Ameliyatsız varis tedavisi mümkün mü ?

Varis hastalığı, görsel (estetik) bir problem olduğu kadar, hastanın hayat kalitesini de düşüren çok fazla şikayete de sebep olmaktadır.

Hastalar, varislerinden kaynaklı ödem, şiddetli ağrı, kramp, kaşıntı gibi sıkıntılar yaşarlar. Özellikle kadın hastalar ise, varisli bacaklarının görüntüsü dolayısıyla dilediklerince giyinemediklerini, bu durumdan hiç memnun olmadıklarını belirtirler.

Ama iş tedaviye gelince, iş o varislere veda etmeye gelince, hasta korkar ve tedavisini sürekli erteler. Bu korkunun ve ertelemenin en önemli nedeni ise varis ameliyatlarıdır. Herkes bilir ki, ameliyat kolay bir iş değildir ve herkes buna cesaret edemez. Bir de ameliyat olduktan sonra nükseden, yenileyen ve sürekli kabusa dönen varislerin hikayesini duydukça, hastalar bu ameliyatlara daha da bir önyargılı yaklaşır. Üstüne bir de ameliyat sırasında ve sonrasında yaşanan çileler eklenir ki, hasta varisiyle yaşamayı, tedaviye tercih eder hale gelir. Haksız da sayılmaz...

Reklam
Reklam

Ameliyattan kaçarken, hastalar varis çorabı, sülük tedavisi, bitkisel kremler gibi seçeneklere yönelirler. Ama bu yöntemler hem zaman kaybına, hem tedavi olunamadığından mutsuzluğa, hem de ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır. Eklemekte de fayda vardır ki, bu yöntemlere harcadığınız paralara da yazıktır.

Oysa ki, uzun yıllardır varisleri ameliyatsız yöntemlerle çok daha konforlu, çok daha etkili, çok daha başarılı bir şekilde tedavi ediyoruz.

Peki nedir bu ameliyatsız yöntemler ?

Varis tedavisinde en başarılı yöntemler olarak kabul edilen, “köpük” ve “skleroterapi” tedavisi, acısız, ağrısız ve hiçbir yan etkisi olmayan yöntemlerdir. Sklerozan maddenin, damara girilebilecek incelikteki bir iğneyle sıvı ya da köpük formunda, damarlara uygulanmasıdır. Yakıcı bir madde olan sklerozan madde, damarın iç cidarını (çeperini) tahrip eder. Bu tahribat damar duvarlarının yapışmasına neden olur ve zamanla damar, vücut tarafından yok edilir. Köpük yöntemi ise, sklerozan maddenin hava ile karıştırılarak, etkisinin arttırılarak, köpük halinde damarlara uygulanmasıdır. İlaç dozu, damarların çapına, hastanın ilaca karşı reaksiyonuna göre belirlenir. Bu yöntemlerde çok hafif bir yanma hissi olur, ancak bu his geçicidir.

Reklam
Reklam

Tedavi sonrasında lekelenme, enfeksiyon ve yeni damar genişlemeleri gibi yan etkileri yoktur. Bu yöntemler, büyük ve orta kalınlıktaki damarlara uygulanır. Hastalar o yeşil, kalın, bazen de boğum boğum olan görüntülerden kısa sürede kalıcı olarak kurtulur. Dahası iyileşirler...

Peki ya kılcal damarlar nasıl yok olacak diyorsanız....

Çok daha ince olan kılcal damar çatlamalarında ise “Radyo Frekans” ve “Lazer” yöntemleri tercih edilir. Radyo Frekans yönteminde, hasta kılcal damarlarından tek seans ya da iki seans gibi kısa sürelerde kurtulabilirken, lazerle tedavide bu süre daha da uzayabilir. Ancak, kalıcı ve etkili bir çözüm için hastanın da sabırlı olması gerekir. Lazerle tedavide, lazer ışını cilt üzerinden uygulanmakta ve bu ışınlar koyu renkli damarlar tarafından emilmektedir. Sonrasında ise damar yok olmaktadır. Radyo Frekans yönteminde ise, radyo dalgaları ile her bir kılcal damar anında yok edilir. Çok nadir olarak, aynı kılcal damar için ikinci bir seans gerekebilir.

Kılcal damar tedavisinin ardından, geçici bir süre, uygulama yapılan damarlar üzerinde nokta şeklinde yara benzeri kabuklanmalar, uygulamanın hemen sonrasında sinek ısırığı gibi kabarmalar ve kızarıklıklar meydana gelebilir. Kabarma ve kızarıklar aynı gün içinde geçmektedir.

Reklam
Reklam

Günümüzde artık, büyük varisler, kılcal varisler ve her çeşit varisli damarlar AMELİYATSIZ ve HASTANEYE YATMADAN tedavi edilmektedir.

17-18 senedir bu yöntemlerle hastalarını tedavi etmekte olan bir doktor olarak, rahatlıkla söyleyebilirim ki :

Uygulanmakta olan her ameliyatsız tedavi çeşidi güvenilir, hızlı, etkili ve konforludur.

Varisli damar cerrahi işlemle alınmaz. Dikiş izi, narkoz, istirahat süresi yoktur. Tedavi sırasında ya da sonrasında herhangi bir rahatsızlık hissi olmaz.
Genel ya da lokal anestezi uygulamasına ihtiyaç yoktur.
Ameliyatsız tedavi teknikleri, cerrahi yöntemlerden çok daha ucuzdur.
Tedavi seanslarınız sonrasında, rahatlıkla günlük hayatınıza, iş, özel ve sosyal hayatlarınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Hastalığınızı ertelemeyin, tedavi ettirin...

Op. Dr. Mustafa BOLAT,

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı

www.medicalart.gen.tr

Anahtar Kelimeler: