AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), dün Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. AK Parti’nin yeni Merkez Yürütme Kurulu (MYK) belli oldu. Partinin yeni Sözcüsü Mahir Ünal oldu. MYK’ya yeni giren isimler Ravza Kavakçı Kan, Hamza Dağ, Mahir Ünal olurken, MYK’dan giden isimler ise Şaban Dişli, Yasin Aktay ve Nükhet Hotar oldu.
AK PARTİ'NİN KRİTİK EŞİĞİ
MYK seçiminin ardından AK Parti'nin kritik eşiği olan 'kabine değişikliği'ne ilişkin, Murat Yetkin bugünkü köşesinde "AK Parti yönetimi açısından papatya falı dün itibarıyla sonuçlandı; falında “sevmiyor” çıkanlar, yani gidenler, “seviyor” çıkanlar, yani kalanlar ve yeni gelenler belli oldu" diyerek "Şimdi papatya falına bakma sırası bakanlarda ve yer değişikliği olduğunda bakanlık bekleyen AK Partililerde" ifadelerini kullandı.
'KULİSLERDE KONUŞULAN İKİ TEMEL KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ SENARYOSU'
“Sadece AK Partililerde mi? Dışarıdan isimler alınmayacak mı? MHP’li, ya da MHP’ye yakın isimler olmayacak mı?” diye soranlarınız çıkabilir. Bunlar şu anda sadece spekülasyon sayılır" diyen Yetkin, siyasi kuliste konuşulan iki temel kabine değişikliği senaryosu olduğunu öne sürerek şöyle devam etti:
1. SENARYO: ERDOĞAN CİDDİ VE KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLERE GİDECEK
"Birincisi, daha çok AK Parti olağanüstü genel kurulunun yapıldığı 21 Mayıs’ta zirve yapan senaryo, Erdoğan’ın bakanlar kurulunda ciddi ve köklü değişikliklere gideceği, bu değişikliklere dışişleri, içişleri, adalet, ekonomi gibi bakanlıkların dahil edilebileceği yönündeydi.
2. SENARYO: KOZMETİK DÜZEYDE DEĞİŞİKLİKLER
İkincisi, Erdoğan’ın bakanlar kurulu değişikliğini ağırdan alacağı, belki gerekli gördüğü kozmetik düzeyde değişiklikleri de Başbakan Yıldırım’a bırakacağı senaryosu.
Oysa daha muhtemel senaryonun bu ikisi arasında bir yerde ama daha çok ikincisine yakın kurulmakta olduğunu gösteriyor.
Çünkü siyasi hava, tıpkı AK Parti yönetiminde olduğu gibi, Bakanlar Kurulunda da şu aşamada çok köklü değişiklikler yapılmayabileceğini yönünde.
Abdülkadir Selvi dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu konuyu aceleye getirmeyeceğini, ayrıca Başbakan Binali Yıldırım’ın inisiyastif almasına imkan vereceğini yazdı.
'KADEMELİ ,YUMUŞAK GEÇİŞ'
Bu doğru, Erdoğan’ın bir tür kademeli, yumuşak geçiş tercihi kullanacağı anlaşılıyor, ayrıca 16 Nisan referandumuyla zaten başbakanlık makamının kaldırılması Meclis onayına kalan Yıldırım’a böylelikle siyasi jest de yapmış oluyor.
Ancak tek etken bu gibi görünmüyor. Bir adım geriye çekilip Türkiye’nin iç ve dış gelişmelerine birlikte baktığımızda, Erdoğan’ın kademeli, ya da yumuşak geçişi tercih etmesinin bir başka ve daha stratejik bir gerekçesini görebiliyoruz.
'AB İLE 12 AYLIK YOL HARİTASI'
O da Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında, Erdoğan’ın 25 Mayıs’ta Brüksel’de yaptığı temaslar sırasında ortaya atılan 12-aylık yol haritası.
Açık konuşmak gerekirse, Türk dış politikasında son dönemlerin tek iyi haberi buydu.
15 Temmuz askeri darbe girişimi sonrasındaki Olağanüstü Hal uygulamaları, özellikle referandum sürecinde gündeme gelen ölüm cezasının geri getirilmesi meselesi, tutuklu gazetecilerin durumu ve referandum kampanyası sırasında AB üyeleriyle yaşanan gerilim ardından herkesin ilişkilerin kopmaya yakın durduğunu düşündüğü bir anda gelen bu 12-aylık yol haritası, çoğu planı değiştirdi.
Şimdi Türkiye’nin de, AB ve AB hükümetlerinin de önünde yeni bir imkân, 12 aylık bir tamir-bakım zamanı çıkmış durumda. Bu çerçevede ilk siyasi temas Haziran ortasında sağlanacak.
AB ile ileride Türkiye’nin de çıkarına olacak şekilde yeniden yoluna girme ümidi varken Türkiye’deki iç siyasette keskinleşme olarak algılanacak hamlelerden kaçınmak daha makul bir tercih gibi görünüyor zaten.
Üstelik bu yaz ayları Erdoğan’a 24 Eylül’deki Almanya seçimlerine dek, Suriye’de hem IŞİD, hem PKK/PYD bakımından işlerin nasıl gelişeceği, o arada AB ülkelerinde PKK ve Fethullahçılar bakımından yasal sürecin nasıl işleyeceğini, ayrıca göç anlaşması taahhütlerinde ilerleme olup olmayacağını gözleme süresi de verecek.
O bakımdan bakanlar kurulundaki değişikler bakımından papatya falı, önümüzdeki günlerde bir değişiklik açıklansa dahi, daha bir süre devam edecek, çünkü muhtemelen devamı gelecek.
'AK PARTİLİ BELEDİYELER DE PAPATYA FALINA BAKIYOR'
Ama papatya falına bakan başkaları da var şu sıra. Örneğin AK Partili belediyeler, il-ilçe teşkilatı yöneticileri; oralarda ciddi değişiklikler beklenebilir.
Ha bir de, siyaseti gözlemlemekten ince bir zevk alanlar, Cumhurbaşkanlığının sayısı hiç de az olmayan danışmanlarından bazılarının nasıl başka görevlere atanarak, ya da başka bir göreve atanmayarak Beştepe’den, Erdoğan’dan uzağa düştüğünü izleyebilir önümüzdeki süreçte.
İŞTE AK PARTİ'NİN A TAKIMI
AK Parti Genel Başkan Vekili: Binali Yıldırım
Siyasi ve Hukuki İşler Genel Başkan Yardımcısı: Hayati Yazıcı
Teşkilat Genel Başkan Yardımcısı: Mustafa Ataş
Seçim İşleri Genel Başkan Yardımcısı: Ahmet Sorgun
Tanıtım ve Medya Genel Başkan Yardımcısı: Mahir Ünal
Dış İlişkiler Genel Başkan Yardımcısı: Mehmet Mehdi Eker
Sosyal Politikalar Genel Başkan Yardımcısı: Öznur Çalık
Yerel Yönetimler Genel Başkan Yardımcısı: Erol Kaya
Ekonomi İşleri Genel Başkan Yardımcısı: Cevdet Yılmaz
Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı Genel Başkan Yardımcısı: Fatih Şahin
Mali ve İdari İşler Genel Başkan Yardımcısı: Vedat Demiröz
Ar-Ge Genel Başkan Yardımcısı: Hamza Dağ
İnsan Hakları Genel Başkan Yardımcısı: Ravza Kavakçı Kan
Çevre Şehir ve Kültür Genel Başkan Yardımcısı: Çiğdem Karaaslan
AK Parti Genel Sekreteri: Abdülhamit Gül
AK Parti Sözcüsü: Mahir Ünal