Güneş çiçeği, ölmez çiçek, arı çiçeği, altın çiçek halk arasından kullanılan diğer isimleridir. Ana vatanı Avrupa'dır. Ülkemizde ise daha çok Doğu Anadolu Bölgesi'nde yetiştirilir. Kayalık alanları sever ve çok yıllık bir bitkidir. 17 tane farklı türü olduğu bilinmektedir. İnsanı kendine hayran bırakacak güzellikte sarı çiçekler açar. Çiçekleri kurusa da altın sarısı rengini muhafaza etmeye devam eder. Bu yüzden çiçekçilerin favori bitkileri arasındadır. Aynı zamanda park ve bahçe süslemelerinde sıklıkla tercih edilir.
Altın otu, flavonoidler, kumarinler, pyranonlar, eterik yağlar, fenol karbonik asitler, taninler, steroller, vitaminler ve mineraller bakımından oldukça zengindir. Prostat hastalığına şifa olduğu bilinen bu bitkinin basur tedavisine de katkı sağladığı hekimler tarafından onaylanmıştır. Düzenli olarak tüketilen altın otu çayı varis oluşumunu engellerken var olan varislerin de etkilerini azaltıyor.
Spazm, vücutta istenmeyen ani ve istemsiz ağrılar bütünüdür. Solunum sistemi, akciğerler, kaslar, sinirler veya bağırsaklarda ortaya çıkabilir ve şiddetli öksürük, nefes darlığı, kramplar ve şiddetli karın ağrıları ile kendini gösterebilir. Hatta aşırı durumlarda ölümcül sonuçları doğurması da muhtemeldir. Bu nedenle tedavi edilmesi şarttır. Altın otundan elde edilen yağ, bir antispazmodiktir ve spazma karşı hızlı bir rahatlama sağlar. Düzenli olarak kullanıldığında vücudu spazma karşı koruyan bir kalkan görevi üstlenir.
Altın otu basur tedavisi için hayati önem taşıyan bir şifa kaynağıdır. Altın otunun içerisinde yer alan antikoagülan maddeler kanı sıvılaştırıp incelterek yüksek kolesterol nedeniyle kanın kalınlaşmasına bağlı olarak yaşanabilecek kalp krizi riskini ortadan kaldırır. Günümüzde kalp hastalıkları ve kalp krizlerinin endişe verici oranda artması sebebiyle doğal kaynaklardan antikoagülan maddeler elde etmenin yollarını keşfetmek için yoğun araştırmalar yapılmaktadır.
Sadece deride döküntüler şeklinde olduğu düşünülen alerjilerin ortaya çıkardığı sorunlar bununla sınırlı değil. Alerjiler önce karaciğer, dalak, akciğerler, solunum yolları, bağırsaklar ve hatta kalp gibi iç organlarda ortaya çıkar ve aşırı durumlarda astım, kalp krizi, midede dayanılmaz ağrı ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Bu yüzden alerjik reaksiyonlar hafife alınmamalıdır. Kriz anının yaklaştığı hissedildiğinde altın otu yağı kullanılarak semptomların birçoğu giderilebilir. Ciltteki döküntülere de altın otu yağı uygulanabilir. Kaşıntı ve ağrının giderilmesine yardımcı olan altın otu yağı aynı zamanda nefes darlığı yaşandığı durumlarda koklandığında astım ataklarının hafiflemesini sağlar.
Ateş tek başına bir hastalık değildir. Sadece vücudumuzun bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara veya istenmeyen maddelere karşı savaştığını gösteren bir semptomdur. Bu nedenle ateş nadiren yalnız bir belirti olarak görülebilir. Genellikle soğuk algınlığı, viral enfeksiyonlar, bakteriyel enfeksiyonlar, yaralar, karaciğer rahatsızlıkları, kızamık, alerjik reaksiyonlar veya artritlerden kaynaklanan enfeksiyonlarla birlikte görülür. Altın otu antialerjik, antimikrobiyal, anti-inflamatuar, antitussif, kikatrizan, mantar öldürücü ve antiseptik bir bitki olduğu için ateş probleminin giderilmesinde ve enfeksiyonla savaşmada en iyi alternatif tedavi yöntemlerinden biridir.
Altın otunun diüretik etkileri sık idrara çıkmayı kolaylaştırır. Böylece toksik maddelerin kandan idrar yoluyla uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda doğal bir antiseptik olan bu altın sarısı bitki, böbrekteki taş ve kumun düşürülmesine, idrar yolu enfeksiyonlarının giderilmesine fayda sağlar. İdrar söktürücü özelliğinden dolayı ödem sorunu yaşayanlar için de etkili bir bitkidir. Öyle ki bu özelliği ile altın otu böbrek yetmezliği yaşayan diyaliz hastalarının tedavisine de destek olur. İdrar söktürücü olarak etkisini artırmak için altın otu bitkisi ile ayrık otu karıştırılarak birlikte kaynatılır ve çayı hazırlanır. Günde 2 bardak aç karnına içilmesi yeterlidir. Kum ve taş düşürmenin kolaylaştırılması için de mısır püskülü ile birlikte kaynatılır ve tüketilir. Düzenli kullanım ile şikayetlerin azaldığını görmek mümkün. Ancak her bitki gibi altın otunu tüketirken de mutlaka doktora danışmak gereklidir.
Altın otu ödem attırıcı özelliğinden dolayı diyet yapanların favori bitkilerindendir. Altın otu ile zayıflama kürü hazırlamak için ise; 75 gr kadar kaynayan suya 10-11 adet kuşburnu, 1 tutam altın otu bitkisi ve 2 tutam ıhlamur katılır. 8-9 dakika kaynatılır ve ılıyınca süzülür. Günde 2 kez, 6 saat ara ile tüketilir. 6 saat ara ile tüketilmesi çayın etkinliğini artırır ve daha hızlı kilo verdirir.
Altın otu bitkisinin çiçekli dalları toplanır ve kurutulur, daha sonra su ile kaynatılarak tüketilir. Altın otu nasıl kullanılır? Altın otu çayını hazırlamak için; 1 bardak su kaynatılır. 3-4 çiçek altın otu bitkisi kaynayan suya atılır ve 5 dakika demlendirilir. Günde 2 defa aç karnına tüketilmesi tavsiye edilir. Şikayetler bitene kadar kullanılmasında bir sakınca yoktur. Ancak kullanmadan önce mutlaka hekime danışmak gereklidir. Özellikle ilaç kullanan hastaların dikkatli kullanmaları önerilir. Altın otunun bir diğer kullanım şekli ise yağ formunda olanıdır. Cilt üzerine uygulanarak kullanılabilen yağ, ağrıları gidermek için kullanılırken, eğer koklanırsa da astım ve solunum yolu rahatsızlıklarının giderilmesine yardımcı olur.
Genel olarak şifa veren bitkilerin toplanmasında, kurutulmasında, paketlenmesinde yapılan pek çok yanlış bulunmaktadır. Şifalı bitkilerin çiçekleri ve yaprakları güneşte kurutulmamalıdır. Gölgelik ve serin bir yerde kurutulması gereklidir. Bu yüzden altın otunun da düzgün ellerde üretilmiş ve hazırlanmış olanını bulmak çok önemlidir. Çünkü insanlar şifa bulmak isterken tam tersi bir etkiyle karşılaşabilirler. Sağlığı tehlikeye atmamak için bu konuya dikkat etmek önemlidir. Altın otunun faydaları çok olsa da bazı bünyelerde yan etkilere sebep olabilir. Bu yüzden eğer cilde uygulanacaksa, önce küçük bir bölgeye sürülerek alerjik etkilerin gözlenip gözlenmediği kontrol edilmelidir. Peki altın Otu hamilelikte zararlı mı? Alerjik reaksiyona sebep olabileceği için hamile ve emziren kadınların doktor kontrolünde kullanması gerekir. Alerjik reaksiyon hem anne hem de bebek için hayati risk oluşturabilir.