Diyarbakır’da Mahmut ve Kasım Kaplan kendilerine saldıran vahşi bir hayvanı yanlarındaki tüfekle vurarak öldürdü. Leopar ile ilgili görüş veren Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, "Çok nadide bir tür. Tekrar ortaya çıkması bir mucize" dedi. Prof. Dr. Kılıç'ın basından da özel bir ricası oldu: Lütfen haberlerde hayvanların yerini tam olarak belirtmeyin. Kötü niyetli insanlar geride kalan çok az sayıdaki leoparın da yok olmasına neden olabilir.
Şaşkınlık yaratan bu gelişme, akıllara Anadolu Leoparı’nın Rusya’dan gelme ihtimalini getirdi. Nitekim Rusya, 2010 yılında Türkmenistan ve İran tarafından hediye edilen ve korumaya aldığı 4 Anadolu Leoparı'nın üreyecek yavrularını vahşi doğaya salacağını açıklamıştı.
Prof. Dr. Ahmet Kılıç: Bu bölgede ilk kez böyle bir tespit var. Daha önce yine Güneydoğu'da bir iki tespit bildirildi. Bu bölgenin yaşam alanının hala doğal özelliğini yitirmediğinin göstergesi. Bu bölgede rastlanılan böyle canlılar, öldürülmezse sayılarının artma olasılığı var. İlk etapta o bölgelerde yaşayan vatandaşa bilgi verilip işbirliği yapılması ve koruma altına alınması lazım. Bunlar yapılırsa sayılarının artması mümkün.
Dün bulunan ve çobana saldırdığı için öldürülen leoparın, yapılan otopsisinde erkek ve 2 yaşında ve 90 kilo ağırlığında olduğu belirtildi. Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kılınç, Türkiye'de son olarak 1974 yılında Ankara Beypazarı'nda bir leoparın bulunup kayıt altına alındığını, o günden bu yana resmi olarak bir leopar bulunmadığını söyledi.
Leoparın iç organları veteriner fakültesi tarafından incelenmek üzere alınırken, postu ise Orman ve Suişleri Bakanlığı yetkililerine teslim edildi. Bakanlıktan bir heyetin, leopar için Diyarbakır'a geleceği belirtilirken, Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürlüğü de, leoparın bulunduğu bölgede inceleme yapmaya başladı.
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, ’Anadolu Leoparı’nın neslinin tükendiğinin bilindiğini, tekrar ortaya çıkmasının mucize olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Yüzyıllardan beri bu bölgede neslinin tükendiği bilinen Anadolu Leoparı, tekrar ortaya çıkması, beni çok heyecanlandırdı. Hakkari’de olabileceği yönünde duyumlar alıyordum. Ancak Karacadağ dediğimiz Çınar İlçesi’ndeki bölgede ortaya çıkması bir mucize. Karacadağ’da yabani kedi görülmüştü. Farklı yılan ve yırtıcı kuşlar görülmüştü ama Anadolu Leoparı, yaşım itibariyle ne duydum, ne de gördüm. Demek ki Karacadağ Bölgesi, doğal özelliklerini kaybetmemiş. Çok nadide bir tür. Ama bunların tek tük görülmesi bile, soylarının korunması açısından çok önemli."
"Belki orası koruma altına alınabilir. Besin piramidinin en üst seviyede bulunduğu için o belgede, çok farklı canlıların da varlığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla bunların da beslendiği canlıların olması gerekiyor. O bölgenin de çok zengin bir faunaya sahip olduğunu gösteriyor. Muhtemelen köylüler bunların yaşadığı yere girdi. Ya da yakınlarda yavruları olabilir. Hem yiyecek bulmak için, hem de köylüler onun bulunduğu mıntıkaya (Teritoryum) girmiş olabilir. Genç ve ergen bir leopar görüntüsüne sahip olduğunu görüyoruz. Yetkililerin hiç zaman kaybetmeden, orayı korumaya alması gerek. Avcılar ve koleksiyoncular gelirse eğer orayı talan ederler."
Anadolu Leoparı Türkiye topraklarında son olarak 1974’te görülse de dünyanın başka yerlerinde yaşamaya devam ediyor. WWF'in tahminlerine göre dünyada sadece 870 ila 1300 tane kalan Anadolu Leoparı’nın neslinin tükenmesini önlemek amacıyla, Rusya 2009'da bir girişim başlattı. O dönemde Türkmenistan Rusya'ya iki erkek Anadolu Leoparı verdi. 2010 yılında ise Moskova ile Tahran arasındaki diplomatik ilişkilerin hızla ilerlediği bir dönemde İran, Rusya'ya iki dişi Anadolu Leoparı hediye etti.
O dönem başbakan olan ve vahşi hayat sevgisiyle bilinen Vladimir Putin, 3 Mayıs tarihinde leoparlardan birini Soçi Milli Parkı'ndaki iki erkek Anadolu Leoparı’nın yanına saldı. Diğer leoparın ise sağlık sorunları nedeniyle bir süreliğine özel bakım altında tutulacağı daha sonra diğer leoparların yanına salınarak üremelerinin bekleneceği ifade edildi. O dönemde Rus yetkililer doğacak bebeklerin, parkın dışında vahşi doğaya salınacağını açıklamıştı.
İşte bu olaylar Diyarbakır’da yıllar sonda ortaya çıkan Anadolu Leoparı’nın Rusya tarafından serbest bırakılan leoparlar olma ihtimalini akıllara getirdi. Ancak uzmanlar bunların o leoparlar mı olduğunu yoksa Anadolu Pars'ı denilen tür mü olduğunun ancak DNA testinden sonra anlaşılacağını söyledi.