Antalya denilince hemen herkesin aklına tatil geliyor. Kum, deniz, güneş, eğlence, vs. Bu durum sadece bize mahsusu bir özellik değil, Avrupa’ya gidip sorun. İnsanların Türkiye algısıyla Antalya algısı arasında dağlar kadar fark var.
Türkiye’yi halâ Arap halklarıyla karıştıranlar, iş Antalya’ya gelince bir anda değişiyor. Türkiye’yi Arap ülkelerine benzetenlerden konu Antalya olunca, ‘Antalya is wonderful’ sözcüklerini yada bu anlama gelen kelimeleri çokça duyarsınız.
Dünyanın neresine giderseniz gidin, Türkiye’ye ait 10 marka söyleyin denirse insanlara aralarında mutlaka ‘Antalya’ vardır. Peki, bizler elimizde tuttuğumuz (ifade yanlış oldu) üzerinde yaşadığımız bu cevherin ne kadar farkındayız. Antalya’ya bu farkındalığı sağlayan, O’nu marka haline getiren sadece ve sadece turizmdir. Türk Riviera’sı olarakta adlandırılan 630 kilometrelik Antalya kıyılarında hemen her kesime hitap eden konaklama tesisleri mevcut. İsterseniz geceliği onbinlerce dolara kalabilirsiniz, isterseniz 25-30 dolara kalabilirsiniz.
Antalya, geçtiğimiz yıl 11 milyon turist ağırlayan ve yaklaşık 10 milyar dolar turizm geliri elde eden bir bölge. Bu seneki hedef bu rakamların yaklaşık yüzde 5 civarında artması. Tutturulabilir mi? Bence evet. Çünkü Antalya’da bu kapasite mevcut.
Fakat, bölgede bulunan turizm yatırımcıları, işletmecileri, kamu görevlileri, STK’lar ve vatandaşlar dahil olmak üzere hemen hiç kimse Antalya’nın net kapasitesini bilemiyor yada bilmek istemiyor. Çünkü Antalya’nın kapasitesi bilindiği zaman planlamalar yapılması gerekecek, kamu görevlilerine yeni külfetler, yatırımcılara ve işletmelere de mali yükler gerekecek. Kişisel kanaatim, Antalya kapasitesinin yüzde 50-60 oranında kullanmaya başlarsa emin olun yıllık 30 milyon turisti tek başına ağırlayabilir. Turizm geliri de 45 milyar dolardan aşağı olmaz.
Ama bunun için sağlıklı bir planlama yapmak gerekir. Hazırlık gerekir. Çalışma ve emek vermek gerekir. Bölgede bulunanlar ise mevcut durumdan memnun görünüyor. Onlara göre; Antalya, 2012’de geçtiğimiz yıl rakamlarını yakalasın, başarılı sayacaklar.
Bunlardan dolayı şimdilik buralarda herkes kara düzen diye tabir edebileceğim bir sistemle işi götürmeye çalışıyor. Belek bölgesi haricinde olan yerlerde, kimin, hangi işi nasıl yaptığı ve ne zaman yaptığı belli değil. Örnek isteyenler için inşaat yasağı uygulamasını gösterebilirim. Her sene 15 Mayıs’ta Antalya Valiliği inşaat yasağı başlatır. Amaç tatile gelen dinlenmek isteyen turistler rahat etsin, tatillerini huzur içinde tamamlasınlar. Ama herkes birilerini bulur, işini kılıfına uydurur, inşaatlara devam eder. Bu yasağa uyan görmedim. Hatta kamu kurumları bile zaman zaman bu yasağı çiğnemekten geri kalmaz. Antalya Valiliği’de sadece yasağı yayınlamakla yetinir. Şimdiye kadar hangi kuruma ne kadar ceza verdiğini açıklamadığı için bizlerde kimin ceza aldığını bilmeyiz, bilemeyiz.
Bu turizm mevzusuna devam edeceğim. Kendimce bildiklerimi, önerilerimi yazacağım. Turizmin 12 aya yayılması, istihdamda sürekliliğin sağlanması, HD sistemiyle otelden dışarı adımını atmayan turistleri dışarı çıkartmak neler yapılması gerektiğini yazacağım. Yazacaklarım bilinmeyen şeyler değil. Amerika’yı yeniden keşfetmeyeceğim ama benim bakış açımla anlatacağım.
Bu arada turizmcilere küçük bir not; 2012’yi yaşıyorsunuz ve kaybettiniz, 2013’ü de kaybettiniz ama 2014’ü kurtarmak için şimdi çalışmaya başlamalısınız. Planlamalarınızı yapmalısınız. Yoksa 3-5 tur operatörünün elinde tabiri caizse ‘heder’ olursunuz.
Nedenleri bir sonraki yazıda..
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz