ARAZ ASLANLI- 2019 yılının son ayları Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin her alanda geliştirildiği ve önemli projelerde tarihi adımların atıldığı bir dönem oldu. Bu dönemde özellikle ekonomik ilişkiler bakımından üst düzey karşılıklı ziyaretler ve önemli toplantılar gerçekleştirildi. Örneğin, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığındaki heyet 16 Eylül 2019 tarihinde (Bakü’nün Kafkas İslam Ordusu tarafından işgalden kurtarılışının 101. yıl dönümünde) Türkiye-Azerbaycan 8. Karma Ekonomik Komisyon (KEK) Toplantısı için Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye geldi. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin (TANAP) Avrupa bağlantısının açılışı için Türkiye’ye gitti ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte 29 Kasım 2019 tarihinde düzenlenen törene katıldı. Türkiye Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2019 yılının son günlerinde temaslarda bulunmak için geldiği Azerbaycan’da Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından kabul edildi ve görüşmeler sırasında ekonomik ilişkilerin geleceği konusunda önemli açıklamalar yapıldı.
Aslında Türkiye-Azerbaycan ilişkileri çok boyutlu bir niteliğe sahip. Bu çok boyutluluğun önemli yönlerinden birini de ikili ve çoklu ekonomik ilişkiler teşkil etmekte. İkili ekonomik ilişkilerde karşılıklı olarak yapılan yatırımlar ve ikili ticaret hacmi tam arzulanan düzeyde olmasa da hem bağımsızlığın ilk yıllarına kıyasla ciddi bir artışın yaşanması hem de son yıllarda kurumsallaşma düzeyinin yükseltilmesi geleceğe daha olumlu bakmamızı sağlıyor.
Türkiye’nin Azerbaycan’da petrol dışı sektörlerde, Azerbaycan’ın ise Türkiye’de enerji sektöründeki yatırımları iki ülke yetkilileri ve uzmanlar tarafından özellikle vurgulanıyor. İki ülke arasında imzalanan stratejik ortaklık ve karşılıklı yardıma ilişkin anlaşmayla ikili ilişkiler tüm alanlarda olduğu gibi ekonomik alanda da farklı bir boyuta taşındı.
- 1991 sonrası ilk adımlar
Türkiye-Azerbaycan ekonomik ilişkilerine yönelik adımlar daha SSCB dağılmadan önce atılmaya başladı. Azerbaycan daha Sovyetler Birliği’nin bir parçasıyken 1990 ve 1991 yıllarında üst düzey ziyaretler yapılmış, hatta ekonomik işbirliğine ilişkin bazı anlaşmalar da imzalanmıştı. Ama özellikle Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuşmasının ardından çeşitli alanları içeren ve aynı zamanda iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin hukuki altyapısını da oluşturan 200’den fazla anlaşma, protokol ve benzeri belge imzalanmış, fakat maalesef, bu belgelerin bir kısmına çeşitli nedenler yüzünden işlerlik kazandırılamamıştır.
İkili ekonomik ilişkiler açısından önemli bir kurum olan Türkiye ile Azerbaycan Arasındaki Ekonomik ve Ticari İlişkiler Karma Ekonomik Komisyonunun ilk toplantısı 25 Şubat 1997 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Çeşitli nedenlerden dolayı, Karma Ekonomik Komisyonun ikinci toplantı uzun süre gerçekleştirilememiş, 29 Mart 2001’de yapılan ikinci toplantıya, karşılıklı suçlamalarla dolu gergin bir atmosfer hakim olmuştur. Karma Ekonomik Komisyonun üçüncü toplantısı 12-14 Nisan 2005’te Türkiye’de, dördüncü toplantısı 27-28 Temmuz 2006 tarihlerinde Bakü’de, 5. toplantısı 11 Nisan 2008’de İstanbul’da, 6. toplantısı yaklaşık 3 yıl aradan sonra 22 Ocak 2011’de Bakü’de, 7. toplantısı ise 10-11 Temmuz 2014 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Bu toplantılarda önemli işbirliği yönleri ile birlikte, sorunlar da vurgulanmış, aynı zamanda yakın aşamalarda adımlar atılması gerekli alanlar her iki taraftan açıkça belirtilmiştir.
- Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin kurulması
2010 yılında iki ülke arasında önce Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması imzalanmış, daha sonra ise Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulmuştur. Bu iki gelişme hem genel olarak ilişkileri hem de özel olarak ekonomik ilişkilerin kurumsal çerçevesini güçlendirmiştir. 25 Ekim 2011’de ise her iki ülke liderlerinin ve Savunma Bakanlarının da katılımıyla Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda çok sayıda önemli kararlar alınmıştır ki, bunların arasında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetine Doğal Gaz Satışına ve Azerbaycan Cumhuriyeti Kaynaklı Doğal Gazın Türkiye Cumhuriyeti Toprakları Üzerinden Transit Geçişine ve Doğal Gazın Türkiye Cumhuriyeti Toprakları Üzerinden Taşınması İçin Münhasır Boru Hattının Geliştirilmesine İlişkin Anlaşma” (TANAP’a ilişkin ilk anlaşma) da vardı. Sonraki dönemde Azerbaycan-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tabirince ifade edecek olursak “adeta iki ülkenin ortak kabine toplantısı” olarak nitelendirilen toplantıları neredeyse aralıksız olarak her yıl gerçekleştirilmiştir. Konsey’in ikinci toplantısı 11 Ekim 2012’de Gebele’de, üçüncü toplantısı 13 Kasım 2013’te, dördüncü toplantısı ise 15 Ocak 2015 tarihinde Ankara´da gerçekleştirilmiştir.
Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin Bakü’de gerçekleştirilmesi planlanan beşinci toplantısı iki kez iptal edildi. Bu çerçevede Recep Tayyip Erdoğan’ın kamuoyuna açıklanan, önce 18 Şubat 2016, daha sonra ise 15 Mart 2016 tarihli Azerbaycan ziyaretleri, 17 Şubat 2016 ve 13 Mart 2016 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen terör saldırıları sonrasında iptal edilmek zorunda kaldı. 14 Mart 2016’da 15 Mart tarihli ziyaretin iptali kararının alınması üzerine Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Ankara’ya gelmek istediğini açıklamış ve terör saldırısının ardından, Türkiye’de korku havası estirilmeye çalışılan o günlerde Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin toplantısı Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Konseyin altıncı toplantısı 31 Ekim 2017 tarihinde Bakü’de, yedinci toplantısı 24 Nisan 2018 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir.
- İkili ekonomik ilişkilerde enerji ve karşılıklı yatırımlar
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin en önemli yönlerinden birini enerji alanındaki işbirliği teşkil ediyor. Türkiye-Azerbaycan enerji ilişkilerinin temelleri Azerbaycan’ın bağımsızlığa kavuşmasıyla atılmıştır. Ayaz Mutallibov döneminde ilk görüşmeler yapılmış, Ebülfez Elçibey döneminde TPAO’nun Azerbaycan’daki petrol üretiminde ciddi hisse oranlarıyla yer alması düşünülmüş, ama sonuçta TPAO, Haydar Aliyev iktidarı zamanında Azeri-Çırak-Güneşli (ACG) petrol yataklarının işlenmesi için imzalanan Asrın Anlaşması’nda yüzde 6,75’lik bir oran ile temsil ediliştir. 2017 sonu itibariyle TPAO, Azerbaycan’da 3 adet arama, geliştirme ve üretim projesi ile 2 adet boru hattı projesine ortak bulunuyor.
Azerbaycan petrol ve doğalgazının yanı sıra Hazar’ın doğu kıyısındaki ülkelerin petrol ve doğalgazının da Hazar denizi ve ardından da Azerbaycan üzerinden Türkiye’ye, buradan ise üçüncü ülkelere nakli pek büyük ekonomik öneme sahiptir. Bu çerçevede Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Güney Kafkasya Doğal Gaz Boru Hattı, TANAP ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı projeleri çerçevesinde çok taraflı işbirliği başarıyla devam etmektedir.
Bağımsızlığına kavuşmasından sonraki aşamada Azerbaycan ekonomisi açısından Türk yatırımları stratejik bir öneme sahip olmuştur. Türkiye’nin Azerbaycan’da özellikle enerji dışı sektördeki en büyük yatırımcı ülke olması, ekonomisi enerji sektörüne büyük ölçüde bağımlı olan Azerbaycan açısından stratejik önem taşımıştır. Bağımsızlığın ilk yıllarında Türkiye Eximbank aracılığıyla Azerbaycan’a ciddi kredi desteği de sağlamıştır.
Son yıllarda karşılıklı yatırımlar konusuna farklı bir boyut eklenmiş, Azerbaycan’dan Türkiye’ye yapılan yatırımlar önemli ölçüde artmıştır. Bu yatırımların, özellikle de büyük sermaye gerektiren sektörlerde yapılmış olması ekonomik ilişkilerin stratejik niteliğinin göstergesidir.
2019 yılı Aralık ayında Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev Türkiye Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ı kabulü sırasında yaptığı açıklamada, Azerbaycan’ın 2019 yılı itibarıyla Türkiye’ye 17 milyar dolardan fazla, Türkiye’nin ise Azerbaycan’a 12 milyar dolardan fazla sermaye yatırdığını ifade etmiştir. Aliyev, SOCAR’ın yeni yatırım projeleriyle birlikte Azerbaycan’ın Türkiye’ye yatırımlarının 20 milyar dolara ulaşacağını vurgulamıştır.
- Ekonomik faktör ikili ilişkilerin başlıca unsurları arasında
Sonuç olarak Azerbaycan’ın mevcut koşulları (bağımsızlığına yeni kavuşması, topraklarının Ermenistan işgali altında kalması vb.) ve Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin niteliği (tarihi, kültürel, milli, dini bağların ön planda olması) gereği ilişkilerin siyasi, askeri ve kültürel yönlerinin daha yoğun bir biçimde ilgi odağı olduğu bilinmektedir. Fakat uluslararası ilişkiler sisteminde ağırlığı giderek artan ekonomik faktör Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin de en önemli yönlerinden birini teşkil etmektedir. Ekonomik faktör iki ülke arasında genelde olumlu niteliği ile dikkat çekmiş, bazı dönemlerde ise kısa süreli gerginliklere neden olmuştur. Özellikle 1990’ların sonunda ve 2000’lerin başında ekonomiyle ilgili konularda karşılıklı yüksek beklentiler zaman zaman yerini karşılıklı eleştirilere bırakmış, fakat 2000’li yılların ikinci yarısından itibaren ekonomik ilişkilerde olumlu bir tablo ön plana çıkmaya başlamıştır.
İki ülke arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması’nın imzalanması Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin kurulması ilişkilerin diğer yönleri ile beraber ekonomik ilişkilerin de geliştirilmesine katkı yapmaktadır.
[Azerbaycan Devlet Gümrük Akademisi Daire Başkanı olan Araz Aslanlı aynı zamanda Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM) Başkanıdır]