu karakterine sahip" açıklamalarında bulundu.
STOPERDE SAKATLIK KRİZİ
"Benim takımım ister deplasmanda olsun ister iç sahada olsun her zaman hücum oynayan bir takım" diyen Alpay Özalan, "Ben 70-80 dakika 10 kişi oynadığım Manisa maçında Malatya maçında bunlarda dahi defansif oyuncu oyuna sokmadım. Devamlı ofansif oynattım takımı. Tabi ki bu oyun sistemiyle çok gol atacaksınız ancak savunmada da zafiyetleriniz olacaktır. Normalde geride de zaafımız olmaması gerekiyordu ancak ben hiçbir stoperimi 3-4 maç arka arkaya yan yana oynatamadım. Felix omzunda kapsül yırtıldı ameliyat oldu. Akaminko arka adelesi sebebiyle 5 hafta bizden ayrı kaldı. Zaten Hakan Cinemre 4 hafta bizimle birlikte olmaya başladı. Sonrasında Uğur İnceman'ı stoperde oynattık ve çok verim aldığımızı düşünüyorum. Biz defansta birlikte oynayan oyuncuları çok fazla oynatamadık. Dediğim gibi ancak benim takımım her türlü golü bulan, çok gol atan bir takım. Bazı hataları minimuma indirdiğimizde takımımız zaten çok farklı yerde olur" diye konuştu.
"BU ÜLKENİN BİZE SAHİP ÇIKMASI LAZIM"
1970 ila 1975 jenerasyonunun Türk futbolunda teknik direktörlük anlamında önemli rol oynadığını hatırlatmamız üzerine Özalan, şöyle konuştu:
"Bizim çok farklı bir jenerasyonumuz vardı. Mesela 1992 ya da 1993 yılında Akdeniz Oyunları'nda şampiyon olan ekip, 10 sene sonra 2002 Dünya Kupası'nda dünya üçüncüsü oldu. O inşaatın temelleri orada atıldı. Öyle bir jenerasyona ulaşabilmeniz için hiçbir şekilde fire vermeden Öyle jenerasyonlar artık oluşturmak çok zor. Ülkemizde her şey günlük yaşandığı için, sportif sonuçlara bağlı olduğu için 3-4 mağlubiyet almış hocanın koltuğu sallanır. Biraz daha sabırlı olmamız gerekiyor. Bu ülkede kimlerin antrenörlük yaptığını herkes biliyor. Bu ülkeye gelen yabancı hocalar ne kattı. UEFA Kupası'nı alan Türk hoca, Dünya 3.'sü yapan Türk hoca, Avrupa Şampiyonaları'nda yarı final oynatan yine Türk hoca Mustafa Denizli, Fatih Terim ve Şenol Güneş'ten bahsediyorum. Yabancı hocalara verilen kredinin fazlası bizlere verilmesi lazım. Buradaki Türk oyuncunun duygusallığını en iyi bilen biziz. Bizlere güvenildiği zaman başarıları çok zor olan şeyleri belki de ülkemize getireceğiz. Bizim jenerasyon bu ülkenin evlatlarıdır ve bu ülkenin bize sahip çıkması lazım. En az yabancılar kadar sahip çıkmaları lazım. Bizim jenerasyon hocaların ne eskilerden ne yenilerden ne yabancılardan eksiği vardır; tam aksine fazlası bile vardır."