İnsan hakları eylemcisi, iş adamı Osman Kavala, Silivri Cezaevi'ndeki tutukluluğunun birinci yılını hakkında bir iddianame hazırlanmadan doldururken bugün kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olduğu Anadolu Kültür AŞ'ye yönelik bir soruşturma kapsamında onu aşkın kişinin gözaltına alındığı bir operasyon yapıldı.
Gözaltına alınanlar arasında Prof. Dr Turgut Tarhanlı, Prof. Dr. Betül Tanbay, sinema yapımcısı Çiğdem Mater, Anadolu Kültür AŞ Genel Koordinatörü Meltem Aslan Çelikkan da var.
Gözaltı listesinde toplam 20 kişinin adının bulunduğu ve 13 kişinin gözaltına alındığı açıklandı. İstanbul Emniyeti tarafından yapılan açıklamada bu kişilerin "Gezi eylemlerini derinleştirmek ve yaygınlaştırmak" amacıyla Osman Kavala ile hiyerarşik bir düzen içinde çalıştıkları iddiasına yer verildi.
Osman Kavala 18 Ekim 2017'de gözaltına alındı, 1 Kasım 2017'de "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. İddianamesi ise 1 yılı aşkın süredir cezaevinde bulunmasına karşın hazırlanmadı.
İstanbul Emniyeti tarafından yapılan açıklamada gözaltına alınan kişilerin "Gezi eylemlerini derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için Kavala ile hiyerarşik düzen içerisinde" çalıştıkları ileri sürüldü.
Kavala'nın "Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür'ü kullanarak Gezi eylemlerini finanse ettiği" belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Kavala ile hiyerarşik düzen içerisinde Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için Anadolu Kültür AŞ'ye ait DEPO isimli yerde toplantı düzenledikleri,
"Sivil İtaatsizlik ve Şiddetsiz Eylem başlıkları altında Gezi Parkı olaylarının devamlılığını sağlamak için yurt dışından aktivizm eğiticileri, kolaylaştırıcılar ve profesyonel eylemciler getirttikleri (Duran Adam, Piyano Çalan Adam, Kırmızılı Kadın vs.),
"Yeni medya oluşturma faaliyetleri içerisine girerek Gezi Parkı sürecinin devamı ve yaşaması muhtemel Gezi benzeri olayların kendi medyaları üzerinden gündem oluşturulmasını amaçladıkları,
"Mehmet Osman Kavala'nın Avrupa'da birçok kurum ve şahısla görüşme yaparak, Gezi Parkı olaylarında gündeme gelen biber gazının Türkiye'ye ithalinin durdurularak, yasaklanması için çalışmalar yaptıkları tespit edilmiştir."
Polis tarafından yapılan açıklamada soruşturma kapsamında 20 kişiye karşı operasyon yapıldığı kaydediliyor. Gözaltına alınan 13 kişi ise şu şekilde tanımlanıyor:
Emniyet Müdürlüğü buna karşılık gözaltına alınmamış olan 7 kişiyle ilgili bilgi vermiyor.
Osman Kavala, Gaziantep'de katıldığı bir toplantı dönüşünde, 18 Ekim 2017'de Atatürk Havaalanı'nda gözaltına alındı.
"Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" iddiaları gerekçe gösterilerek tutuklandı.
Kavala'nın tutuklama kararında, "Tüm terör örgütlerinin (FETÖ/PDY - PKK/KCK - DHKPC, MLKP) aktif olarak katıldığı ve destek verdiği Gezi Olaylarının yöneticisi ve organizatörü olduğu ile 15 Temmuz 2016 darbe girişimine katıldığı" iddiaları yer aldı.
Bir yılda hangi hukuki gelişmeler yaşandı?
Geçen bir yıllık sürede Kavala'nın tahliye talepleri, arka arkaya reddedildi. Avukatları Aralık 2017'de Anayasa Mahkemesi'ne (AYM), tutukluluğun anayasaya aykırılığı gerekçesiyle bireysel başvuru yaptı.
AYM aradan geçen 11 aylık sürede herhangi bir karar almazken dosya, geçen Haziran başında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı.
Başvuruyu "öncelikle" görüşen AİHM, Kavala dosyasını, hızlandırılmış prosedürle işleme koyma kararı alırken Ankara'dan da savunma istedi.
AİHM Türkiye'den, "suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe" kavramı, tutuklama kararı alındığı sırada dosyada bulunan kanıtların yeterli olup olmadığı konularında bilgi talep etti.
Osman Kavala'nın avukatlarından İlkan Koyuncu AIHM başvurusuyla ilgili şu bilgileri veriyor:
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Kavala'nın sivil toplum aktivisiti olduğu için yargılamanın öncelikli olarak ele alınması talebimizi kabul etti.
"10 Ocak 2019 tarihine kadar Türkiye Cumhuriyeti devletine iddialarımıza cevap vermek için süre verdi. Bu prosedür daha önceden tanımlanmış bir prosedür. Evet tutukluluk gibi son derece ağır bir tedbir için bir gün dahi önemli ancak AIHM'in de tanımlanmış bir yargılama usulü var."