Azra Gülendam Haytaoğlu, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümü öğrencisiydi. Geçtiğimiz yıl 28 Temmuz'da evden çıktıktan sonra kendisinden günlerce haber alınamadı, günler sonra ölü bulundu. Çapraz sorguda cinayeti itiraf eden inşaat mühendisi ve emlak ofisi sahibi 48 yaşındaki Mustafa Murat Ayhan'ın Azra'ya evinde cinsel saldırıda bulunup boğarak öldürdüğü, vücuduna jiletle ismini yazdığı, banyoda 5 parçaya ayırıp valizle taşıdığı ormanda gömdüğü ortaya çıktı. Kan donduran olayın ardından Ayhan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ayhan'a ağırlaştırılmış müebbet ve 16 yıl hapis cezası verildi.
Son sözü sorulan sanık, yaşananlardan dolayı çok pişman olduğunu belirterek, "Kendisiyle ne flört ne de arkadaşlık kurma gibi bir durumum vardı. Sadece uyuşturucu nedeniyle olayı gerçekleştirdim. Herhangi bir cinsel yönelimim olmamıştır. Yaşananlardan dolayı üzgünüm." dedi.
Sanık avukatı Mehmet Ali Başaslan ise adli tıp ve kriminalden gelen raporlarda cinsel saldırıya yönelik herhangi bir DNA tespitinin olmadığını iddia etti.
Müvekkilinin, maktulü eve zorla götürmediğini savunan avukat, buna ilişkin kamera kayıtları olduğunu öne sürdü.
Sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığı yönünde yeniden rapor alınmasını talep eden Başaslan, olayda kasıt olmadığını, bu nedenle müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Savunmaların ardından duruşmaya 20 dakika ara verildi. Bu sırada anne Mezide Haytaoğlu salondan çıkarken gözyaşı dökerek fenalık geçirdi. Haytaoğlu'na, kadın avukatlar tarafından müdahale edildi.
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığı "nitelikli kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "cinsel saldırı"dan da 16 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Heyet, sanığın cezasında hiçbir indirim uygulamadı.
Duruşma sonrası Antalya Adliyesi önünde gazetecilere açıklama yapan baba Mustafa Haytaoğlu, "Adalet tecelli etmiştir ama kızımı geri getirmeyecek." dedi.
Kızının kafası, elleri ve vücudunun bazı bölgelerinin bulunamadığını belirten Haytaoğlu, "Biz bu acıyla yaşayacağız. Bunların bulunmasını istiyoruz. Sonuçta biz anne ve babayız. Aileyiz. Adalet tecelli etmiştir ama hiçbir şekilde kızım geri gelmeyecek. Bu acı bir gerçek. Onu çok seviyorum." diye konuştu.
Anne Mezide Haytaoğlu ise kızının mezarına gideceğini kaydederek, "Azram, kurban olduğum. Baban da ben de özür diliyoruz. Eksik parçalarını daha tamamlayamadık." ifadelerini kullandı.
Dava sürecinde yanlarında olan kızının okul arkadaşlarına, avukatlara ve basın mensuplarına teşekkür eden Mezide Haytaoğlu, "Ne olur bir daha Azralar ölmesin. Belki de benim yavrum o katili içeri koyup, birkaç kişinin hayatını kurtardı. Belki de giderken birkaç kişiye iyilik yaparak gitti. Yavrum geri gelmez ama ne yapayım. Adalet yerini buldu." dedi.
Hala Mine Haytaoğlu da yaşanan olayın ailelerindeki bütün çocukların hayatını etkilediğini ileri sürerek, "Benim 30 tane yeğenim var. Çocuğum okulu bıraktı. Bunların hiçbiri yanına kalmasın. 3,5 yaşındaki kızım 'Ablam ne zaman kalkacak, ne zaman geri dönecek' diyor." diye konuştu.
Müşteki avukatlarından Avukat Gamze Ökte Kılıçkap da yargılamadan bekledikleri sonucun çıktığını dile getirerek, sanığa hiçbir indirim maddesinin uygulanmadığına dikkati çekti.
Yargılamanın başından beri sanığın ısrarla cinsel saldırıda bulunmadığını ve cezai ehliyetinin olmadığını söylediğini aktaran Kılıçkap, şöyle konuştu:
"Toplanan ve sunduğumuz deliller ile uzman raporu sonucunda cinsel saldırının olduğu ortaya çıktı. Mahkeme de bu yönde ceza tesisine gitti. Bu bir kadın cinayetidir. Sokakta, yolda herhangi birimizin başına böyle bir olay gelebilir. Kadınlar sadece kadın oldukları için öldürülüyorlar. Bunu yapan failler, sanıklar ceza almayacaklarını düşünüyorlar. Adalet mekanizmalarına bu olayın intikal etmeyeceğini, etse bile cezadan kurtulacaklarını düşünüyorlar. Öncesinde bir araştırma yaptık ve gördük ki sanık bir kız çocuğunu taciz ve takip etmiş. Orada etkin bir soruşturma yapılsaydı ve Mustafa Murat Ayhan beraat etmeseydi, belki de şu anda Azra bizim yanımızda olacaktı."
Avukat Batuhan Kuru da hiçbir kararın Azra Gülendam Haytaoğlu'nu geri getirmeyeceğini vurgulayarak, bunun son olmasını temenni ettiğini kaydetti.
Azra Gülendam Haytaoğlu, bazı belirtiler hissedince 28 Temmuz'da hastaneye giderek Covid-19 testi yaptırmıştı. Sonucu pozitif çıkan Haytaoğlu, durumu ablası Ezgi Haytaoğlu ile paylaşmıştı. Ablası, Haytaoğlu'na kızarak, dikkat etmediği için hastalığa yakalandığını söyleyince aralarında tartışma başlamıştı. Tartışma sırasında Haytaoğlu, ablasına "Ben biraz hava alacağım" diyerek kimliğini almadan evden çıkmıştı. Eve dönmeyince Ezgi Haytaoğlu, kardeşini telefonla aramış, Azra Gülendam Haytaoğlu, telefonda, ablasına "Kafede koronavirüs geçirmiş bir ağabeyle oturuyorum, beni çok iyi anlıyor. Bugün onunla kalacağım" diyerek telefonu kapatmış, günlerce ulaşılamamıştı.
Azra'dan haber alamayan ailesi, durumu İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirmiş, genç kızın cesedi Varsak'taki ormanlık alanda gömülmüş halde bulunmuştu. Gözaltına alınan Mustafa Murat Ayhan, çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.
(AA)