Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Büyük Ankara Festivali’nde sergilenen Ankara’nın 1886 – 1940 arası döneme ait fotoğraf sergisi yoğun ilgi gördü.
Festival alanının her biri ayrı ilgi gören stantları yanı sıra birbirinden özel ve güzel sergiler de Başkentlilere bazen şaşkınlık, bazen de hayranlık uyandırmaya devam ediyor. Bu sergilerden biri de Basın Yayın Daire Başkanlığı’nın dev çadırı içerisinde sergilenen Dericizade’nin koleksiyonundan oluşturulan Ankara’nın fotoğraf karelerine yansıyan tarihi oldu. 1886’da çekilmiş Taşhan’ın (Şimdiki Sümerbank binasının olduğu yer) bulunduğu fotoğraftan 1940’a kadar Ankara’nın değişen ve gelişen yüzünün objektiflere yansıyan karelerinin yer aldığı siyah-beyaz koleksiyon, Başkentlilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı.
Yaklaşık 10 yıllık araştırmalar sonucu biriktirdiği fotoğraflardan oluşan bu özel koleksiyonu “Benim merakım, içinde ‘Ankara’ olan her şey” diyerek anlatan Dericizade Faruk Küçük, koleksiyonunda bini aşkın tarihi Ankara fotoğrafı bulunduğunu ve bunlardan 40 tanesinin festival alanında Başkentlilerle buluştuğunu söyledi. Ankara’ya ait tarihi yerel gazetelerden, dergilere ve çeşitli belgelere kadar geniş bir koleksiyonu bulunduğunu kaydeden Küçük, Büyükşehir Belediyesi’nin kendisine verdiği desteğe teşekkür ederek, “Büyükşehir Belediyesi’nin benden hiçbir beklentisi yok ve karşılıksız olarak bu koleksiyonumu Başkentlilerle buluşturuyor. Ayrıca bu tarihi fotoğraflara değer veriyorlar, Başkentlilerle buluşturmak için imkan sağlıyorlar ve yardımcı oluyorlar.” dedi.
Dericizade’nin özel koleksiyondan tarihin karelerle Başkentlilere anlatıldığı sergide ayrıca 1700’lü yıllarda yapılmış olan ve Hollanda’dan getirtilen bir adet de Ankara gravürü yer alıyor.
CAMA ŞEKİL VEREN GÜÇLÜ NEFES
Festival alanının en çok ilgi gören stantlarından biri de üfleme cam el sanatının yer aldığı stant oldu. Başkentliler, üfleme cam el sanatı ustası Mehmet Demir’in, hünerli elleri ve güçlü nefesiyle buluşan kırılgan camın dakikalar içinde bardağa, mumluğa, ibriğe, gaz lambası gibi inanılmaz güzellikteki hediyelik objelere dönüşmesini hayretler içinde izledi.
Bazen kırık bir floresanı, bazen kırık lambayı alıp hayat verdiğini anlatan Demir, “30 yıldır bu mesleğin içindeyim. Bunca yıla rağmen bu mesleğin inceliklerinin ancak yarısını bildiğimi söyleyebilirim. Oldukça dikkat ve emek isteyen bir iş yapıyorum. Üfleme cam el sanatına eskiye nazaran artık daha fazla ilgi var, bu da bizi çok mutlu ediyor.” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz