Anelka'dan Fener'e övgü

Fransa'nın aylık So Foot dergisi, Şubat sayısında Fenerbahçe'nin yıldız oyuncusu Nicolas Anelka'yı kapak yaptı.

Uzun yıllar sonra milli takıma yeniden çağırılan ve böylece ülkesinde tüm futbolseverlerin bir kez daha ilgi odağı olan Anelka, fırtınalı sporcu geçmişi, Dünya Kupası hazırlıkları, milli takımdaki olası yeni rolü ve Fenerbahçe'deki yaşamı konularında ilginç açıklamalarda bulundu.

Samandıra Tesisleri'nde gerçekleşen röportaj için dergi, Anelka'nın söyleşideki rahatlığına ve sözünü sakınmayan tavrına dikkat çekti. So Foot, piyasaya çıkmadan ünlü spor gazetesi L'Equipe'e bile haber konusu oldu.

Reklam
Reklam

Gazete, Anelka ile daha önce yaptığı söyleşide ünlü futbolcunun Fenerbahçe'den ayrılmayacağı yönünde güvence verdiğini hatırlattı, So Foot'taki söyleşide ise benzer bir soruyu yanıtlarken daha ortada gözüktüğünü işaret etme gereği duydu.

'MUZ CUMHURİYETİ GİBİ'

Arsenal'de takım arkadaşı Remi Garde'ın "Büyük bir kulüpte isen, orada kal" tarzında nasihatte bulunduğunu hatırlatan Anelka, So Foot'un, "Öyleyse neden Fenerbahçe'ye gittin?" sorusunu şöyle yanıtladı;

"Doğru, Fenerbahçe büyük bir kulüp değil belki, ama iyi bir kulüp. City'den ayrılmayı istediğimde, Liverpool'dan ve Barcelona'dan teklif bekledim. Ama, Barcelona uzaktan yanaşmayı denediyse de olmadı. Bir hayalkırıklığı daha yaşadım.

Türkiye'de ise hem Şampiyonlar Ligi'ne, hem de Fransa Milli Takımı'na yeniden kavuştum. Yani bilanço pozitif. Öyle sanıyorum ki, diğer kulüpler, karakterimin sorun oluşturabileceğini düşünüyor. Oysa Real Madrid'de oynarken yaşadıklarım gerilere, 1999'a uzanıyor.

Bir büyük Avrupa kulübünde oynamayı bekliyorum. İstikrara ihtiyacım var. İstikrarı Liverpool'da bulduğumu sanmıştım. Bu kulüpte, her şeyi sevdim. Takım arkadaşlarımdan başkana, kentten taraftarlara kadar her şeyi. Ama Allah böyle istedi. Yazık oldu. Bugün de kendi kendimi ölçecek, böyle bir sınav arayışındayım."

Reklam
Reklam

Anelka, milli takım dışında kaldığı uzun yıllar süresince "başarısız" olduğu iddialarına ise karşı çıktı, "Manchester City'de tek sezonda 25 gol attım. Milli takım dışında kaldığım halde herkes benden bahsetmeye devam etti. Karakterim eleştirildi. Ayağımda top olduğu zamanki halim değil. Aynı şekilde Türkiye'ye gittiğimde, "Muz cumhuriyeti gibi lig" dendi. Her şeye rağmen kendime bir yer edinmeyi başardım. Eğer sadece sportif ölçü kullanılmış olsa, milli takıma çok önce çağrılırdım" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE BOSMAN'DAN YARARLANAMIYOR

Avrupa'daki tüm büyük futbol ülkelerinin aksine Türkiye, Bosman kararından yararlanamıyor. Yani Türk kulüpleri Avrupa'nın büyükleri ile rekabet edemiyor. Mali olanaksızlıktan değil, yasal kurallara uyma zorunluğundan. Bu durumu bir kenara koyarsak, İngiliz kulüpleri kadar ilerdeler. Fenerium mağazasında 2 binden fazla çeşit ürün var. Manchester United'dan bile çok. Yatak kenarı halısından, Fenerbahçe işlemeli bebek emziğine kadar.

Reklam
Reklam

Bizdeki kadar mükemmel bir antrenman merkezini daha önce hayatımda hiçbir yerde görmedim diyebilirim; sahalardan başka, halter salonu, jakuzi, hamam, bilardo, tıbbın son yeniliklerine uygun aletler, restoran, yüzme havuzu, taktik güncelleştirmesi için video salonu vb.

'ŞAKASINI BİLE DENEMEDİM'

Türkiye - İsviçre maçını izledim. Daha ilk maçta gerilim yaşanmıştı. İsviçre'de basında pek konuşulmayan garip şeyler oldu. Türk Milli Marşı yuhalandı, seyirci düzgün davranmadı. Rövanş maçında patlamaya hazır bir atmosfer vardı, sonunda her şey çığrından çıktı. Pek de şaşırdığım söylenemez, çünkü Türk taraftarlar gerçek birer fanatik. Hem seyirci, hem de oyuncuların milliyetçi duyguları çok kuvvetli.

Büyük bir Türk topluluğunun yaşadığı Almanya'da olmamak onlar için büyük dramdı. Tabii, bu mazeret olmamalı, ama anlayışla karşılıyorum. Ertesi günkü antremanda, tahmin edersiniz ki, takım arkadaşlarımla işin şakasını bile denemedim.

'ŞİMDİ DAHA GÜÇLÜYÜM'

Bugünün Anelka'sı ile dünün Anelka'sı kıyaslanamaz bile. Şimdiki Anelka çok daha güçlü. Manchester City'de, orta dereceli bir takımda, hem gol atmak, hem de attırmak büyük performans gerektiriyordu. Beni bitirip, tüketiyordu. Fenerbahçe'de kanatta oynuyorum. Yine top taşımaya orta sahaya geliyorum. Ama sıkı oyuncu olduğumu kanıtlamam için gol atmam gerekmiyor.

Reklam
Reklam

'12 NUMARA GİYİLMİYOR'

Ligde üç İstanbul takımı; Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray bir yanda, kavruk bir şekilde kendi sahalarında bekleşen diğerleri öbür yanda. Ama tribünlerde durum farklı, yani tam bir çılgınlık. Galatasaray'a karşı PSG'de oynadığımda seyirciden şişe yemiştik. Fenerliler ise yumurta atıyor. Burada, 12. adamın anlamı çok büyük. O kadar ki, kimse 12 numaralı forma giymiyor.