Genellikle tek celsede bitse de boşanma protokolünün içeriği gibi hususlara bağlı olarak 2-3 celsede de tamamlanabilen anlaşmalı boşanma davasının özellikleri sıklıkla sorgulanır. Bu boşanma davası türünün hangi şartlar altında gerçekleştirilebildiğinin öğrenilmesi önemlidir. Çünkü bu sayede belgeleri hazırlama ve duruşmaya katılma gibi süreçlerde sıkıntı yaşanmadan anlaşmalı boşanma davası gerçekleştirilebilir. Yani anlaşmalı olarak boşanmayı planlayan eşler için bu sürecin hangi aşamalarla ilerlediği açıklanmalıdır.
Anlaşmalı boşanma isminden de anlaşıldığı üzere evliliğini sonlandırmak isteyen kişilerin boşanma konusunda anlaşmaya varmalarını temsil eder. Bir anlaşmaya varılarak gerçekleştirilen anlaşmalı boşanmada evlilik kurumunun sonlandırılmasının yanı sıra farklı konulara dair de ortak kararlar alınır. Yani anlaşmalı boşanma davasında mal paylaşımı, tazminat, nafaka ve velayet gibi hususlara yönelik olarak da ortak kararlar alınmış olması gerekir.
Bu süreç başlatılırken eşlerin boşanma protokolü ile dava dilekçelerini hazırlamaları beklenir. Söz edilen bu belgeler anlaşmalı boşanma dilekçe örneği ile anlaşmalı boşanma protokol örneği incelenerek hazır hale getirilebilir. Bununla birlikte ilgili belgelerin hazırlanması konusunda bir uzmandan yardım alınması da mümkündür. Daha sonra ise eşlerin gerekli belgeleri yanlarına alarak aile mahkemesinde dava açmaları gerekir. Bu işlemden sonra duruşma tarihinde hakim karşısına çıkan eşler boşanmak istediklerini belirterek boşanma protokolünü onayladıklarını beyan etmelidir. Böylelikle tek celsede anlaşmalı boşanmanın gerçekleştirilmesi mümkün olur.
Eşlerin ortak paydada buluşarak evlilik kurumunu sonlandırmak istemeleri durumunda anlaşmalı olarak boşanmaları mümkündür. Ancak anlaşmalı boşanmanın gerçekleştirilebilmesi için iki tarafın da belli başlı şartları karşılıyor olması beklenir. Bu bağlamda sıklıkla araştırılan anlaşmalı boşanma şartları aşağıdaki gibi sıralanmalıdır:
Anlaşmalı boşanmada eşlerin bir araya gelerek belli bir boşanma protokolü üzerinde mutabık kalmaları gerekir. Bu da boşanma protokolü hazırlanırken kadın ve erkek bireylerin ne gibi haklara sahip olduklarının merak edilmesine yol açar. Özellikle anlaşmalı bir şekilde boşanacak olan kadınların boşanma protokolüyle hangi haklarını garanti altına alabilecekleri sıklıkla sorgulanır. Bu bağlamda anlaşmalı boşanma davası için hazırlanan protokolde kadın haklarının velayet, tazminat, mal paylaşımı ve düğün takıları üzerine nasıl işlediği açıklanmalıdır.
İlk olarak anlaşmalı boşanmada velayet söz konusu olduğu zaman bu süreçten sonra çocuğun bakımını ihmal etmeyip menfaatini üstün tutacak olan ebeveynin velayeti alması gerektiği belirtilmelidir. Dolayısıyla anne bu şartları karşılayacak durumda ise anlaşmalı boşanma davasında çocuğun velayetini alabilir. Bununla birlikte evlilik kurumunun sonlandırılmasına bağlı olarak ekonomik ve sosyal refahı düşecek olan kadınların anlaşmalı boşanma davasında yoksulluk nafakası talep etmeleri mümkündür. Ancak anlaşmalı boşanma davasında yoksulluk nafakası miktarı ile bu miktarın ne zaman ödeneceğinin önceden kararlaştırılarak boşanma protokolünde belirtilmesi mühimdir. Bununla beraber anlaşmalı boşanma sonrasında çocuğun velayetini alacak olan kadınların iştirak nafakası düzenlenmesini talep etmeleri uygundur. Bu nafaka türü çocuğun bakım ve masraflarının karşılanması adına ilgili protokol maddesinde düzenlenir.
Farklı bir mal rejimi tercih etmeyen ve 01.01.2002 tarihinden sonra evlenmiş olan kişiler anlaşmalı boşanma davasında mal paylaşımının yarı yarıya yapılmasını talep edebilir. Yani evlilik süresince edinilen araba, ev, bankada mevcut olan para ve ev eşyası gibi malların anlaşmalı boşanma davasında yarı yarıya paylaştırılması söz konusudur. Düğünde takılan takılar ise anlaşmalı boşanma davasında kadına verilir. Yani anlaşma boşanma davasında erkeğe takılan takıların bile ziynet olarak ele alındığı için kadına verilmesi söz konusu olur.
Anlaşmalı boşanma davası eşler tarafından ortak kararlar alındıktan sonra kadın veya erkek eş tarafından başlatılabilen bir süreçtir. Bu süreçte davayı açacak olan eşin bir avukata danışması mümkündür. Bunun yanı sıra anlaşmalı boşanma davasının zorunlu olarak bir avukata başvurularak başlatılmasının söz konusu olmadığı söylenmelidir. Yani davayı açacak olan eşin ıslak imzalı dilekçesiyle birlikte aile mahkemelerine giderek süreci başlatması mümkündür.
Anlaşmalı boşanma davasının ne anlama geldiği ve hangi özellikleri taşıdığı düşünüldüğü zaman bu davanın genel olarak tek celsede sonuçlandığı söylenebilir. Fakat anlaşmalı boşanma davası yalnızca duruşma gününden ibaret olan bir süreç değildir. Bu süreçte ilk olarak eşler tarafından üzerinde mutabık olunan bir boşanma protokolü hazırlanması gerekir. Ardından diğer gerekli belgelerin hazırlanması ve aile mahkemelerine başvurularak davanın açılması beklenir. Bunun ardından mahkeme tarafından eşler için bir duruşma günü belirlenir.
Belirlenen duruşma gününde ise anlaşmalı boşanma davasının genellikle tek celsede sonuçlandığı söylenebilir. Yani anlaşmalı boşanma davasının sonuçlanması tüm işlemlerin tamamlanmasıyla birlikte genel olarak 1 ayı bulur. Buna ek olarak eşler tarafından hazırlanan boşanma protokolü hakim tarafından eksik veya hatalı bulunursa anlaşmalı boşanma davası uzayabilir. Bu durumda anlaşmalı boşanma davasının 2-3 celsede sonuçlanması da söz konusu olabilir.