Ankara Baro Başkanı: Sözün Bittiği Yerde Sokaklara Inilir

Mehmet ÇINAR/ANTALYA, Antalya Baro Başkanlığı, 'İç Güvenlik Yasası' konulu Antalya Kültür Merkezi'nde bir panel düzenledi. Panele konuşmacı olarak Türkiye Barolar

Mehmet ÇINAR/ANTALYA, Antalya Baro Başkanlığı, 'İç Güvenlik Yasası' konulu Antalya Kültür Merkezi'nde bir panel düzenledi. Panele konuşmacı olarak Türkiye Barolar Birliği 'SUÇ İŞLEYECEK OLSAM POLİS ÜNİFORMASIYLA YAPARIM'
1980'li dönemlerde 'elini cebine atanı vur, bu adam komünist, faşist vur' diye bir korku yaratılarak insanların silah kullanmaya yetkili kılındığını belirten Hüseyin Karataş, “Bugün de 'Yüzünü kapattı vur. Cebinde sapan taşı, tamam terörist' gibi insanları özgürlüklerinden, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin tanıdığı yaşam haklarını ellerinden alma gayreti içinde olduklarını maalesef görüyoruz. 1980'lerde olduğu gibi 'ölü ele geçirilenlerin' yeniden yaşama geçirilmesi için yeni bir yasal düzenleme sözkonusu. Özgürlüklerimiz maalesef bir hayli kısıtlandı. 'Sık ulan sık' diyen amir, polise yarın 'niye vurmuyorsun lan' deyip tak onu bile vurabilecek yasal yetkileri ellerine alabilecek. İç güvenlik yasa tasarısı bir güç, sopa yasası. Bu bir güç elde etme operasyonudur. Bu yasaya gerek var mıydı? Zaten hukuksuzlukları istediğiniz gibi yapıyordunuz. Geldiğimiz süreçte yeni bir anayasa çıktı zaten. 'Atatürk adını anmak yasak, muhalefet etmek yasak, ben ve adamlarımı yargılamak yasak.' Hukuk hepimiz içindir. Kumpasları, sahte delilleri üretenler bugün hukuk arıyor. Bu güç torbasıyla, bundan sonra suç işleyecek olsam polis üniformasıyla yaparım. Yasal hakkım, kimse de sorgulamaz" diye konuştu.
'MİLLİ İRADE RASYONEL OLMAKTAN ÇIKACAK'
Tasarıyı ABD'de 11 Eylül sonrası peşpeşe çıkartılan iç güvenlik yasalarına benzeten Doç. Dr. Sezgin Seymen Çebi, “Özgürlüklerden uzaklaşan güvenlikçi bir devlete doğru giden yöneticilerimiz en çok yurdunu sevenler yasası çıkarsın. Hukuk iklimi değişir, hukuksuzluk norm haline gelir. Yargıdaki birtakım erkler yürütmeye verildi ve keyfiyet başladı. Bu yasa çıkarsa herkes kendisini tehdit ve tehlike altında hissedebilecek. Milli irade kamusal alanda rasyonel olmaktan çıkacak. Soruşturma ve kovuşturmalarda vali ve kaymakamlara yetki verilmesi hukuk devleti ilkelerine aykırıdır" dedi.
POLİS VE JANDARMA TASFİYE EDİLİYOR
Türkiye'de hürriyetin ya tabanda ya tavanda yaşandığına değinen Prof. Dr. Ersan Şen, “Böyle ülkelerde acayip zenginleşenler olabilir. Ama o ulaşılamaz sandığınız insanların bir anda tepetaklak olduğunu da görürsünüz. Esasta güven yoktur, güven sorunu vardır. İktidarın bu kanunla amacı polisi tasfiyedir. Polis okullarında hareket noktası paralel yapıya müdahaledir. Size söylenmeyen budur. Aynı Yargıtay ve Danıştay'da olduğu gibi tasfiyedir. Jandarma tasfiye ediliyor. Size medyatik olan kısmını gösteriyorlar. İlk hamle TSK'dan koparılıyor. Dışarda gördüğünüz polis amirlerinin birçoğunu göremeyeceksiniz. Öğrenciler cumhurbaşkanı, başbakan veya bakanlar geldiğinde protesto edilirse uzaklaştırılacak. Boyalı su yasallaşacak. Önleme dinleme yetkisi 48 saate çıkarılıyor. Bunlarla ilgili yetkili mahkeme Ankara'da olacak. Ankara'da mahkemenin yetkili kılınması, merkezi hükümet korkuyor. Çünkü 81 vilayette takip edemez" dedi.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA UYGULANABİLECEK Mİ?
Molotof kokteyline ilişkin kısmı doğru bulduğunu ve uygulanmasının önemine de değinen Prof. Dr. Ersan Şen, Antalya'da, İzmir'de İstanbul'un dörtte üçünde bunun uygulanabileceğini belirterek, Güneydoğu ve Doğu'da uygulanabilirliğini sordu. Prof. Dr. Şen, “Doğu, Güneydoğu'da gidip uygulayabilecek misiniz, mesele bu" dedi. Prof. Dr. Şen, tasarıda bilinmeyen bir şeyin de tedbir tutuklaması olduğunu anlattı. Bu konuda direnç ve ses çıkmadığını belirten Prof. Dr. Şen, “Kimsenin gündeme getirdiği yok. Toplantı ve Yürüyüş Kanununun 33'üncüsü maddesine eklenecek. 15 gün tutacaklar" dedi.
BARO BAŞKANI SOKAĞA ÇAĞIRDI
Gücün zaten iktidarın elinde olduğunu belirten Ankara Baro Başkanı Hakan Canduran, “Başka bir şey yapıyorlar. Rejim değişiyor. Demokratik rejimden çıkılıyor. Herşey yürütmenin eline geçiyor. Bunun adına da 'faşizm' diyelim açık yüreklilikle. Vali savcı ve hakimlerin yetkisini alıyor eline. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Sözün bittiği yerde ne yapılır? Sokaklara inilir, Anayasal haklarınızı kullanırsınız. Bu pakete karşı çok daha büyük yürüyüşler, demokratik kitle hareketleri olacak ve bu yasayı geri çekmek zorunda kalacaklar. Lütfen demokratik haklarımızı sokaklarda kullanın" dedi.
TEK PARTİ DEVLETİNE DÖNÜŞTÜRME İDDİASI
Türkiye'nin aşağı- yukarı otoriter yönetildiğini belirten TBB Başkan Yardımcısı Başar Yaltı, halk düşmanı bir anlayışın Türkiye'yi yönettiğini söyledi. Bu yasanın bardağı taşıran son damla olduğunu kaydeden Yaltı, arka planda aslında 6-7 Ekim olaylarının olmadığını, Türkiye'nin açıkça parti devletine dönüştürüleceğini belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın askeri kıyafetli fotoğrafı ve tüm güçleri temsil eden kıyafetlerle tasarlanmış fotoğraflarını gösterdi.
'SEÇİMLERE AÇIKÇA MÜDAHALE EDİLECEK'
Türkiye'de 12 Eylül'ün sürdüğünü, 12 Eylül 2010'un yargıyı ele geçirme operasyonu olduğunu savunan Yaltı, “Bu yasanın hukukla açıklanır tarafı yok. Cumhurbaşkanı başkanlık sistemi istiyor, 400 milletvekili istiyorum diyor. Güneydoğu'daki sandıkların güvenliği yok. Jandarma ve polis tasfiyesi tamamen bu amaca yönelik. Bunun sonucu önümüzdeki seçimlere açıkça müdahale edilecektir. Seçimlere fiilen müdahale edilecek. Seçim günü sandık güvenliği çok önemli. Seçimlere müdahale endişem çok yüksek. Bu yasa Türkiye'de rejim değişikliğine karşı halktan gelecek tepkileri batırma yasasıdır" dedi.
Panel sonunda Antalya Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı konuşmacılara plaket armağan etti.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: