Ankara Kalkınma Ajansı, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın da katıldığı programda toplam 27 milyon lira bütçeli 2012 Yılı Mali Destek Programı’nı açıkladı.
2 yıl önce “Başkentin Potansiyeli Harekete Geçiyor” sloganı ile yola çıkan Ankara Kalkınma Ajansı, bugüne kadar 195 projeye toplam 25 milyon lira destek vererek, bölgenin sosyo-ekonomik kalkınması için çalışmalar yürütüyor. Bölgenin sürdürülebilir kalkınmasının sağlanması adına yeni bir mali destek programını açıklayan Ankara Kalkınma Ajansı’nın 2012 Yılı Mali Destek Programları şu başlıklar altında sıralanıyor:
“12 milyon lira bütçeli Çevreye Duyarlı Yenilikçi Uygulamalar Mali Destek Programı, 5 milyon lira bütçeli Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı, 5 milyon lira bütçeli Turizm Mali Destek Programı, 5 milyon lira bütçeli Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı.”
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in de katıldığı tanıtım programında bilgi veren Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Prof. Dr. Asım Balcı, “Bugün 27 milyon lira bütçeli 2012 yılı Mali Destek Programlarını açıklıyoruz” dedi.
“KALKINMANIN NİMETLERİNDEN TÜM KESİMLER FAYDALANMALI”
Kalkınma ajanslarının yeni bir anlayışın ürünü olduğunu söyleyen Bakan Yılmaz, hükümetin kalkınma anlayışını anlattı. “Bu sürece herkesin enerjisini katmamız gerekiyor. Geçmişte belli dönemlerde dar bir kesim üzerinden kalkınma anlayışı sürdürüldü. Bugün bütün yörelerin enerjisini harekete geçirecek kapsayıcı kalkınmadan yanayız” diyen Bakan Yılmaz, “Kalkınmanın nimetlerini dar bir kesim almamalı. Bütün kesimlerin, yörelin yararlanması gerekiyor. Kalkınma dediğimiz hadise sadece ekonomiden ibaret değil. Ekonomi bunun çok önemli bir ayağı fakat kalkınma ekonomiden daha geniş bir kavram, İşin sosyal, çevresel boyutunu içeren, temel hakları, hukuku, demokrasiyi de ilgilendiren bir kavram. Sosyal boyutun en önemli unsuru fırsat eşitliğidir. Nesiller arası dengeye bakmak durumundasınız. Bu nesil tüketsin, bu nesil iyi yaşasın, gelecek nesiller ne hali varsa görsün diyemezsiniz. Nesiller arası dengeyi de korumak durumundasınız. Kalkınmanın odağında insan var. Hukuk devletinin olmadığı, ifade hürriyetinin olmadığı bir ülkeden yenilikçilik olabilir mi? Bunlar arasında çok iyi ilişkiler kurmamız gerekiyor. Bana önümüzdeki döneme ilişkin 3 tane alan say deseniz, eğitim, adalet ve teknolojiyi sayarım. Bu 3 alanda Türkiye’nin sıçrama yapmaya ihtiyacı var. Belirsizliği ne kadar azaltırsanız hem içeride yatırımları artırırsınız hem de dünyadan size daha fazla yatırım gelir. Bir ülke insan kaynaklarını iyi yetiştirebiliyorsa ve koruyabiliyorsa, hatta bunun üstüne dünyadan iyi yetişmiş insanları cezbediyorsa o ülke kalkınır. Cazibe merkezi olmak zorunda Türkiye. Kalkınmanın özünü 21. yüzyılda bu oluşturuyor. Türkiye bunu yapma yolunda önemli adımlar atıyor. Kalkınma bir değişim süreci, bu değişim sürecini hep birlikte yönetmek durumundayız. Sadece Ankara’dan bakarak değil, bütün yörelerimizle bu süreci yönetmek durumundayız” şeklinde konuştu.
“YENİ BÖLGESEL KALKINMA ANLAYIŞI”
Yeni kalkınma anlayışının yanı sıra yeni bir bölgesel kalkınma anlayışlarının olduğunu belirten Bakan Yılmaz, “En gelişmiş bölgelerin bölgesel politikalara ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. Avrupa’nın en fazla tartıştığı politika bölgesel politikadır. Yenilik bölgesel politika ile olur. Rekabet gücünü artırmak istiyorsanız, ülkenizi daha rekabetçi duruma getirmek istiyorsanız bölgelerini daha rekabetçi duruma getirmelisiniz. Bütün bölgelerimizin stratejiye ihtiyacı var. Büyükşehir Belediyeleri Kanunu onaylandı, hayırlı olsun. Bundan sonra il stratejisi büyükşehir belediyeleri için hayati bir konuma yükselmiş olacak. Büyükşehir belediyeleri sadece şehir merkezlerinin gelişimine bakan kurumlar olmaktan çıkıp ilin kalkınmasını planlayan, bunun mekansal altlığını oluşturan kurumsal yapılar haline gelecek” diye konuştu.
“ANKARA’NIN REKABETÇİ BİR ŞEHİR OLMASINI İSTİYORUZ”
Ankara’yı rekabetçi bir şehir yapmak istediklerini belirten Bakan Yılmaz, ”Sadece bürokratik bir şehir olarak algılamıyoruz. Ankara’yı sadece bir memur şehri olarak algılarsak haksızlık yapmış oluruz. Ankara aynı zamanda Türkiye’nin sosyo-ekonomik gelişmişlik sırasında 2. sırada olan bir şehir. Yaşam kalitesi, sosyal yaşam olarak bakarsanız 1. sırada olan şehir. Bunu daha da geliştirmek istiyoruz. 2002’de ihracatı 1.5 milyar dolar, geçen sene 6.6 milyar doları yükselmiş. İhracat yapan, istihdam üreten bir şehir Ankara. Sanayinin çok önemli bir paya sahip olduğu bir il konumunda. Ankara merkezden ibaret değil, ilçeler, beldeler, köyler var. Buralarda termal kaynaklar, tarım, tarihi kültürel değerler önemli potansiyel. Biz Ankara’yı kendi içinde daha dengeli bir il haline getirmeyi, daha rekabetçi bir il haline getirmeyi istiyoruz” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz