Geçen yılı 1.675 dolar seviyesinden tamamlayan altının onsu, 2013 yılında en yüksek 1.696 doları gördükten sonra yıl boyunca düşüş trendinde hareket ederek yıl başına göre yüzde 28,49 oranında değer kaybetti. ABD'de makro ekonomik verilerin düzelmeye başlaması ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal genişlemeyi sınırlandırmaya başlayabileceğinin ilk sinyalleri ile nisan ayından sonra düşüşü hızlanan altının onsu, haziran ayında en düşük 1.180 dolar seviyesine kadar geriledikten sonra, analistlerin destek olarak nitelendirdikleri bu seviyenin üzerinde tutunmaya çalıştı. Fed'in geçen hafta ocak ayında, tahvil alım miktarında azaltıma başlayacağını açıklaması ile düşüşü tekrar ivme kazanan altının onsu, yatırımcısına bu hafta da kaybettirdi ve 1.238 dolardan başladığı haftayı son altı ayın en düşük seviyesi olan 1.200 dolar seviyelerinde tamamladı.
"Faizlerin 2014 yılı sonunda yönünü yukarıya çevirmesi ile altın fiyatlarında yükseliş başlayabilir"
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Marbaş Menkul Değerler Araştırma Müdürü Üzeyir, altın fiyatlarındaki düşüş sürecinin devam ettiğini belirterek, altının onsunda 1.210 dolar desteğinin altına sarkılmasıyla birlikte son 3 yılın dip noktası olan 1.180 doların test edilmek istendiğini kaydetti. Gelecek günlerde bu seviye ve 1.270 doların altına sarkmayla 1.130 dolar civarının gündeme gelebileceğine işaret eden Doğan, "Bu seviyelere doğru olacak hareketlerin orta ve uzun vade için alım fırsatı olacağını düşünmekle birlikte olası yukarı yönlü hareketlerin hızlı olmama ihtimalinin daha yüksek olduğunu belirtmek istiyoruz. Yani bir süre bu seviyelere yakın dalgalanmalar izleyebiliriz. Altın fiyatlarında kısa vadede 1.210 dolar üzerinde sağlıklı bir hareket görülmediği sürece yükselişlere karşı temkinli yaklaşmak gerektiğini düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Doğan, Fed'in hafta içinde aldığı kararı, sadece tahvil alım programında 10 milyar dolarlık bir kesinti olarak yorumlamamak gerektiğini vurgulayarak, bu tarihin 2008 krizinin ardından başlayan genişlemeci politikalardan da çıkışın miladı olduğuna dikkati çekti. Bu adımın muhtemelen 2014 yılında tahvil alım programının tamamen sonlandırılması, yani genişlemenin durmasıyla sonuçlanacağını ve ardından da daraltıcı politikaların ne zaman başlayacağının tartışma konusu olacağını aktaran Doğan, altın fiyatlarını doğrudan bu politika ile ilişkilendirmenin mümkün olmayabileceğini de belirtti.
Ancak bu politikanın orta ve uzun vadede doğrudan etkileyeceği faiz oranlarının altın fiyatlarını doğrudan etkileyeceğine dikkati çeken Doğan, başlangıçta tahvil alım programının azaltılması ve durdurulmasının faizler üzerindeki yükseltici etkisinin Fed tarafından engellenmeye çalışılabileceğini belirtti.
Faizlerde yükseliş olasılığının gündeme gelmeye başladığı anda altın fiyatlarının da yönünü yeniden yukarıya çevireceğini aktaran Doğan, şunları ifade etti:
"Ancak bu süreç öncesinde, kısa vadede düşük faiz ortamının devam edeceği varsayımıyla genişlemenin de hız kaybetmesi altın fiyatlarında düşüşün devamına neden olabilir. Net bir rakam vermek zor olsa da sektörde altının çıkarma, işleme, vergi, finansman gibi tüm maliyetlerin dahil edildiği toplam maliyeti için 900 ile 1.300 dolar arasında rakamlar ifade edilmektedir. Altının bu düşüşte, bu maliyetlerin daha da altında bir fiyatlama içine girme olasılığı bizce düşük. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bu rakamların alt sınırına yakın yerlerde dip oluşumu ve ardından bir süre band hareketi izleyebiliriz. Faizlerin 2014 sonunda yönünü yukarıya çevirmesi ile altın fiyatlarında yükseliş başlayabilir. Bu süreçte 1.500-1.600 dolar aralığı ilk hedef olacaktır. 2015 öncesinde bu seviyelerin de üzerinde harekete neden olacak bir sebep görmüyoruz."