MARDİN (AA) - HALİL İBRAHİM SİNCAR - Mardin'de 700 yıllık Muzafferiye Medresesi'nin kalıntıları üzerine Osmanlı döneminde inşa edilen tarihi yapıda yetiştirilen usta ve usta öğreticiler, unutulmaya yüz tutan el sanatlarını yaşatıyor.
Merkez Artuklu ilçesinde kale eteğinde bulunan Muzafferiye Medresesi'nin kalıntıları üzerinde, 11 Mayıs 1892'de Mekteb-i Rüştiye olarak 2 blok halinde inşası tamamlanan tarihi yapı, sırasıyla ortaokul, Mardin Lisesi, Ticaret Lisesi, Kız Enstitüsü, Kız Meslek Lisesi ve ilkokul olarak hizmet verdi.
Valilikçe restore edilerek 2010'dan itibaren Mardin Olgunlaşma Enstitüsü olarak eğitim hizmetini sürdüren, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın açılışını yaptığı tarihi binada, telkari, ahşap oymacılığı, dokuma, seramik ve cam teknolojisi, sedef kakma, el nakışları, el sanatları, giyim üretimi, gıda teknolojisi, iğne oyası, makine nakışı gibi unutulmaya yüz tutan sanatlar yaşatılıyor.
Bugüne kadar yaklaşık 100 usta ve usta öğreticinin yetiştirildiği enstitüde 2 yıllık eğitimin ardından meslek lisesi denklik belgesi alan kimi ustalar, çeşitli kurumların açtığı kurslarda kendileri gibi usta yetiştirirken kimileri de bu alanda iş yeri açarak sanatını gelire dönüştürdü.
- Enstitüde 12 atölye bulunuyor
Mardin Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Metin Değer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi yapıda el sanatlarını yaşatmaktan memnun olduklarını söyledi.
Enstitü bünyesinde aktif devam eden 12 atölyenin bulunduğunu anlatan Değer, "Burada özellikle unutulmaya yüz tutan geleneksel el sanatlarımızı çalışıyoruz. Yöresel el dokumaları, baskı boyama tekniği, cam altı boyama işlemesi, ahşap oyma ve işleme, taş ustalığı ve işlemesi, iğne oyası, nakış ve takı tasarımı, telkari, yöresel ve modern kıyafetleri çalışıp bu doğrultuda öğrenci yetişmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Özellikle 2 yıllık program kapsamında teorik ve pratik eğitim gören öğrencilere başarılı olmaları halinde meslek lisesi denklik belgesi verdiklerini dile getiren Değer, bunun aynı zamanda ustalık belgesine denk olduğunu aktardı.
- "Bugüne kadar 100 usta ve usta öğretici yetiştirildi"
Değer, ustalık belgesi alan öğrencilerin Mesleki Eğitim Merkezine başvurarak usta öğretici belgesi de alabildiğine işaret ederek, daha sonra öğrencilerin Hak Eğitim Merkezi, belediye, kaymakamlık gibi kurumların açtığı kurslarda usta öğretici yani eğitimci olarak görev alabildiğini belirtti.
Bu öğrencilerin aynı zamanda iş yeri açabildiğini, kendi mesleklerini icra edebildiğini ifade eden Değer, "Kurumda açıldığı günden bugüne yaklaşık 100 usta ve usta öğretici yetiştirildi. Hedefimiz bütün ilçelerimizde 2 yıllık programlarımızı yaygınlaştırmak ve her ilçede farklı alanlarda en az 20 usta öğretici yetiştirmek." dedi.
Değer, tarihi binada yaptıkları Ar-Ge çalışmalarıyla Mardin'in kültürüne, sanatına ve tarihine ait ne varsa somut yada soyut olabilecek her türlü çalışmayı, veriyi, belgeyi araştırıp, derlediklerini, daha sonra tasarım ve üretimini yaprak bu sanatları yaşatmaya çalıştıklarını vurguladı.
Öncelikle Mardin'e ait sembolik unsurları farklı farklı ürünlere yansıtarak Mardin'in tanıtılmasını da sağlamaya çalıştıklarını anlatan Değer, öğrencilerin öğrendikleri bilgi ve edindikleri birikimle bir meslek edindiğini, bu meslekle de hayatını idame ettirdiğini kaydetti.
Değer, enstitünün her kesime hitap ettiğini, herkesin faydalanabileceği atölye, alan ve dallara sahip olduğunu aktararak, yöresini, kültürünü, sanatını tanımak ve tanıtmak isteyen herkesi beklediklerini bildirdi.
- "Bu sanatı dünyaya tanıtmamız lazım"
Geleneksel halı dokuma ustası Gülhayat Acabey, 24 yıldır bu mesleği sürdürdüğünü, son 2 yıldır da enstitüde görev yaptığını söyledi.
"Tarihi bir binada unutulmaya yüz tutmuş bir sanatı çalışmak gerçekten çok güzel. Herkese burada bir sanat öğrenmelerini tavsiye ediyorum." ifadelerini kullanan Acabey, bu imkanı sağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a teşekkür etti.
Telkari ustası İbrahim Cihan ise emek isteyen telkari sanatının unutulmayacağını belirtti.
Mardin'e özgü sanatın Mardin'de yaşatılmasından memnuniyet duyduklarını, çok usta yetiştirdiklerini, yetiştirmeye devam ettiklerini dile getiren Cihan, "Bu sanatı dünyaya tanıtmamız lazım." dedi.
- ''İş yeri açmak, eğitmen olmak istiyorlar''
Öğrencilerden Deniz Çaltekin, telkari kursuna gelerek ustalık belgesi almak istediğini ifade ederek, "Hem iş yeri açmak hem de bu alanda eğiticilik yapmak istiyorum." şeklinde konuştu.
Derya Yertüm, unutulmaya yüz tutan bir meslekten gelir elde etmeyi hedeflediğini bildirdi. Kalfalık belgesinin bulunduğunu, ustalık belgesi almak için çalıştığını belirten Yertüm, ''Elimden geleni yapıyorum çünkü bu mesleği çok seviyorum. Enstitüde öğrenci olduğum içi çok memnunun. Bu kurs sayesinde ileride eğitici ya da iş yeri sahibi olacağım." dedi.
Esra Dabakoğlu da bu meslekte önce usta olmayı ardından da usta öğretici olmayı hedeflediğini aktardı.