Anne ve baba kavgası çocuğun dünyasına 3. dünya savaşı gibi düşüyor

Hayat Boyu Eğitim Gelişim Derneği Başkanı Prof. Dr. Adem Solak, çocukların yanında kavga edilmemesi gerektiğini belirterek, “Bir çocuk için anne kutsal mı kutsal. Baba kutsal mı kutsal. Bir çocuğun yanında anne ve babanın birbirine şiddet uygulaması o çocuğunun dünyasına düşen 3. dünya savaşı gibidir. Her şeyin farkındadır. İçine atar. İleride kendine şiddete ya da başkasına şiddete dönüşür.” dedi.
Adem Solak, aile içi iletişimde en büyük sıkıntılardan birisinin dünyaya gelecek çocuğa göre evi dizayn etmemesinden kaynaklandığını belirterek, “Araştırmalara göre 12 yaşına kadar temel özellikleri şekilleniyor. 12 yaşına kadar bir çocuğu ev ortamında 145 bin şiddet cümlesi kullanıyoruz. O zaman ilk iletişim şekli, evin dizaynını büyüyen çocuğa göre yapmaktır.” diye konuştu.

Ticaret Odası’nda düzenlenen “Aile İçi İlişkiler ve Çocuk Suçluluğu” konferansına katılan Hayat Boyu Eğitim Gelişim Derneği Başkanı Prof. Dr. Adem Solak, şiddetin toplum olarak tarif edilemediğini ve tanımlamadığını söyledi. Okul öncesi eğitimde, Türkiye’nin seviyesinin yüzde 20 olduğunu kaydeden Solak, internetin, çocukların sosyal hayatını yok ettiğini ifade etti.
Solak, “Çocuklar internette akşama kadar adam öldürüyor. Bu aletlerden dolayı çocukların sosyal hayatı kalmadı. Oyunlar bize sosyalleşmeyi, haksızlık yapmamayı öğretti. Şimdi arttı mı suçlar. 6 tane komşu devlet kadar çocuğumuz var. 25 milyon 18 yaş altı çocuğumuz var. Bunu iyi idare ederseniz geleceğini iyi idare edersiniz. Edemezseniz sıkıntılar yaşarsınız. Çocuk meselesini çocuk politikası gerçekleştiremedik, Cumhuriyet döneminin devlet politikası olarak çocuk ve aile politikası yok.” diye konuştu.
Çocuk suçlarındaki artış oranının, AB ülkelerinde yıllık yüzde 11 iken bu oranın Türkiye’de yüzde 36’ya çıktığını ifade eden Solak, artış hızının fazla olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Cezaevi bulunan insan sayısında şu an İngiltere’yi geçtik. Suça karışan çocuk ve yetişkin sayısı olarak geçtik. Diğer ülkeleri geçmişiz ya da geçtik. Bize rakip Amerika kaldı. Orada daha fazla.”

Boşanmadan çok, aynı çatı altında birbirini kırıp döken anne ve babaların çocuklarının daha zarar verdiğini açıklayan Solak, annesinin boğazını kesen B.A. ile görüşmesini de aktardı. Solak, “Ankara Sincan cezaevinde B.A.’ya dedim ki “Senin anne ve baban profesör. Kapında araban var ve üniversitede okuyorsun. ”Diyor ki “Eğer siz çocukluğundan beri birbirine savaş açan anne babaya sahip iseniz, eğer evinizde ezilmemiş tencere de tava da kalmamış ise anneniz arkadaşlarınızın yanında sürtük diyorsa, o zaman sizin kaygı endişesi, stres içinde olmanız ve bu duygular yoğunlaştığında cinnete sürüklenmeniz an meselesi ve sonrasını bilemezsiniz. Cezaevinde kendimi daha özgür hissettim.” Uç sınırda yaşayan binlerce on binlerce çocuğumuz gencimiz var. Evinde odasının kapısını kilitleyen onlarca anne ve baba var.” diye konuştu.

Aile içi iletişimde en büyük sıkıntılardan birisinin; dünyaya gelecek çocuğa göre evin dizayn edilmediğine işaret eden Prof. Solak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bıçak ortada, kumanda aşağıda, televizyon aynı yerinde. Çocuk bir yaşında hareket edecektir. Keşif ve merak. Araştırmalara göre 12 yaşına kadar temel özellikleri şekilleniyor. 12 yaşına kadar bir çocuk yanında ev ortamında 145 bin şiddet cümlesi kullanıyoruz. O zaman ilk iletişim şekli, evin dizaynını büyüyen çocuğa göre yapmaktır. Bardakları yukarıya kaldırın kırılmaz. Şekil olarak iletişimin sağlıklı yaşanabilmesi için ortamı o çocuğa göre ayarlamalıyız.”
Çocukların yanında kavga edilmeyeceğinin altını bir kez daha çizen Solak, anne ve babanın sürekli kavga etmesinin çocuğu derinden etkilediğini belirtti. Solak, “Çocukların yanında kavga edilmez. Bir çocuk için anne kutsal mı kutsal. Baba kutsal mı kutsal? Bir çocuğun yanında anne ve babanın birbirine şiddet uygulaması o çocuğunun dünyasına düşen 3. dünya savaşı gibidir. Her şeyin farkındadır. İçine atar. İleride kendine şiddete ya da başkasına şiddete dönüşür.” diye ifade kullandı.

Solak, ailede şiddet olaylarının yaşanmaması ve çocukların suça eğilimli büyümemesi için anne ve babalara çocuklarına günde en az 6 kez sarılmalarını, kendi aile içi iletişim kültürlerini oluşturmalarını ve haftada en az yarım gün sorunların çözümü için karşılıklı konuşmaları tavsiyesinde bulundu.