Lara Rebecca’nın çocukluğu aslında hemen hemen herkes gibi sıradan bir şekilde geçti. Sosyal anlamda oldukça girişken ve aktif olan Rebecca, her çocuk gibi sokakta oynamayı, aktiviteleri ve eğlenceyi çok seviyordu. Ancak ergenlik döneminde özgüveni giderek azalmaya başladı ve içine kapanık bir hale geldi. Kendi vücudunda sürekli kusur arıyor ve bir türlü mutlu olamıyordu. Arkadaşlarının önerdiği diyetleri deneyerek aslında o hayalindeki kusursuz vücuda ulaşmaya çalıştı. Ancak bu süreç bir noktadan sonra yemeğe karşı olumsuz bir tutuma dönüştü.
Lara, sürekli tartılmayı ve kalori saymayı takıntı haline getirdi. Bu takıntı zamanla kontrolden tamamen çıktı. Lara, kilo verdikçe sağlığını ve gücünü de hızlıca kaybetmeye başladı. Kendisini arkadaşlarından ve sosyal çevresinden tamamen soyutlayarak ağır bir depresyona girdi. Bu depresyon esnasında kalori sayımı öğün atlamaya dönüştü. Son noktada ise yediği her bir ısırığı yakmak için ağır egzersizler yapmaya başladı. Sonunda anokresiya nervoza hastası olduğunu kabul etti ve profesyonel yardım almak için bir kliniğe sevk edildi.
Tedavi süreci hiç kolay olmadı ama sevgi ve destekle Lara kilo almaya başladı, sağlığına kavuştu. Fitnessla tanışan Lara’nın hayatı bir anda olumlu yönde değişti. Sağlığı iyiyi giden Lara’nın eski neşesi ve mutluluğu geri döndü.
Lara kendisiyle aynı durumda olanlar için sosyal medya hesaplarından hastalığı ve iyileşme sürecine ilişkin paylaşımlar yapıyor.