Anevrizma risk grupları

Değerli Okurlar, Sizlere anevrizma risk gruplarından söz etmek istiyorum.Anevrizma, doğuştan olan genetik bir hastalık olmaktan ziyade, hastalığın görülme olasılığı, yaş ile doğru orantılı bir şekilde artar. Kişinin 1. derece akrabalarda çok fazla anevrizma hastalığına rastlanıyor ise, hastalığın görülme riski de bununla paralel bir şekilde artar. Bu yüzden böyle bir durumda, düzenli aralıklarla görüntüleme ile kontrol sağlanmalıdır.

Bunun yanı sıra, polikistik kistik böbrek hastalığı, feokrositoma, aort koartasyonu, fibromusküler displazi gibi bir hastalığı bulunan kişilerde, anevrizma görülme olsalığıartar. Bu yüzden, bu hastalığa sahip kişiler, taramaya girmelidir.

Hemen her yaş grubunda görülen anevrizmanın, 25 yaş üstünde görülme sıklığı artmaktadır. Çoklukla 50-60 yaş arasında görülen anevrizmalar, kadınlarda erkeklerden 3 kat daha sık görülür. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde her yıl ortalama 10 bin kişinin anevrizmaya bağlı beyin kanaması riski taşıdığı kabul edilmektedir.

Reklam
Reklam

Anevrizmada Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor

Beyin anevrizmalarında hastaların yaklaşık 1/3’ü hiçbir sağlık kuruluşuna başvurmadan hayatını kaybetmektedir. Bu noktada erken teşhis ve tedavi yönlendirmeleri büyük önem taşımaktadır.

Beyin anevrizmalarında genetik faktörler eğilimleri etkilemektedir. Dolayısıyla ailesinde anevrizma hikayesi olanlar risk altında kabul edilmektedir.

Anevrizmanın sebepleri net olarak bilinmese de etkili faktörler şöyle sıralanabilir:

- Hipertansiyon (Yüksek kan basıncı)

- Ağır kaldırmak, ıkınmak

- Öfke, üzüntü gibi duygusal durumlara bağlı kan basıncının yükselmesi

- Nikotin kullanımı

- Şeker hastalığı

- Aşırı alkol tüketimi

- Bazı ilaçlar ve uyuşturucu madde kullanımları

- Genetik yatkınlık

- Damar hasarları (Damar sertliği)

- Travmalar

- Bazı enfeksiyonlar

Beyin anevrizma kanamalarının %50’si ne yazık ki ölümle sonuçlanmaktadır. Yaşayan hastaların %25’ine yakınına kalıcı nörolojik bozukluklar gözlenmektedir. Bu bozukluklar sadece akli fonksiyonlarınla sınırlı kalmayıp, vücut fonksiyonlarına da yansıyabilir. Bilinen en yaygın vücut fonksiyon bozukluğu, kısmi felçtir. Kanamanın beyin hücrelerinde ağır hasara yol açması halinde hasta, komaya girebilir. Büyük anevrizmalarda gelişecek pıhtılar ve bu pıhtıdan kopan parçalar, felçlere sebep olabilir.

Reklam
Reklam

Anevrizma kanaması, beyin ödemine de sebep olabilir. Beyin ödemi, beyin fonksiyonlarını etkileyerek çok ciddi problemlere yol açar. Basıncının artması ve beyin dokusunun şişmesi, beyin dokusuna zarar verir. Bununla birlikte; yaşanan beyin ödemi, damarlarda baskı oluşturarak beyne kan gitmesini yavaşlatabilir.

Beyin anevrizmalarının kanamadan tespit edilmesi oldukça zordur. Risk grubunda kabul edilen kişilerin hastalıkla bağlantılı şikayetleri için mutlaka doktorları ile görüşmeleri gerekmektedir. Kanamamış beyin anevrizmasının tespitinde aşağıdaki görüntüleme yöntemlerinden faydalanılabilir:

- Beyin Anjiyografisi

- Bilgisayarlı Tomografi-Anjiyografi (BTA)

- MR

- Anjiyografi

1. Derecede Akrabasında Anevrizma Olanlar Dikkat!

Görüntüleme yöntemleri ile anevrizması tespit edilen kişiler; hikayeleri, sağlık durumları, anevrizmanın büyüklüğü ve yerine göre takibe alınabilir. Bu durumda düzenli radyolojik incelemeler sürdürülmelidir. Müdahale gereken durumlarda özellikle erişimi zor ve riskli bölgelerde girişimsel nöroradyoloji alanında özel eğitim almış uzmanlardan görüş alınarak, kafatası açılmadan kısa sürede ve müdahale sonrası etkileri minimuma indiren seçenekler değerlendirilmelidir.

Reklam
Reklam

Birinci derece yakınlarında anevrizma bulunan kişilerin muhakkak bir beyin MR’ı çektirmesi gerekmektedir. Bilinmelidir ki şiddetli baş ağrısı, kanamaya yol açmış anevrizmanın ilk belirtisini oluşturuyor. Hastaların çok büyük bir çoğunluğu, baş ağrısının o ana kadar tecrübe etmedikleri şiddette geliştiğini belirterek, “Kafamın içinde sanki bir şey patladı” diyerek, yaşadıkları olayı tarif ediyor.

Beyin kanaması geçiren hastalar, tablonun ağırlığına göre 5 gruba ayrılıyor. İlk 3 grup, anevrizmanın yerine ve kanama şekline göre; şuurları açık olan ve genellikle enselerinde ağrıdan ya da görme bozukluğundan yakınan hastalardan oluşuyor. Bu gruptaki hastalar, bazı cerrahi yöntemler eşliğinde tedavi edilebiliyor. En ağır durumda olan 4. ve 5. gruptaki hastaların şuurları ise genellikle kapalı ve solunumları bozuk oluyor. Bu nedenle yoğun bakım ünitesinde solunum desteği veriliyor. Hastanın durumunda düzelme olursa, tedavi edilebiliyor.