Amerikalı yazar Mark Twain tarafından dile getirilen Yaldızlı Çağ kavramı, Amerika’nın 1870-1920 yılları arasındaki dönemi ifade ediyor. Bu dönemde Amerika’da teknoloji ve endüstri alanında daha önce eşi benzeri görülmemiş gelişmeler yaşandı. Özellikle Kuzey ve Batı Amerika’da inanılmaz derecede ekonomik bir refah yaşanıyordu. Bu uç noktalarda yaşanan zenginliğin yanında aynı düzeyde fakirlikte etkiliydi. Zenginler daha çok paraya sahip olmak için dolandırıcılık ve şiddet gibi kanunsuz yollara başvurmaya başladı. Bunun sonucunda ise petrol, demiryolu, bankacılık, madencilik ve tekstil gibi büyük endüstri kollarının tamamına hakim oldular. Yaldızlı Çağ’a adını altın harflerle yazdıran aristokratların oldukça ilginç zenginlik göstergelerini sizler için derledik.
Yaldızlı Çağ denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri John D. Rockefeller, ülkedeki petrol sektörünü domine eden kişi konumundaydı. New York’ta satın aldığı boş araziye kendisi ve ailesi için devasa bir malikane inşa ettirdi. Malikanenin bahçesinde ise en sevdiği hobilerden biri olan golf için bir saha yaptırdı. Ancak golf sahasının hemen yanında tren hatları vardı. Sefer yapan trenlerin dumanları golf sahasına ulaşıyordu. Rockefeller için çözüm oldukça basitti. Evinin yakınından geçen tren yollarını komple satın aldı. Böylece onlar golf oynarken trenlerin dumanından rahatsız olmuyorlardı. Bu sefer rahatsız oldukları başka bir unsur ortaya çıktı. Malikanenin yakınlarında bulunan köyde yaklaşık 40 hane yaşıyordu. Ailesinin mahremiyetini korumak isteyen Rockefeller, köyün tamamını satın aldı. Kamuoyunda tepki çekmemek için her haneye evin değerinden daha fazla para ödedi.
Zenginlik göstergelerinden en önemlisi hiç şüphesiz tamamen altından yapılan klozet ve küvetlerdi. Demiryolu endüstrisindeki başarılarıyla tanınan Garrett ailesi, Baltimore’da göz kamaştıran bir malikane yaptırmıştı. Bugün Amerika’nın pek çok yıldızını kıskandıran bu malikanede, özel bir tiyatro, Roma çinileriyle kaplı bir hamam, 23 ayar altından yapılmış bir küvet ve klozet bulunuyordu. Garret ailesinin altın kaplama klozeti, bugün ABD’nin onaylanmış tek altın klozetidir.
Yaldızlı Çağ, aslında sadece zengin baronların değil sosyetik güzellerinde gönüllerinde para harcayabilecekleri bir dönemdi. Dönemin sosyetesinin en tanınmış isimlerinden biri olan Mary Astor Paul, düzenleyeceği balo için büyük bir organizasyon planladı. Balosu için Brezilya’dan 10.000’den fazla kelebek getirtti. Kelebekler konuklara sürpriz olması için tavana bir ağ yardımıyla gizlendi. Şovun en güzel anında ağ bırakılacak ve evin her yerinde kelebekler uçacaktı. Ancak lambaların ısısına dayanamayan kelebekler balo başlamadan telef oldu. Ağ serbest bırakıldığında ise ölmüş kelebekler konukların üzerine yağdı.
Cornelius KG Billings, yüzlerce dolar harcayarak bir at çiftliği yaptırdı. Çiftlikte 20 araba, 33 at, devasa bir sapor salonu ve bir malikane bulunuyordu. Çiftliği tanıtmak için büyük bir davet düzenledi. Billings tarafından dekore edilen davet salonunda; kuşlar, ağaçlar ve çeşitli çiçekler vardı. Ancak bu salonda masa yoktu. Misafirlerin at üzerinde yemek yemesi bekleniyordu. Tabaklar eyerlere bağlanmış, pipetlerle şarap içiliyordu. Billings, o günün ardından benzer konseptle daha pek çok davet düzenledi.