8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir açıklama yapan Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu Üyesi Feden Şengün, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla etkin mücadelenin kadın ve erkek eşitliğini inşa etmekle mümkün olacağını söyledi.Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu üyeleri Antalya Adliyesi önünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu Üyesi Feden Şengün, kadınlara uygulanan şiddeti ’cins kırımı’ olarak nitelendirdi. Şengün, "Kadınların eşit işe eşit ücret, günlük çalışma süresinin 16 saatten 10 saate düşürülmesi ve doğum izni talepleri ile 158 yıl önce başlattıkları eşitlik mücadelesinde, hakları uğruna can verdiği bugün, Dünya Emekçi Kadınlar Günüdür. Tüm dünyada kadın sorunlarına çözüm önerilerinin, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi istemlerinin bir kez daha dile getirildiği bugün ülkemizde kadınlar, maruz bırakıldıkları cins kırımına isyanlarını haykırmaktadır. Mart ayının ilk dört gününde 4 kadın katledildi. Sakarya ’dan İstanbul’ dan, Adana’ dan gelen haberler yetmedi, daha Canan’ın Hüsna’ın katillerinin yargılaması başlamışken, Deniz öldürüldü. Bunun adı cins kırımıdır" dedi."DEVLET KADINLARIN HAKLARINI KORUMALIDIR"Türkiye’de ki kadınların yaşamın her alanında şiddete maruz kaldığını belirten Şengün, "Kadınlar en çok eşleri ya da sevgilileri tarafından şiddete maruz bırakılmaktadır. Hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı Türkiye genelinde yüzde 39’dur. Boşanmış ve ayrılmış kadınların yüzde 78’i fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Devlet, tüm kurumlarıyla, kadınların, yaşama hakkını, eğitim hakkı, çalışma hakkını, tesis etmek ve korumak zorundadır’" diye konuştu."KADINLARIN İNSAN HAKLARI ONLARI YOK SAYARAK TESİS EDİLEMEZ"Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla etkin mücadele ancak kadın ve erkek eşitliğini inşa etmekle mümkün olacağını söyleyen Şengün, şunları kaydetti:"8 Mart anneler ya da sevgililer günü değildir. Bu bağlamda, İstanbul Sözleşmesi’nin ön gördüğü tüm yükümlülüklerin biran önce hayata yerine getirilmesi gereklidir. Kadına yönelik şiddet davalarında uygulanan haksız tahrik indirimleri kaldırılmalı, 5237 sayılı TCK ’nın 29. maddesi bu davalarda uygulanmamalıdır. Namus cinayetleri, uluslararası hukuk açısından yargısız infaz olarak kabul edilmektedir. Bu cinayetleri engellemek için farklı düzeylerde stratejiler geliştirilmelidir. Şiddet gören, ölümle tehdit edilen kadınlar tüm yasal haklarını öğrenmeleri ve kullanmaları sağlanmalıdır. Kadınların insan hakları kadınları yok sayarak tesis edilemez. Kadınlara yönelik her tür düzenleme, kadınların ve kadın örgütlerinin görüşleri alınarak yapılmalıdır."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz