Alsancak'ın Son Gözdesi, Eskici Kahveci Gazozcu

Tufan HAMARAT/ İZMİR, İstanbul'da yaşayan ve ailesiyle kafe işletmeciliği yapan Özgür Çankaya, bu kentin yoğunluğundan bunalınca yaklaşık 1 yıl önce eşi Gülfer Çankaya ile radikal bir karar aldı. Daha önce birkaç kez gezmek için geldiği İzmir'e yerleşen Özgür Çankaya, hayallerindeki işletmeyi açmak için araştırma yapmaya başladı. Hiçbir yakınının oturmadığı İzmir'i sokak sokak gezip, alan çalışması yapan Çankaya, en sonunda Alsancak 1484 Sokak'taki küçük dükkanı satın aldı. Ardından her biri tarih kokan eşyayla dükkanı baştan yarattı. İşyerine babaannesinin adını verdiğini belirten Özgür Çankaya, sloganının ise 'Olursa olur olmazsa gazoz içeriz' olduğunu söyledi.
ARADIĞI HUZURU İZMİR'DE BULDU
Babaannesinin adını yaşatmanın mutluluğunu taşıdığını dile getiren Çankaya, "Huzuru aramak adına İzmir'e yerleştim. Bu mekanı açtım. Burası eskici, kahveci, gazozcu, bizim konseptimiz bu. Neden böyle bir konsept, çünkü buradaki her şey satılık, burada kahve içebiliyorsunuz, ayrıca Türkiye'nin çeşitli yerlerinden getirdiğim 20 çeşit gazoz servisi yapılıyor. Lokal gazoz bunlar, o yörenin suyuyla yapılan sadece o yörede satılan bölgenin çok eski gazozları. Safranbolu'nun Bağlar, Ordu'nun Ufuk, Mersin'in Ankara, Denizli'nin Zafer, İzmir'in Huzur gazozu gibi. İstanbul'un ulaşımı, oturma yeri olsun çok keşmekeş. Ben de kalabalıktan pek de memnun olan biri değilim. Mesela ziyaretime gelen bir arkadaşım, 'İzmir'de yaşamak sürekli yazlıkta yaşamak gibi' diye anlatmıştı İzmir'i. İzmir'de gerçekten huzurluyum, insanlarının hayata bakışı daha doğru, insanlar birbirine daha saygılı. Bence bir Avrupa şehri. Trafikte insanlar birbirlerine yol veriyor, kavga gürültü görmedim. Geldiğimden dolayı da çok memnunum" dedi.
YILLARDIR AÇIK GİBİ
Yaklaşık bir aydır hizmet verdiğini dile getiren Özgür Çankaya, çok güzel tepkiler aldığını kaydetti. Çankaya, "Yoldan geçenler, 'Burayı neden fark etmedik, kaç yıldır buradasınız. Sanki dükkan burada vardı da binayı üzerine yapmışlar' gibi yorumlar yapıyor. Buradaki eski eşyalardan hala evlerinde olanlar var. Belki bu benim işime engel oluyor ama eskilerin yerinde değer bulup yeniden yaşaması çok önemli. Çünkü her eskinin bir hatırası var. Ben de bu güzellikleri yaşatmak istiyorum. Mesela Şirinyer Hipodromu'ndan çıkma bir kapı var, bir kısmı dövme demirden yapılan onu mekanda kullanmayı tercih ettik. Düzenleme için kullandığımız malzemeler de eski ve her birinin yaşanmışlığı var. Eski bavullar, tüplü televizyonlar, eski kapı kilitleri, daktilolar var, bunların tümü satılık. İlerleyen dönemde 'Münire' adıyla gazoz üretmeyi düşünüyorum. Gazozu yaşatmak istiyorum, tek bir ürüne bağlı kalmayıp insanlara değişik tatlar sunmak ve tat şöleni yaratmak istiyorum" diye konuştu.