"Amerika'nın İran'ı vuracağına inanmıyorum"

ŞAM (İHA) - Suriyeli akademisyenler Dr. Semir Taki, Prof. Dr. Fevzi Şuaybi ve Prof. Dr. Muhammed El Hallak, uzun zamandır dünya gündemini meşgul eden İran'ın nükleer programı ve ABD'nin bölgedeki planlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Muhtemel bir ABD-İran savaşının bölgede bir faciaya yol açacağını düşünen Suriyeli akademisyenler, İran'ın barışçıl amaçla nükleer teknolojiye sahip olmaya hakkı olduğuna inanıyor.

İran'ın nükleer programıyla ilgili kişisel fikirlerini açıklayan Suriyeli akademisyenlerden Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Taki, "Amerika, bölgede bir mezhep çatışması meydana getirmeye çalışıyor. Aynı zamanda İran yönetimini de vurmak istiyor. Amerika'nın İran'ı vurması halinde, iki farklı uygarlık arasında bir çatışmanın çıktığı imajı verilmiş olacak. Başka bir deyişle Batılı ülkeler, nükleer silahlara sahip olan İsrail'e yönelik herhangi bir yaptırımda bulunmazken, buna karşılık egemen bir devlet olan İran'a saldırmış olacak. Bu sayede Batı ve İslam arasındaki çatışma, bir varlık çatışmasına dönüşmüş olacak. Bu da bölgedeki Batı karşıtlığı hareketlerine güç kazandıracak. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, barışçıl temeller üzerine kurulan nükleer program kanalıyla İran'ın, bölgede stratejik bir rol oynamasını istiyor. İran'ın barışçıl amaçlar için nükleer teknolojiye sahip olmaya hakkı var. Ahmedinecad aynı zamanda uluslararası kurumlarla işbirliği yapmaya hazır olduğunu belirtiyor. Ama bu konuda ciddiye alınmıyor. Bölgede hegemonyacı bir politika izleyen ABD, bölge halklarının endişelenmesine sebep oluyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

İran ile ABD arasında savaş çıkacağına inanmadığını belirten Stratejik Veriler ve Araştırmalar Merkezi Başkanı Şuaybi ise, "İran ve Amerika arasında bir savaşın çıkacağına inanmıyorum. İran, Hürmüz Boğazı'nı birkaç dakika içinde kapatabilir. Bu da petrol fiyatlarında büyük bir artışın olmasına sebep olur. Buna ne Amerika, ne de Batılı ülkelerin ekonomileri tahammül edebilir. Aynı zamanda Arap körfez ülkelerine birinci dereceden yansıyacak. Bu, onlar için bir ekonomik faciaya yol açar. İran ve körfez ülkeleri arasında büyük bir sorun oluşturur. Amerika, İran'dan, Sünniler'e karşı Şiiler'i harekete geçirmesini istiyor. Bu sayede Irak'taki Amerikan güçlerine karşı yapılan direnişi kırmayı hedefliyor. Amerika, bugüne dek hep zayıf ülkeleri vurdu. İran bugün Amerika'nın Irak'ta girdiği çıkmazdan faydalanıyor" dedi.

İran'ın nükleer programı konusunda iki görüş olduğunu ifade eden Şuaybi, "Birincisi, İran nükleer silahlar üretene dek bu programı sürdüreceğini ifade eden görüş. İkincisi, 'İran'ın nükleer silah üretme gibi bir isteği olsaydı, konuyla ilgili uluslararası anlaşmaları imzalamazdı' diyen görüş. İran'ın, nükleer programını barışçıl amaçlar dışında kullanacağına inanmıyorum. Çünkü İsrail, coğrafi açıdan küçük. Bundan dolayı nükleer silah kullanamaz. Stratejik dengenin nükleer silahlarla sağlanacağı konusunda bir zorunluluk yoktur. Önemli olan, İran'ın nükleer bombaya sahip olması değil, uranyumu zenginleştirme aşamasına gelmesidir. Çünkü nükleer silahlara sahip olması, Arap ve diğer komşu ülkelerin bu silaha sahip olması için girişimlerde bulunmasına sebep olur" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Hukuk profesörü Hallak da, ABD'nin İran'ı vurmasının tüm Arap ülkelerini etkileyeceğini belirterek, "Suriye, Ortadoğu'nun nükleer silahlardan arınmış bir bölge olmasını isteyen ülkelerin başında geliyor. Bu, başta Amerika olmak üzere Batılı ülkelerce reddedildi. İran'ın nükleer silahlara sahip olmasından korkulduğu için suni bir kriz oluşturuldu. İran'ın barışçıl amaçlar için nükleer enerjiden yararlanmasından neden korkuluyor. İsrail bölgede nükleer silahlara sahip tek taraftır. Amerika'nın İran'ı vurması, tüm Arap ülkelerini etkiler. ABD'nin İran'a karşı savaş açması ihtimalini uzak görüyorum. Böyle bir durum bölgedeki şiddet olaylarını artırır. Uluslararası baskıların yoğunlaşması halinde, İran'ın nükleer silahlara sahip olmaya hakkı olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.