Dünyanın en ünlü uyuşturucu baronlarından biri olarak tarihe geçen Pablo Escobar, 1980’li yıllarda kişisel çiftliğine yasa dışı yollarda 4 su aygırı ithal etmişti. 1993 yılında polis tarafından yakalanan slihalı çatışmada Escobar öldürüldükten sonra su aygırları tek başına kalmıştı. Bir süre sahipsiz kalan çiftlikte kimsenin müdahalesi olmadan kalan hayvanlar kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya başladı. Hayvanlar sonraki yıllarda ülkenin ana su yollarındna biri olan Magdalena Nehri’ne taşındılar. Bazı ekolojistlerin sürdürülemez olduğunu düşündükleri bir hızla çoğalan su aygırlarının sayısı 35’ten 80’e çıktı.
Kolombİya hükümeti sayıları hızla artan hayvan popülasyonunun sonrasında duruma dair karar vermek için zorlanmaya başladı. Ülkedeki bazı bilim insanları su aygırlarının bölgenin biyolojik çeşitliliği için bir tehdit oluşturduğunu öne sürerken bazıları ise hayvanların öldürülmesinin tek çözüm olduğunu iddia etti.
ABD merkezli Hayvan Yasal Savunma Fonu (ALDF), 100'e yakın hayvanı öldürme planları yapan Kolombiya hükümetine dava açtı. Dava devam ederken, bölgesel bir çevre kurumu hayvanlardan bazılarına doğum kontrol ilacı vermeye başladı. Ohio Güney Böleg Mahkemesi su aygırlarını tüzel kişi olarak tanındığını açıkladı.
ALDF hayvanlara kişilik statüsü vermek için uzun süredir devam eden çabaların ardından ABD mahkemesinin kararı büyük bir heyecanla karşılandı. Ancak Kolombiya hükümetinin kararı tanıyıp tanımayacağı merak konusu oldu.