Anne şefkati ayağa kaldırdı

Halk arasında "kızamık virüsü" olarak bilinen Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) hastalığı ile savaşan 12 yaşındaki Şeyhmus Çalışkan, düzenli beslenme ve anne şefkati sayesinde yürümeye başladı.

DİYARBAKIR (İHA) - Halk arasında "kızamık virüsü" olarak bilinen Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) hastalığı ile savaşan 12 yaşındaki Şeyhmus Çalışkan, düzenli beslenme ve anne şefkati sayesinde yürümeye başladı.

SSPE, kızamık aşısının eksik doz veya bayat olması nedeniyle beyne sıçrayan virüsün adı. Şu an Türkiye'de binlerce SSPE hastası çocuk var ve her gün bir çocuk SSPE'den ölüyor. Türkiye'de şu anda 3 ila 6 bin arasında SSPE hastası olduğu belirtiliyor. Vücuda yerleşen virüs yavaş yavaş ilerleyerek sonunda beyne ulaşıyor, merkezi sinir sistemini tahrip ederek hastayı bitkisel hayata sokuyor. Hastalık genellikle 7 ila 10 yaşları arasında ortaya çıkıyor ve 2 yaşından önce kızamık geçiren çocuklarda görülüyor.

Reklam
Reklam

Görülme oranı 100 binde bir. 300 binde bir diyen kaynaklar da var. Ama Türkiye'de bu oranın özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 20 binde bire kadar indiği ileri sürülüyor. Hiç aşılanmayanda risk 20-30 kat yükseliyor. Bu hastalardan biri olan ve 3 yıl yatalak kaldıktan sonra anne babasının ilgisi, şefkati, düzenli beslenme ve fizik tedavi sayesinde ayağa kalkan, tam olamasa da yürüyebilen Şeyhmus Çalışkan, diğer hastalara da umut oldu.

Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Kopuzlu köyünde ikamet eden Çalışkan ailesi 4 gün önce evlerinde çocuklarının yakalandığı SSPE hastalığı yüzünden yas ilan etmişti. Ama çocuklarına gösterdikleri ilgiden dolayı 12 yaşındaki Şeyhmus ayağa kalkıp yürümeye başlayınca yas yerini mutluluk ve sevince bıraktı.

"SANKİ YENİ BİR ÇOCUK BULDUK"

Oğlunun tedavisi için çalıştığı iş yerinden çıkan baba Suphi Çalışkan, umutların kesildiği bir dönemde çocuklarının tekrar ayağa kalkmasını inanılmaz bir olay olarak değerlendirirken şöyle konuştu: "Oğlum 2006 yılında okula giderken kafası sallanmaya başladı, hastaneye götürdüm. Sırtından su aldılar ve bize çocuğunuz SSPE hastasıdır dediler. Oğlum Şeyhmus, 3 yıl yerde yatalak vaziyette yattı. Şimdi ise Allah'a şükürler olsun iyi durumda. Tam anlamıyla iyi değil ama diğer hastalar gibi yatalak değil.

Reklam
Reklam

Zamanla düzelir inşallah. Diğer hastaların da onun gibi iyileşmesini istiyoruz. 4 yıldır ona bakıyoruz. Ne gerekiyorsa temin ediyoruz. Doktorlar ne dediyse yaptık. İlaçlarını ve mamasını zamanında verdik. Ben kendim çalışmıyorum. Ben ile annesi 24 saat onunla ilgileniyoruz. 3 yıl yatalak kalmıştı ama şimdi ayağa kalktı. Çok sevindirirci bir olay bu. Oğlumu kalkarken gördüğüm zaman sanki Allah bize yeni bir çocuk vermiş gibi sevindik. Çocuk yanımızda gün geçtikçe eriyordu, umudumuzu kesmiştik. Allah'a

binlerce şükürler olsun ki oğlumuzu bize bağışladı. Ayrıca daha iyi yürümesi ve ayakta kalabilmesi için fizik tedaviye götürüyoruz."

3 yıl boyunca yatalak oğluna şefkat göstererek onu ayağa kaldıran anne Dilber Çalışkan, "3 yıl oğlum yatalaktı. Bu tür hastalarda moral en büyük ilaçtır. Ona moral verdim. Yeri geldi onunla çocuk oldum. Yeri geldi mamasını yesin diye ben de onunla mama yedim. Dualar ve desteklerle oğlum ayağa kalktı. Bu hastalıkta beslenmeye dikkat edilmelidir. İstemediği zamanlarda bile gıdasını vermeniz lazım" dedi.

Reklam
Reklam

Süleyman da 3 yıl yatakta kaldıktan sonra ayağa kalkmanın mutluluğu ve sevinci içerisinde kameralara mutluluk pozları verdi.

SSPE hastaları, hasta yakınları yardımlaşma ve dayanışma derneği başkanı Abdullah Arat ise, "Bu çocuğumuz 2006 yılında bu hastalığa yakalandı. 3 sene yatalak kaldıktan sonra yaklaşık 6 aydır iyileşme sürecine girmiş. İnşallah diğer çocuklarımız da iyileşir. Bu çocuğumuza en büyük desteği anne ve baba göstermiştir. Düzenli ilaç ve mama kullanmışlar. En büyük avantajları ise köyde yaşamalarıdır. Açık havada, oksijeni bol bir ortamda yaşamaları hastalığın iyileşmesinde yardımcı olmuş olabilir. Hastalara

moral verilmesi gerekir. Uzmanların belirttiğine göre tıbben bu hastalığın çaresi yoktur. Dernek olarak çocuklara ayarladığımız ilaçlar sadece hastaların rahatlaması için verilen ilaçlardır. En büyük ilaç moraldir. İlaçlarda doz aşımına gidilmemesi gerekiyor. İnşallah diğer hastalarımız da iyileşip burada mutluluk resmi çekeriz" dedi.