Anadolu Sevdalıları Derneği tarafından, derneğin 1 kuruluş yıl dönümü nedeniyle yönetim kurulu ve üyelerle yemekli toplantı gerçekleştirildi.
Söğütlüdere Restoranttaki yemekli toplantıya; Anadolu Sevdalıları Derneği Başkanı Avukat İbrahim Halil Demircioğlu, yönetim kurulu üyeleri ve dernek üyeleri, davetliler ve Suriye’den gelen misafirler eşleri katıldı.
Sinevizyon gösterisi ile Anadolu Sevdalıları Derneği’nin 1. Yılda yaptığı faaliyetler hakkında bir sonum yapıldı.
Anadolu Sevdalıları Derneği Başkanı Avukat İbrahim Halil Demircioğlu,yaptığı konuşmada, Derneklerinin bir yıl önce Anadolu’ya derin bir sevgiyi içinde barındıran bir anlayışla kurulduğunu belirterek, “Şimdi aradan geçen zamanda derneğin salonlara sığmayan bir kalabalığı ve kendisine fazlası ile yeten bir bütçesi var. Bundan dolayı emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkürü bir borç biliyoruz.Bizim bu derneği kurmaktaki ve sürdürmekteki amacımız ne maddi ne de bir siyasi çıkar hesabıdır. Biz bir ülke nasıl sevilir, nasıl sevdayla bağlanılır, bir ülkeye nasıl sahip çıkılır, bir ülkenin insanları nasıl kardeş yapılır onun derdindeyiz. Bu ülkenin sokaklarında gördüğünüz herhangi bir insan, bir seyyar satıcı, bir memur, bir tamirci, bir esnaf mutlu mu, bir evi var mı, çocuklarını okutabiliyor mu, evine ekmek götürebiliyor mu, memleketine aidiyet hissi varmı, sokaklarında güvenle gezebiliyor mu, işte bizim bütün derdimiz davamız, fikrimiz budur. O insanların hayalleri bizim hayallerimiz, acıları bizim acılarımız, sevinçleri bizim sevinçlerimiz, türküleri bizim türkülerimizdir. Bizim bu ülkedeki en değerli varlıklarımız o insanlardır ve bizim her şeyimizdir. Biz bu insanları ve üzerinde yaşadığımız bu coğrafyayı karşılıksız seviyoruz” dedi.
‘Bizim için bu ülke, bu Anadolu, Bir tepsi Kilis tavasını, Antep’in baklavasını, Şanlıurfa’nın çiğ köftesini, Erzurum’un cağ kebabını, Trabzon’un ekmeğini, Rize’nin çayını, Bursa’nın iskenderini, Konya’nın tandırını, Adana’nın şalgamını, kebabını, Hatay’ın künefesini, hep birlikte yediğimiz içtiğimiz, bin senedir türküler söyleyip güle oynaya kardeşçe paylaştığımız yerin adıdır” diyen Demircioğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “ Bizim için Anadolu, kimsesizlerin kimsesi, evsizin evi, mazlumun hamisi, hakkı yenenin, saldırıya uğrayanın, kardeşi babası öldürülenin, evi camisi bombalananın, Ülkesinden kovulanın, çalacak bir kapı arayan herkesin sığındığı limanın adıdır. Bu topraklarda hangi ırk, renk, dinden olursa olsun herkes bin yıldır kardeşçe yaşadılar.Dünyanın bütün coğrafya parçalarında birbiri içine bu kadar karışmış başka halklar, kavimler yoktur. Anadolu’daki bin yıllık kardeşliğin dünyada başka bir eşi ve benzerliği de yoktur. Anadolu toprakları bin yıllık kardeşliğini; tasavvufuyla, tarikatıyla diniyle, kültürüyle, evliyasıyla, türküsüyle, başarmıştır. Yüzlerce yıl süren iç isyana, kardeş kanına rağmen büyük aşk filozofları ile kardeşliği başarmıştır.Anadolu, dünya tarihinde en çok karışmış, en çok birbiri içine girmiş, sökülmez, bölünmez, ayrılmaz kutsal ve büyük bir vatanın adıdır. Hepinize şu soruyu soruyorum. Bu topraklar binlerce yıldır neden bölünmedi. Bu toprakları koruyan bir Türk ordusu olmasa, bütün orduları dağıtılmış olsa bile bu toprakları birileri kolayca bölebilir mi? Hayır. Neden, çünkü bu topraklar üzerinde yaşayan milletin adı aziz ve büyük Türk milletidir. Binlerce yılın kardeşliğini, kültürünü, türkülerini, kucaklaşmasını, kaynaşmasını başaran onlardır. Barbarlar bu kardeşliğimizi bozmak için birçok kere sınırlarımızı çevirdi, toplarını, tüfeklerini ajanlarını taşeronlarını üstümüze saldılar. Katliamlarıyla çevremizi kan gölüne çevirdiler. Bizi kolayca bölüp parçalayacaklarını hesapladılar. Çünkü silahlarıyla kapımıza dayananlar bizi bir Afrika ülkesi sanıyor, bizi cahil cühela sanıyor, bizi ajan provokatör oyunlarına hemen sokabileceklerini sanıyor, yanılıyorlar. Artık batının silahları bize işlemiyor. Belki yine ölürüz, belki daha çok öldürürler ama bölünmeyiz parçalanmayız ve kardeş savaşına bizi asla sokamazlar.Çünkü biz Türk Milletiyiz. Bizim dinimiz, kültürümüz tasavvufumuz, türkülerimiz bizi binlerce yıl kalbimizden ciğerimizden birbirimize bağladı, aynı insanlar olduk, aynı ruh olduk, aynı heyecan olduk, aynı buğdayı bölüştük, aynı yollara düştük aynı türküleri söyledik ve dünyanın bu amansız silahlarına rağmen insanca konuşmayı, insanca siyaset yapmayı öğrendik.Onlar vahşi teknolojik silahlarıyla kapımıza dayandıkça bizler birbirimize daha çok sarılacağız. Hacı Bektaşları, Mevlanaları, Yunusları, Karacaoğlanları yanımıza alıp kardeşliğimizi bozdurmayacağız. Vahşi barbarlar harcadıkları trilyon dolarlara, uydularına füzelerine rağmen istedikleri tatlı neticeyi alamıyorlar. Neden?Çünkü onların paraları var, nükleer bombaları var ama onların Mevlana’sı yok, Yunusları yok, Karacaoğlanları yok, onların Allah’ı yok. Onların insanlığı yok, onların aşkı yok. Onların türküleri yok.”
Daha sonra Kilis Musiki Derneği tarafından bir konser verildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz