Konya'nın Çumra ilçesinde 3 yaşından itibaren babaannesi ve dedesinin yanında kalmaya başlayan açık öğretim lisesi öğrencisi Aleyna Gökçe (18), 14 yıldır kayıp olarak bildiği annesi Ümmü Şimşek'i, geçen yıl elindeki eski fotoğrafla aramaya başladı. Bir süre sonra Aleyna Gökçe'yi telefonla arayan bir akrabası, ''Anneni öldürüp köprü altına attılar. Sonra kimsesizler mezarlığına gömdüler'' dedi. Telefonda duydukları karşısında şoke olan Aleyna Gökçe, geçen yıl ocak ayında Çumra Adliyesi'ne giderek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından Konya Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nce özel ekip kuruldu. Polis, araştırma sonucu ulaştığı Ümmü Şimşek'in ailesi ve yakınlarıyla görüştü. Ekip, aile üyelerinin bazılarının çelişkili ifadeler vermesinden ve kayıp başvurusunda bulunmamalarından şüphelendi.
Araştırmasını derinleştiren özel ekip, 2003 yılına ait gazeteleri tek tek inceledi. Bir gazetenin 22 Haziran 2003 tarihli sayısında 'Esrarengiz cinayet' başlıklı haberin fotoğrafındaki öldürülmüş olarak bulunan kadın ile savcılığa Ümmü Şimşek'e ait diye verilen bir fotoğrafın aynı olduğu belirlendi.
KEMERLE BOĞUP, DERE YATAĞINA ATMIŞLAR
Geçen yıl şubat ayında, Ümmü Şimşek'in aile üyelerini çapraz sorguya alan polis, aile içi cinayeti ortaya çıkardı. Şüphelilerin ifadelerinden, Ümmü Şimşek'in 2003 yılında cezaevinde kalan eşi Hasan Şimşek'i, başka bir erkekle aldattığı iddiasıyla şimdi hayatta olmayan annesi Ayşe Şimşek ve ağabeyi Veli Şimşek ile ablası Raziye Şimşek tarafından Çumra Devlet Hastanesi'ne zorla götürülerek, cinsel ilişki yaşayıp yaşamadığını öğrenmek için muayene ettirilmek istendiği tespit edildi. Doktorun, bunun yasal olmadığını belirtip muayene yapmaması üzerine aile bireylerinin eve döndüklerinde Ümmi Şimşek’i öldüresiye dövdüğü belirlendi. Ümmü Şimşek'in dövüldükten sonra yarı baygın halde ağabeyi Veli, onun oğlu İlhami ile ablası Raziye ve oğlu Talat Şimşek tarafından otomobile konularak, Konya- Isparta yolunun 28'inci kilometresine getirildiği saptandı. Burada otomobili kullanan Veli Şimşek'in belinden çıkardığı kemeri verip, araçtakileri Ümmü Şimşek'i boğmalarını söylediği belirlendi. Bunun üzerine ablasına ve yeğenlerine direnen Ümmü Şimşek'in boynuna kemer geçirildiğinde, kendisini öldürmemeleri için yalvardığı, bu sırada ablası Raziye Şimşek'in oğlu olan yeğeni Talat'ın kemeri sıkarak, Ümmü Şimşek'i öldürdüğü ve cesedi de bölgede bulunan dere yatağına attığı belirlendi.
Cinayeti itiraf eden Raziye, Talat ve İlhami Şimşek ile olayı bildikleri halde gizleyen yakınları Zekeriya ve Hayriye Şimşek, gözaltına alınıp, Çumra Adliyesi'ne sevk edildi. Şüphelilerden Raziye, Talat ve İlhami Şimşek tutuklandı; Ümmü Şimşek'in diğer ağabeyi Zekeriya ve diğer ablası Hayriye Şimşek ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Veli Şimşek'in ise yaşamını yitirdiği öğrenildi.
'FUHUŞ YAPTIĞI DÜŞÜNCESİ' HAKSIZ TAHRİK SAYILDI
Tutuklu Raziye, Talat ve İlhami Şimşek hakkında 'tasarlayarak öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle Konya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın 4'üncü celsesinde cumhuriyet savcısı, sanıklar hakkında mütalaasını verdi. Mütalaada, sanıkların Ümmü Şimşek'i öldürmeyi planladıkları, ancak 3- 4 saat dilimi içinde öldürme eylemini gerçekleştiremekleri için 'tasarlayarak öldürme'nin yasal şartlarının oluşmadığı belirtildi. Savcı mütalaasında, öldürülen Ümmü Şimşek'in 'fuhuş yaptığı' düşüncesi nedeniyle sanıkların olayı 'haksız tahrik' altında işlediği ifade edip, ''Maktulenin yabancı erkeklerle fuhuş yapmasının/fuhuş yaptığı düşüncesinin sanıklar yararına haksız tahrik oluşturacağı anlaşılmakta" denildi.
Cumhuriyet savcısı, sanıklar hakkında istenen ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını, 'haksız tahrik indirimi' ile 18- 24 yıl hapis cezasına çevirdi.
'CİNAYETİ BABAM İŞLEDİ'
Konya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 5'inci celseye tutuklu sanıklar Raziye, Talat ve İlhami Şimşek katıldı. İlhami Şimşek, savunmasında halası Ümmü'yü ölen babası Veli Şimşek'in öldürdüğünü ileri sürdü. İlhami Şimşek, ifadesinde "Ben halamı çok severdim. Her zaman görüşürdüm. O gün babamla, halam arabada tartıştı. Halam, 'Ben kimseye hesap vermem' diye bağırdı. Babam çok sinirli bir adamdı. Bunun üzerine kemerini çıkarıp arkada oturan Raziye ve Talat'a verdi. Raziye ve Talat kemerle Ümmü'yü boğmaya çalıştı. Ancak Ümmü direnince boğamadılar. Sonra babam kemeri tekrar geri aldı. Arabayı sağa çekti ve Ümmü'yü kendi elleriyle boğdu. Ben o an donakaldım. Bir şey yapamadım" dedi.
'AĞABEYİM ÖLDÜRDÜ'
Sanık Raziye Şimşek de suçu ölen ağabeyi Veli Şimşek'in üzerine atarak, ''Önce Allah'a sonra adalete sığınıyorum. Ben bir şey yapmadım. Ben, ağabeyimle Ümmü'nün arasını yapmaya çalışıyordum. Aralarını bulmak için ordaydım. Ümmü'yü ağabeyim öldürdü" diye konuştu.
'BEN BOĞMADIM'
Diğer tutuklu sanık Talat Şimşek da savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek, "Ben boğmadım. İddiaları kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
CEZA YAĞDI
Duruşmanın son celsesinde tutuklu sanıklara ceza yağdı. Mahkeme heyeti sanık avukatlarının savunmalarının ardından kararını açıkladı. Buna göre Raziye Şimşek'e 30 yıl, Talat Şimşek'e 20 yıl ve İlhami Şimşek'e ise 10 yıl hapis cezası verildi.