Bir kişinin mastürbasyon yoluyla ya da partneriyle cinsel birleşme yaşayarak orgazm olması mümkündür. Hem kadınların hem de erkeklerin cinsel birleşme esnasında yaşadıkları psikolojik ve fizyolojik hazza orgazm denilir. Ancak bazı durumlarda kişinin cinsel birleşmede yeterli uyaran olmasına rağmen orgazm olamadığı görülür. Yine yeterli cinsel uyarana rağmen geç orgazm olma durumu da görülebilir. Bu cinsel bozukluk ise anorgazmi yani orgazm olamama olarak adlandırılır. Fizyolojik, nörolojik ya da psikolojik faktörlerin temelinde yer alabildiği anorgazminin tedavisi ise genelde psikoterapiler ile ilerletilir.
Uzun süreli olan cinsel uyarılmanın ardından psikolojik ve fizyolojik olarak ulaşılan ve bireye zevk veren duruma orgazm denilir. Bir bireyin orgazm olabilmesi için cinsel birleşme yaşaması ya da mastürbasyon yapması gerekir. Her iki durumun sonucunda ulaşılabilen haz da orgazm olarak adlandırılır. Yine özellikle ergenlik döneminde uyku sırasında orgazm olunduğu görülebilir. Bilimsel araştırmalar sonucunda rüyalanma olarak da adlandırılan uyku esnasında orgazm olma durumunun erkeklerde kadınlara göre daha çok görüldüğü saptanmıştır.
Orgazm olmayı etkileyen pek çok faktör vardır. Bunlar arasında beslenme, hormonlar, partnere duyulan çekim, yorgunluk düzeyi gibi psikolojik ya da fiziksel hususlar yer alır. Genelde 10 ile 20 saniye arasında süren orgazm, belli başlı ürünler ile geciktirilebilir. Kremler, ilaçlar, prezervatifler ya da jeller ile orgazm süresinin uzatılması mümkündür. Orgazm olma sırasında ortaya çıkan belirtiler ise kızarma, hızlı nefes alıp verme, nabzın artması ve istemsiz kasılmalar şeklinde sıralanabilir.
Orgazm olma durumunun erkeklerde ve kadınlarda belli başlı farklar ile meydana gelebildiği bilinir. Erkeklerde orgazma bağlı olarak boşalma meydana gelirken bu durum penisten dışarıya doğru meni yani penis sıvısının atılmasıyla olur. Penis sıvısı dışarıya atılırken idrar yollarındaki kasların 4-7 defa kasılması ise erkeklere orgazm hazzını verir.
Kadınların, erkeklere göre daha şiddetli ve yoğun bir şekilde orgazm yaşadığı bilinir. Bunun gerçekleşmesi ise kadın vücudunun gerekli uyaranı alması ile alakalıdır. Ayrıca kadınlarda orgazmın, klitoral veya vajinal olarak iki ayrı şekilde görülebildiği söylenmelidir. Vajinal orgazmın vajina duvarının uyarılmasıyla, klitoral orgazmın ise klitorisin uyarılmasıyla gerçekleştiği hatırlatılmalıdır. Bu iki ayrı orgazm türünün yaşanması için ise mastürbasyon yapılması ya da cinsel birleşme yaşanması gerekir. Her iki orgazm türünde de kadınların yaşadıkları fiziksel belirtiler şu şekildedir:
Beynin cinsel uyarılara vücutla birlikte eş zamanlı olarak verdiği tepki şeklinde tanımlanan orgazm, bu açıklamadan da anlaşıldığı üzere beyin ile gerçekleşen deneyimler arasındadır. Dolayısıyla orgazm olmayı sağlayan destekleyici vücut kısımları da vajina, penis, klitoris, g noktası ve göğüsler olarak belirtilebilir. Cinsel birleşme esnasında orgazm olunamaması durumu ise anorgazmi şeklinde adlandırılır. Ayrıca yeterli düzeyde cinsel uyaranın var olmasına rağmen geç orgazm olunmasına da anorgazmi denildiği bilinir.
Cinsel uyaranların yeterli düzeyde olmasına rağmen orgazm olamama veya geç orgazm olma olarak bilinen anorgazminin farklı türleri mevcuttur. Temelde 5 türü bulunan anorgazmi, uzman doktora danışıldığı takdirde tedavi edilebilir. Sıklıkla araştırılan anorgazmi türleri ise aşağıdaki gibidir:
Anorgazminin farklı türlerinin mevcut olduğu bilinir. Bunlardan biri de koital yani vajinal anorgazmidir. Koital anorgazminin tedavisi mevcuttur. Mastürbasyonla klitorisi uyarma yoluyla orgazm olsa da cinsel birleşmede orgazm olamama sorunu yaşayan kişilerde mevcut olan koital anorgazmi, cinsel yaşamı olumsuz yönde etkilemek zorunda değildir. Çünkü koital anorgazmi rahatsızlığının cinsel tedavi yoluyla çözüme kavuşturulmasının, klitoral anorgazmiye göre daha kolay ve kısa süreli olduğu bilinir.
Temelde anorgazmi belirtisi, kişinin cinsel birleşmede orgazm olmamasıdır. Bununla birlikte cinsel birleşmede yeterli cinsel uyaran olmasına rağmen geç orgazm olunması da anorgazminin belirtileri arasındadır. Anorgazminin belirtilen bu iki durum dışında farklı bir belirtisinin olmadığı bilinir. Ancak anorgazmi, gerek kadınları gerek ise erkekleri cinsel yaşamlarında bazı açılardan olumsuz olarak etkileyebilir. Dolayısıyla anorgazminin kişilerin cinsel yaşamları üzerindeki bazı olumsuz etkileri şu şekilde sıralanabilir:
Yukarıda sıralanan belli başlı sorunlara yol açabildiği için anorgazminin tedavi edilmesi mühimdir. Dolayısıyla bu durumu yaşayan bireylerin en kısa sürede uzmanlara başvurmaları gerekir. Genelde psikoterapi seansları gibi uygulamalar ile anorgazmi probleminin giderilmesi mümkündür. Yani anorgazmi tedavisi olanlar, bu sorunu tedavi planlarına uydukları takdirde atlatabilir.
Pek çok cinsel rahatsızlıkta olduğu gibi anorgazmide de bilgi eksikliği faktörünün rol oynayabildiği görülür. Özellikle kadınların cinsel birleşmeye yönelik korkularının bulunması, cinsel birleşme sırasında orgazm olmamaya neden olabilir. Yine cinselliğin yasak, günah ve hata olarak gösterilmesi gibi tabular da cinsel birleşmede anorgazmi sorununun yaşanmasını etkileyebilir. Kadınlarda geç orgazmın nedenleri farklılık gösterebilir. Gerek psikolojik faktörler gerek ise fizyolojik etkenler anorgazmi probleminin yaşanmasına yol açabilir. Dolayısıyla başlıca anorgazmi nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Anorgazmi yalnızca kadınlara özgü bir durum değildir. Çünkü orgazm olma hazzını hem kadınlar hem de erkekler hissedebilir. Bununla beraber anorgazminin temelde kadınlar açısından ele alındığı görülür. Erkeklerde orgazm olamama durumunun ise daha çok erkeklerde orgazm bozuklukları kapsamında incelendiği söylenebilir. Retarde ejakulasyon olarak da adlandırılan erkekte orgazm bozukluğu, aynı anorgazmide olduğu gibi tedavi edilebilen bir sorundur. Bu nedenle orgazm olamama sorunu yaşayan erkek bireylerin de bir uzmana danışmaları yeterlidir. Daha sonra kendisi için özel olarak oluşturulan tedavi planına uyum sağlayan bir erkek birey, orgazm olamama sorunundan kurtulabilir.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde orgazm olamama durumunun görülebildiği bilinir. Bu duruma yol açan farklı faktörler bulunduğu için tedavi konusunda da mutlaka bir uzmana danışılmalıdır. Anorgazmi sorunu yaşayan kadınlar, kadın hastalıkları uzmanlarına ve jinekologlara başvurabilir. Yine anorgazmiden mustarip olan erkek bireylerin de üroloji doktorlarına başvurmaları mümkündür. Bununla beraber cinsel işlev bozuklukları konusunda uzmanlaşmış olan doktorların anorgazmi sorunu yaşayan kadın ve erkek bireylere tedavi planı oluşturabildiği bilinir.
Anorgazmi tedavisinde ilk adım ise bu soruna neden olan faktörün belirlenmesidir. Eğer anorgazmiye nörolojik veya fizyolojik etkenler yol açıyorsa burada tıbbi müdahale daha uygundur. Uzmanlar, anorgazmi tedavisinde kişilerin kullandıkları ilaçları ya da aile öykülerini inceleyebilir. Kişinin anorgazmi yaşamasının temel nedeninin psikolojik kaynaklı olduğu tespit edildiği zaman ise bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirilmesi söz konusudur. Psikologlar, psikiyatrlar ya da çift terapistleri mental problemlerden ötürü anorgazmi yaşayan bireylere yardımcı olabilir.
Anorgazmi tedavisinde bireylere cinsel terapi uygulanabilir. Bununla beraber bilişsel davranışçı terapi ile çift terapisi yöntemlerine de sıklıkla başvurulur. Kişilerin terapiye partnerleri ile birlikte katılmalarının son derece önemli olduğu bilinir. Yine anorgazmi tedavisinde uygulanan terapilerin temel amacının, kişinin rahatlamasını ve cinsel yaşamındaki yanlış düşüncelerini değiştirmesini sağlamak olduğu söylenebilir. Bu bağlamda kişiye yanlış düşünceleri ve tabuları gösterilirken, kişinin cinselliğe dair daha doğru olan inançlara ulaşması desteklenir. Ayrıca cinsel terapi seanslarında çiftlere önerilen uygulamalar, ödevler ve etkinlikler ile bu problemin daha kolay bir şekilde aşılması mümkün hale gelir.