İSTANBUL (AA) - ELİF NUROĞLU - Türkiye gibi doğal kaynak açısından çok zengin olmayan ülkelerin yüksek gelirli ülkeler seviyesine çıkmak ve hayat standartlarını yükseltmek için tek bir şansı vardır. O da üreterek zenginleşmektir. Hammadde veya az işlenmiş mallar değil katma değeri yüksek, bilgi ve teknoloji ile yoğurulmuş, yani değeri yükseltilmiş ürünlerle dünya pazarlarına girmek, Türkiye’nin uzun zamandır hedeflediği yüksek gelirli ülkeler seviyesine çıkmasının yegane yoludur. Uluslararası ticaret ise ülkelerin zenginleşmesinin en önemli araçlarından birisidir. Katma değeri veya teknoloji yoğunluğu yüksek ürünlerle dünya pazarlarına giren ülkeler, servetlerini, ürün ve hizmetlerini daha çok sattıkça artırırlar.
Uluslararası ticaretin liberal bir düzlemde yapılması veya korumacı tedbirler ile zorlaştırılması 2018 yılında dünya genelinde şirket ve ülkelerin en çok tartıştığı konulardan biri oldu. Ancak uluslararası ticaretin serbestçe yürütüldüğü ortamda bile pek çok engelle karşılaştığını da biliyoruz. Ülkeler arası ticaret denilince akla, ürünlerin tırlar ve konteynerlerle çok uzun yollar gitmesi, gümrük kuyruklarında beklemesi, ortaya çıkan bazı sorunlar sebebiyle uzun süre gümrüklerde bekletilmesi, bozulabilecek malların telef olması gibi ihtimaller gelir.
En büyük gayreti ihracatı tabana yaymak olan Ticaret Bakanlığı, 2018 yılında KOBİ'ler, kadın ve genç girişimciler, esnaf ve sanatkârların daha fazla katma değer üreterek kolaylıkla ihracat yapması için çalışmalarına hız verdi. Ticaret Bakanlığı, dünyanın farklı noktalarında açılan Türkiye Ticaret Merkezleri, e-ticarette güven damgası uygulaması, teknoloji seraları, yerinde gümrükleme ve varış öncesi gümrükleme uygulamaları ile ticarete ve ticaret erbabına çok büyük kolaylıklar getirmeyi amaçlıyor. Sanal uygulamaları dünya genelinde beğeni toplayan Ticaret Bakanlığı şu an Güney Kore, Finlandiya ve Rusya’ya bu konuda eğitim veriyor.
- Uluslararası ticaret Türkiye için neden çok önemli?
Dijitalleşen dünyada pek çok işlem otomatik bir şekilde, insansız veya sanal ortamda yapılmaya başlanırken, uluslararası ticaretin de modernize edilmesi bir zorunluluktur. Fakat ticaretin doğası gereği tır ve konteynerler, gümrüklerde kuyruklar ve uzun yollar kaçınılmazdır. Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’nın 2018 yılında hayata geçirdiği pek çok uygulama, Türkiye’yi uluslararası ticareti kolaylaştıran, sadeleştiren ve dijitalleştirerek hızlandıran bir ülke olarak öne çıkartıyor.
Ticaret Bakanlığı kendisine üç temel hedef belirlemiştir.
Bunlar;
- Türkiye’nin rekabetçi olduğu alanlarda markalaşma ve tasarımla daha rekabetçi hale gelmesini sağlamak,
- İç ticareti modern çağın gereklerine uygun mevzuatlarla ve dijitalleşme ile geliştirmek,
- Üretimde yeni teknolojilerle çağı yakalamak,
olarak tanımlanmaktadır. Sürekli dış ticaret açığı veren bir ülke olan Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünler üretip bunları dünya pazarlarına sürmesi, bir yandan da ihracatın ithalata bağımlılık oranını düşürerek üretimde yerli girdi kullanma oranını artırması gereklidir. Türkiye’nin uzun zamandır içinde bulunduğu orta gelir seviyesinden yüksek gelirli ülkeler seviyesine çıkması da ancak katma değeri yüksek ürünlerle dünya pazarlarında rekabetçiliğini artırması ile mümkündür. Türkiye’de sanayi ürünleri içindeki yüksek teknolojili ürün ihracatının payı son yıllarda yüzde 3 ile yüzde 4 arasındadır, ancak bu oranın önümüzdeki 10 yıl içinde yüzde 15 seviyesine çıkması gerekmektedir.
Dünyadaki büyük dönüşümü anlamak ve bu dönüşümü yakalayacak politikalar geliştirmek konusuna odaklanan Ticaret Bakanlığı, ticareti daha modern, sade ve pratik bir hale getirmek için gerekli olan hukuki altyapıyı da oluşturmaya çalışmaktadır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar 2018 yılında Türkiye’yi İş Yapma Kolaylığı endeksinde 60. Sıradan 43. sıraya yükseltti. ‘Dış ticaret kolaylığı’ başlığı altında ise daha büyük bir başarı göze çarpıyor. Türkiye bu endekste 2017 yılına göre 29 sıra yükselerek dünyada 42. sıraya geldi.
- Teknoloji seraları
Ticaret Bakanlığı başarılı ihracatçılar olmak isteyen girişimcilerin hayallerini gerçekleştirebilecekleri ve yaratıcı fikirlerini ürün veya hizmete dönüştürecekleri ortamı hazırlamak için Yenilikçi Ticaret Platformu’nu kurdu. Teknoloji odaklı, katma değeri yüksek mal ve hizmet ihracatını ve e-ticareti geliştirmek isteyenlerin destekleneceği teknoloji seralarında Yemek Sepeti, Delphisonic, Turkven, Talewords ve Raiffeisen gibi şirketlerin profesyonel Türk yöneticilerinden destek alınacak. Teknoloji seralarında parlak fikirleri olan üniversite öğrencilerinin de yer alması planlanıyor. Kurulacak yeni nesil serbest bölgelerle, ihracat odaklı yazılım, yapay zekâ ve ileri teknoloji firmalarına uygun koşulların -tıpkı bir sera ortamı gibi- sağlanması ve ortaya çıkacak başarılı uygulamalarla dış ticaret açığının azaltılması hedefleniyor.
- Yerinde gümrükleme uygulaması
Bu uygulama ile firmaların tıpkı bir gümrük idaresi gibi gümrük işlemlerini kendi tesislerinde tamamlaması mümkün olabiliyor. Böylece firmalar bir gümrük idaresine gitmeden işlemlerini yaparak, hem zaman ve paradan tasarruf ediyor hem de gümrük idarelerinde iş yoğunluğu azalıyor. Bu da gümrük memurlarının zaman ve enerjilerini riski yüksek ürünlere harcamasına olanak veriyor. Günümüzde rekabet edebilmenin en önemli şartlarından birisi de hızlı ve esnek olabilmektir. Bu uygulama firmaların ihracat yapmasını zaman olarak kısaltarak kısa zamanda ürünlerini dış pazarlara ulaştırmalarını hedefliyor.
Hâlihazırda bazı firmaların başlattığı uygulama şöyle işliyor: Firmalar kendi adlarına düzenlenen özel tipte mühürlerle gümrük mührüne ihtiyaç duymadan gümrük işlemlerini kendi tesislerinde tamamlıyor ve gümrük beyannamesi firmaya kendi tesisinde veriliyor. Gümrük sistemi üzerinden yapılan merkezî risk analizi ile yerel düzeyde yapılan risk analizleri neticesinde ihraç edilen malların incelenmesini gerektiren bir durum olursa mobil gümrük ekipleri firmaya gelerek yerinde inceleme yapıyor. İhraç edilen mallarda herhangi bir riskli durum görülmezse mallar sınır gümrük idaresine gönderiliyor. Yerinde gümrükleme yapan firmaların işlemlerinin yıllık faaliyet raporu ile birlikte gümrük idaresine düzenli olarak sunulması gerekiyor. Bu uygulama için gerekli olan ‘yetkilendirilmiş yükümlü’ sertifikasını almak isteyen firmaların yıllık 5 milyon dolar tutarında ihracat yapması gerekiyor.
- Varış öncesi gümrükleme uygulaması
Uluslararası ticarete dair kolaylaştırma ve sadeleştirmelerin ithalatı ilgilendiren kısmında varış öncesi gümrükleme uygulaması var. Bu uygulamaya göre deniz yoluyla gelen eşyanın gümrükleme işlemlerinin eşya henüz Türkiye Gümrük Bölgesi’ne varmadan tamamlanması ve tahliye edilen eşyanın doğrudan liman sahasını terk etmek üzere sahibine teslim edilmesi planlanıyor. Gümrük işlemlerini ticarete bir engel değil de sadece bir geçiş noktası olarak düşündüklerini belirten Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, hızlı ve kolay gümrük işlemleri ihtiyacına cevap vermek için geleneksel gümrükleme yönteminde yer alan birçok aşamaya son vererek ithalatta varış öncesi gümrükleme uygulamasını hayata geçirdiklerini belirtiyor.
Bu projenin pilot uygulaması 16-18 Ekim tarihlerinde Tekirdağ Asyaport Limanı'nda yapıldı. Bu uygulama ile belirli güvenlik ve başarı ölçütlerini karşılayan sanayici ve ihracatçı firmalar için, girdi niteliği taşıyan ham madde ve ara malların tam zamanında üretim sürecine alınması mümkün olacak.
- Türkiye’nin temel sorunu: Teknoloji açığı
2018 yılında yoğun bir şekilde yaşanan ve Türkiye’deki üreticiyi derinden etkileyen kurlardaki oynaklık, faizlerin ve enflasyonun yükselmesi gibi sorunların makroekonomik çözümleri kısa vadede bir denge kurmayı mümkün kılabilir. Ancak bu sorunlara karşı daha dayanıklı bir ülke olmanın yolu, üretimde kalite ve teknoloji yoğunluğunu artırmak, üretilen ürün ve hizmetleri modern metotlarla güvenli ve hızlı bir şekilde diğer ülkelere transfer etmekten geçer. Bu konuda Ticaret Bakanlığı’nın bir yandan ticareti daha sade ve modern hale getirme çalışmaları, diğer yandan üretimde katma değer ve teknoloji yoğunluğunu artırma çabaları takdire şayandır. Esasen siyasilerin de bahsettiği gibi Türkiye’nin en temel açığı teknoloji açığıdır. Bu açık kapatıldığı ve Türkiye üretim ve ticarette mümkün olan tüm süreçleri dijitalleştirdiği takdirde, dışarıdan esen rüzgarlardan daha az etkilenen ve kendi gündemini kendi oluşturan bir ülke olacaktır.
[Türk-Alman Üniversitesi’nde İktisat Bölümü öğretim üyesi olan Doç. Dr. Elif Nuroğlu, uluslararası iktisat, yerçekimi modeli, ampirik uluslararası ticaret, ekonometrik modellemeler, ampirik makroekonomi, yapay sinir ağları ve fuzzy yaklaşımlar alanlarında çalışmaktadır]