Kitzbühel, Chamonix, Lech & Zürs, Gstaad ve Madonna di Campiglio... Kasım’dan Mayıs’a dek karla kaplı olan seçkin kayak merkezleriyle, yüzyıllara dayanan masalsı mimari yapıları, bu kasabalara ağırbaşlı bir hava katıyor; her modern ve lüks detayın geleneklerden beslendiğini fark ediyorsunuz. Alpler’in nefes kesici güzelliği, muhteşem zirveler, doyurucu bir kayak deneyimi ve buzul keşifleri için geç kalmanızı istemedik. Kış seyahatinizi planlamanız için Avrupa’nın en iyi beş kayak destinasyonunu derledik.
Nizami sıralanmış az katlı, rengarenk yapıların eşlik ettiği karlı doğa manzarasının buraya bir kartpostal sevimliliği kattığını düşünebilirsiniz. Ancak bu fotoğraftan fazlası var: Kış sporlarını, özellikle kayağı sevenler için Avrupa’nın en prestijli adreslerinden biri Kitzbühel.
Nasıl gidilir: Avusturya’nın Tirol eyaletinin kuzeydoğusunda yer alan Kitzbühel, Münih’ten 120, Innsbruck’ten 100, Salzburg’dan ise 80 kilometre uzaklıkta. Bölgedeki otellerin çoğu, indiğiniz havaalanından Kitzbühel’e transferinizi sağlıyor. Kayaklarınızı da taşıyabileceğiniz kayak otobüsleri, teleferik ve lift’ler arasında hizmet veriyor.
Pistler: Kitzbühel Alpleri’nin iki önemli pistinden biri olan Hahnenkamm, 1930’dan bu yana dünya kayak şampiyonasına ev sahipliği yapıyor. Kitzbüheler Horn ise, half pipe’ıyla özellikle snowboard’cular arasında çok popüler. Daha sakin pistlere yönelmek isteyenler Wurzhöhe ve Bärenkogel zirvelerini tercih edebilir. Wurzhöhe’nin zorlu pist arayanlara hitap ettiğini de belirtelim.
Başka ne var: Buraya kadar gelmişken kendinizi ünlü şef Stefan Hofer’in lezzetli mutfağından alıkoymayın. 1844’ten bu yana hizmet veren Neuwirt, Hotel Schwarzer Adler’in içinde bulunan köklü ve ödüllü bir restoran.
2004’te ‘Avrupa’nın En Güzel Köyü’ seçilen Lech, bu ödülün hakkını veriyor. Rustik mimarisi, karlar altında kalan tarihi çiftlik evleri, renkli ışıkları ve şehrin ortasından akan nehirle burası adeta bir masal şehri... Lech ve Zürs, après-ski seçenekleri ve sofistike pistleriyle ülkenin en revaçta kayak adresleri.
Nasıl gidilir: 1450 metre yükseklikteki Lech’e ulaşım her zaman çok kolay değil. Innsbruck 1,5 saat, Zürih havalimanı 2 saat ve Münih Havalimanı ise 3 saat uzaklıkta. Zürih’ten cuma, cumartesi ve pazar günleri otobüsle direkt ulaşım sağlanabiliyor.
Pistler: Lech Zürs 350 kilometrelik bir kayak alanına ev sahipliği yapıyor. Toplamda 31 kilometrelik altı adet cross-country parkur da mevcut. Kış sporu tutkunlarının adrenalini artıran bir diğer özellik ise Lech ve Zürs’ün kışın çok kar alması. Aralık-Mart boyunca karın yüksekliği ortalama sekiz metreyi bulabiliyor. Lech’i Alpler’in en karlı yamacı Warth’a bağlayan yeni teleferik de buraya olan rağbeti artırmış durumda.
Başka ne var: Lech’te yapılabilecek en güzel aktivitelerden biri, güneşli bir öğleden sonra ya da akşam saatlerinde karlarla kaplı dağlarda atlı kızaklarla bir gezintiye çıkmak. Helikopterli kayak da deneyebilirsiniz; rehber eşliğinde yapılan heli-skiing turlarının kalkışları Zürs’ten ve Lech’teki Kriegerhorn’dan gerçekleştiriliyor. Helikopter sizi Mehlsack ve Schneetäli zirvelerine çıkarıyor. Ve geyikler... Bu muhteşem yaratıkları Alpler’in doruklarında elinizde sıcak şarabınız ve dürbününüzle gözlemlemek de eşsiz bir deneyim.
Fransa, İtalya ve İsviçre’nin kesişim noktasında, engebeli bir arazide konumlanan Chamonix, 1924’te ilk Kış Olimpiyatları’nı ağırlamış olmanın getirdiği bir tecrübe ve karizmaya sahip. 4800 metre yüksekliğindeki Mont-Blanc dağıyla çevrili kasabanın, tahmin edebileceğiniz gibi geleneksel mimarisini koruyan, sevimli bir çehresi var. Ulaşım kolaylığı da cabası.
Nasıl gidilir: Chamonix ile Cenevre Havalimanı arası 88 kilometre; her gün havaalanından bölgeye otobüs seferleri yapılıyor. Lyon Uluslararası Havaalanı ise 220 kilometre mesafede konumlanıyor. Trenle seyahat etmek isteyenler Mont Blanc Express’i kullanabilir.
Pistler: Chamonix, her seviyeden kayakçıların keyif süreceği pistlere ev sahipliği yapıyor. Toz karı, dik zirvesi ve buzullara yakınlığıyla 1235 – 3300 metre yükseklikteki Grands Montets bölgesi tecrübeli kayakçıların gözdesi. Lognan ve Pendant, pist dışında kaymak isteyenler için oldukça elverişli ve Mayıs’a kadar yağış alıyor. Kayarken manzaranın tadını çıkarmak isteyenler 1030 – 2525 metre yükseklikteki Brévent ve Flégère’e bayılacaklar. Bu iki bölge arasında 1997’den beri teleferikle ulaşım sağlanıyor.
Başka ne var: Burada görmeniz gereken, Montenvers Tepesi’nde, 1913 metre yükseklikteki Mer de Glace (Buz Denizi) adlı buzul. Buraya Chamonix merkezden kalkıp, orman ve tünellerin arasında 20 dakika süren bir tren yolculuğuyla ulaşabiliyorsunuz. 19. yüzyılda Alp turizmini başlatan bu tarihi bölge, Les Drus ve Les Grandes Jorasses zirvelerinin görkemli manzarasını da sunuyor.
İsviçre’nin güneybatısında Fransızca konuşulan bölgesine komşu olan Gstaad,Alpine Grand Hotel’in açılmasıyla varlıklı Rus ve Macar ailelerin uğrak yeri oldu ve zamanla Belçika ve İspanya krallarının, Elizabeth Taylor ve Julie Andrews gibi ünlü isimlerin tatil yaptığı bir destinasyona dönüştü. Işıltılı sokaklarında lüks otel, restoran ve butiklerin sıralandığı kasaba, buzullar, dağ gölleri ve aylarca toprağından kalkmayan bembeyaz örtüsüyle büyüleyici bir manzara sunuyor.
Nasıl gidilir: Gstaad, Zürih Kloten Havaalanı’ndan araçla 2,5; trenle 3 saatlik mesafede konumlanıyor. Cenevre’deki Cointrin Havalanı’ndan araçla 2, trenle 2,5 saatte ulaşabiliyorsunuz. Bölgeye en yakın havaalanı ise Bern; araçla 1 saat 20 dakikada Gstaad’a varıyorsunuz.
Pistler: Gstaad kayak parkurlarının % 80’inin zorluk derecesi kolaydan ortaya meylediyor. 82 pist ve 53 teleferikle 220 kilometrelik bir kayak alanı bulunuyor. Bernese Oberland bölgesindeki Glacier 3000 adlı tek buzul kayak merkezine sahip olması, ustalığına güvenen snowboard’cu ve kayakçılar için burayı cazip kılan bir özellik.
Başka ne var: Gstaad’a gitmeye karar verirseniz, Glacier 3000 buzulundaki zirve yürüyüşünü kaçırmak istemezsiniz. View Point zirvesini Scex Rouge zirvesiyle bağlayan 107 metre uzunluğundaki asma köprü tüm yıl açık. Tüm dünyada iki zirveyi birbirine bağlayan bu ilk ve tek köprüden Matterhorn, Mont Blanc, Eiger, Mönch ve Jungfrau’nun eşsiz manzarasını izlemek ayrıcalıklı bir keyif.
Ülkenin kuzeydoğusunda, Dolomiti di Brenta sıradağlarıyla, UNESCO tarafından koruma altına alınmış Adamello-Presanella buzullarının arasında 1550 metre yükseklikteki bir vadide konumlanan zarif bir kasaba Madonna di Campiglio. İtalya’nın bir numaralı kayak merkezi olmasının yanında Alpler’de de hatrı sayılır bir konuma sahip.
Nasıl gidilir: İtalya’nın kuzeyindeki üç uluslararası havaalanı, bölgeye ulaşımı kolay kılan seçenekler. Verona’dan 2; Milano’dan 2,5; Venedik’ten 3 saatte Madonna di Campiglio’ya ulaşabilirsiniz. Avusturya’nın Innsbruck kentinden de 2 saat 45 dakika süren uçuşlar mevcut.
Pistler: 57 teleferiğin hizmet verdiği 150 kilometrelik kayak alanı, orta seviyedeki ve başlangıç aşamasındaki kayakçılar için ideal parkurlar barındırıyor. İleri düzeydekiler ise Canalone Miramonti veya her yıl dünya kupası yarışlarının gerçekleştiği 3-Tre pistlerinden keyif alacaklar.
Başka ne var: Madonna di Campiglio’ya Şubat ayında gidecek olursanız, spor faaliyetlerine biraz ara verip kraliyet kutlamalarına şahit olabilirsiniz. Geçmişi 19. yüzyıla uzanan Habsburg Karnavalı, Prenses Sissi, İmparator Franz Joseph ve Habsburg kraliyet ailesinin diğer üyelerinin ev sahipliği yaptığı, Avrupa ülkelerinden gelen aristokratların da katıldığı o eski görkemli törenleri yeniden canlandırıyor. Bölgenin prestijli geçmişi tarihi kostümler ve valslerle eğlenceli bir etkinliğe ilham veriyor.
Bone'dan daha falza içerik için: http://bonemagazine.com/