Antalya'nın en güzel tatil rotaları

Tatilcilerin vazgeçemediği turistik mekanlar arasında yer alan Antalya seyahat tutkunlarına pek çok seçenek sunuyor. Dünyaca ünlü sahilleri, cennet koyları ve onlarca antik kentiyle turizmin kalbinin attığı yerlerden biri Antalya. Peki kendine tatil rotası oluşturanlar eşsiz bir deneyim yaşamak için kendilerine nasıl bir rota çizmeli? İşte Antalya'nın mutlaka görülmesi gereken turistik mekanları.

Doğal güzellikleri ve tarihi zenginliğiyle dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri olan Antalya, Gazipaşa'dan Kaş'a kadar 640 kilometre sahil şeridiyle, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist ağırlıyor. Kent, 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde de 1 milyon yabancı turistin yanı sıra 500 bine yakın da yerli turisti ağırlayacak. Kent turizmi doğuda Alanya, Side ve çevresi, Boğazkent, Belek, Kundu, Lara, batıda ise Konyaaltı, Beldibi, Göynük, Kemer, Tekirova, Çamyuva, Çıralı, Olimpos, Adrasan, Kekova, Kaş, Kalkan ve Patara tatil beldeleriyle öne çıkıyor. Butik tarzdaki ağaç ev pansiyonlarından geceliği 15- 20 bin doları bulan lüksün sınır tanımadığı villaların da bulunduğu 5 yıldızlı otel ve tatil köylerine her segmente uygun tatil seçeneği sunan Antalya'da, 9 günlük bayram tatili için otel dışına çıkıp birçok aktiviteye katılmak mümkün. Yüzlerce plaj ve cennet koyu, tarihi antik kentleri, şelaleleri, kanyonları ve diğer doğal alanlarıyla Antalya, bu bayramda Türkiye'nin en gözde merkezi oldu.

Reklam
Reklam

PATARA ANTİK KENTİ

Mutlaka görülmesi gereken yerlerden Patara'nın, M.Ö. 8'inci yüzyılda var olduğu düşünülüyor. Makedonya Kralı Büyük İskender'in kuşattığı kentler arasında da olan antik kentte Patara Limanı ise dönemin Doğu Akdeniz'deki en önemli hububat deposu ve sevkiyatı açısından büyük önem taşıyor. Kalıntıların en görkemlileri ise Roma Zafer Takı, Bizans Bazilikası ve kutsal alanlar, tepenin yamacında tiyatro, anıt mezarlar ve limanı. Ayakta kalan en eski demokratik meclis binası bu şehirde.

PATARA PLAJI

Patara Antik Kenti yakınındaki 12 kilometrelik kumsal, dünyanın en güzel plajlarından biri. Caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağalarının da yuvalama alanı olan kumulları ince ve denize sığ. Rüzgar sörfüne de uygun plajı görünümüyle Afrika çöllerini andırıyor. Plaj, ince kumulları, genişliği ve uzunluğuyla geçmişte birçok Yeşilçam filminde çöl sahneleri için kullanıldı.

KALKAN

Kaş'a bağlı turistik bir mahalle olan ve 3 bin yıl önce Likya uygarlığının izlerini taşıyan bölgedeki Kalkan'ın, 150-200 sene önce Meis isimli Yunan adasından gelen tüccarlar tarafından kurulduğu düşünülüyor. Kalkan'da jet-ski, ringo, parasailing ve su kayağı gibi su sporlarının yanı sıra, Kekova ve Tersane koylarına tekne turları yapılabilir.

Reklam
Reklam

KAŞ

Butik otelleriyle son yılların en gözde tatil merkezlerinden biri olan Kaş'ta her türlü su sporları yapılabiliyor. Etrafında Istlada, Apollonia, İsinda, Kyaenai, Tysse, Nisa, Komba, Kandyba, Phellos gibi antik kentler bulunan ilçe, Akdeniz'de tam karşısındaki 2.1 km mesafede Yunanistan'a bağlı Meis Adası nedeniyle de çok dikkat çekiyor. Özellikle tertemiz denizinde dalış turizminde önde gelen bir merkez olan ilçede Büyük ve Küçük Çakıl plajları, İnceboğaz, Akçagerme Plajı'nın yanı sıra kayıkla Limanağzı Plajına gidilebilir. Kekova'ya kadar da olan tekne turlarıyla İnönü, Akvaryum, Tersane, Batık Şehir Kekova, Üçağız, Yağlıca, Hidayet, Fakdere, Çoban, Fırnaz, Aperlai, Kocakarı gibi eşsiz güzellikteki koylarda denize girilebiliyor. Mavi Mağara, Aşırlı Adası Deniz Mağarası, güvercinleriyle ünlü Güvercinlik Mağarası, 65 km uzaktaki İkizgöller ve Uçarsu Şelalesi de görülmesi gereken yerler arasında.

KAPUTAŞ PLAJI

Kaş ve Kalkan arasındaki sahil yolu üzerinde bulunan kanyon ağzı plaj konumundaki Kaputaş Plajı, Kaş Belediyesi'nin düzenlemesiyle 187 adet olan merdivenleri 87'ye düşürüldü. Duble yol ve plajdaki kafe vb yapılaşmalar nedeniyle tartışmalara da neden olan plaj, yer altından akmakta olan suyun deniz kıyısında kumlar arasından süzülmesi sonucu genel olarak serin ve turkuaz renkli suyuyla dünyanın en güzel plajları arasında gösteriliyor.

Reklam
Reklam

SAKLIKENT KANYONU

Kaş'a 64 km mesafede Muğla il sınırında Eşen Çayı'nın bir kolunu barındıran Saklıkent Kanyonu, 26 yıl önce bir çoban tarafından keşfedilmiş. Mayıs ayında dağlarda eriyen karların buz gibi suyu, kayaların arasından bu saklı cennete akıyor. Akdeniz'in en özel yerlerinden olan kanyon, özellikle yaz döneminde buz gibi suyun içinde yürüyüş yapmak ve eşsiz doğal güzellikleri görmek isteyenlerin akınına uğruyor.

MANAVGAT ŞELALESİ

Manavgat merkeze 3 kilometre mesafede ırmak sularının 3-4 metrelik falezlerden düşmesiyle oluşan ve genişliğiyle muhteşem bir görüntü sunan şelale, az bir yükseklikten düşmesine rağmen geniş bir alan üzerinde yüksek debiyle akıyor. Kent gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için piknik alanları da bulunan şelale çevresinde günübirlik tesisler de var. Şelalenin oluştuğu Manavgat Nehri ise kent merkezinden denize kadar devam ediyor. Denizle buluştuğu alanda da çok güzel manzaralar sunuyor.

ADRASAN

Kumluca ilçesinin en ünlü tatil beldelerinden Adrasan, doğal güzellikleri ve tabiatıyla öne çıkıyor. Şirin bir tatil beldesi olan Adrasan, Olimpos ve Çıralı tatil beldelerine de yakın. Şirin sahilinin yanı sıra cennet koyları da bulunan Adrasan'da, deniz ortasında bembeyaz kumsala sahip ve içinden tatlı su kaynağı da çıkan Suluada'nın mutlaka görülmesi gerekiyor. Tekne turlarıyla Akseki, Sazak, Ceneviz, Korsan ve Amerikan koyları gezileri de yapılıyor. Yine tekne turlarıyla Aşk Mağarası ve Fosforlu Mağara turu ve Adrasan Feneri. Gelidonya Feneri'nden Adrasan'a, Adrasan'dan da Olimpos ve Çıralı'ya kadar olan antik Likya yollarında da yürünebilir. Dalış da yapılabilen Adrasan'daki Tozlu Dağ'da ise yamaç paraşütü aktiviteleri gerçekleştiriliyor.

Reklam
Reklam

KEKOVA

Demre ilçesi Kaleköy ve Üçağız açıklarında küçük, kayalık bir ada. Üzerinde pansiyonlar ve kafeler bulunan adaya ulaşım teknelerle sağlanabiliyor. Tekne turlarıyla Kaş ve Demre'deki birçok muhteşem koyda da suya girilebiliyor. Sular altındaki batık antik kentiyle de büyük ilgi çeken Kekova'da özel izin almak şartıyla dalış da yapılabiliyor.

OLİMPOS ANTİK KENTİ

Kumluca ve Kemer ilçelerinde Olimpos-Beydağları Sahil Milli Parkı'nda sahili ve ağaç evler tipi konaklama imkanlarıyla doğal bir tatil imkanının sunulduğu Olimpos'ta bulunan antik bir Likya kenti. 113 mezar tespit edilen kuzey nekropol, Olymposlu Lykiarkh Marcus Aurelius Arkhepolis'in anıtsal mezarı ve Antimakhos'ın lâhdi gibi tarihi eserler dikkat çekiyor. Roma döneminde de Likya Birliği'nin en önemli 6 kentinden biri arasında gösteriliyor. Olimposta'da yine tekne turlarıyla Sazak, Ceneviz, Çoban, Akvaryum koyları, Suluada, Adrasan, Kekova ve mağaralara gezi düzenleniyor.

ÇIRALI-YANARTAŞ:

Kemer ilçesine bağlı Çıralı'da, yüzyıllardır sönmeyen, kayalar arasından sızan doğalgazın alevleri yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Yunan mitolojisindeki efsaneye göre, Bellerophontes, Pegassos adlı kanatlı atına binerek, canavarı yerin yedi kat dibine gömer. Fakat Chimera yerin 7 kat altından alevler saçmaya devam eder. Bellerophontes'in zaferini kutlamak amacıyla Olympos'ta bir yarış düzenlenir. Atletler Chimera kutsal ateşiyle meşalelerini tutuşturarak Olympos kentine koşar. Günümüzde yakılan Olimpiyat Meşalesi Chimera'nın sönmeyen ateşinin sembolik bir ifadesidir. Bölgenin en güzel tatil beldelerinden Çıralı'da da tekne turlarıyla böygedeki tüm koyları, mağaraları ve diğer tatil beldelerinin plajları gezilebiliyor.

Reklam
Reklam

MYRA ANTİK KENTİ:

Demre'de bir Likya ve Roma kenti olan Myra'da, antik tiyatro, bazilika, hamam geç dönem kalıntıları olarak görülebiliyor. Tiyatronun üstündeki kayalıkta uzaktan bir ev gibi görünen kaya mezarları büyük dikkat çekiyor. Günümüzde Noel Baba olarak bilinen Aziz Nicholaos'un 4'üncü yüzyılda piskoposluğunu yaptığı ve her yıl Hristiyan dünyasından binlerce turistin ziyaret ettiği Aziz Nicolaos'un da kilisesi mevcut. Kazı çalışmalarında 1968'te Aziz Nicolaos'un 1087 yılında tahrip edilen lahdi de ortaya çıkarıldı.

PHASELİS ANTİK KENTİ:

Kemer yakınlarında koy şeklindeki sahilleri ve doğal zenginliğiyle muhteşem bir tarihi de barındıran antik kentin M.Ö. 7'nci yüzyılda Rodoslular tarafından kurulduğu düşünülüyor. Likya'nın doğu kıyısının en önemli liman özelliğine de sahip Phaselis'de Kuzey, Savaş, Korunmuş ve Güneş isimli dört liman bulunuyor. Kent ortasında 20-24 metre genişliğinde muhteşem bir cadde, Hadrian Su Yolu Kapısı, gezinti yolları ve dükkanlar, hamamlar, Agora, tiyatro gibi tarihi yapılar bulunuyor.

Reklam
Reklam

GÖYNÜK KANYONU:

Göynük'e 3-4 kilometre uzakta kanyonda doğa manzaraları eşliğinde yaklaşık 2-3 km'lik dağ yolu bulunuyor. İçerisinde yüzülebilen göletlerin de bulunduğu kanyonun en üst kısmında buz gibi sulara sahip başlangıç noktasından itibaren yüzerek ya da kayalardan yürüyerek daha yukarı noktalardaki şelalelere ulaşılabiliyor. Kanyonun aşağı kısmında ise restoran-kafe hizmetlerinin yanısıra güvenlik ekipmanları da sağlanıyor,

PERGE ANTİK KENTİ:

Bu yıl turizmde 'Perge Yılı' ilan edilmesi nedeniyle listenin ilk sırasında da Pamfilya döneminin başkenti ve UNESCO'nun dünya geçici miras listesinde de yer alan Perge Antik Kenti var. Perge, kent merkezine 18 kilometre, havaalanına 7 kilometre. İ.Ö. 3 bine kadar tarihi geçmişi bulunan Perge, dünyanın ayakta kalmış yapılarıyla dikkat çeken en önemli antik kentlerinden biri. Tarihi Eski Tunç Çağı'na kadar inen Perge Antik Kenti, tiyatro, stadyum, kuzey ve güney hamamları, sütunlu caddeleri, bazilika, akropol ve nekropol alanları ve kuleleriyle önemli bir tarihi miras.

Reklam
Reklam

ASPENDOS ANTİK TİYATRO:

Serik ilçesi Belkıs köyündeki antik tiyatro, dünyanın ayakta kalmış en büyüklerinden biri. M.Ö. 10'uncu yüzyılda kurulan antik kentteki tiyatro ise M.S. 2'nci yüzyılda Romalılar tarafından inşa edildi. Hem Aspendos'un hem de Türkiye'nin en önemli tarihi yapılarından biri olan Aspendos Antik Tiyatrosu, akustiğiyle de büyük dikkat çekiyor. Mimarı Aspendoslu Theodorus'un oğlu Zenon olan tiyatro, Antonius Piu zamanında yapımına başlanıp Marcus Aurelius zamanında tamamlanıyor.

DÜDEN ŞELALESİ:

Şehir merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Düden Şelalesi, yaklaşık 7 kilometrelik nehirle devam ederek Lara bölgesinde denize döküldüğü alanla birlikte iki kısma ayrılıyor. Yukarı Düden'e İskender Şelalesi de deniyor. Son yıllarda kuraklık nedeniyle su sorunu yaşayan şelaleye yapay çözüm bulundu. M.Ö. 334-333 yıllarında Pamfilya'yı fetheden Büyük İskender'in bu bölgeden geçerken atlarını sulattığı söyleniyor. Mesire ve piknik alanı olarak da hizmet veriyor. Aşağı Düden ise Lara'da Karpuzkaldıran bölgesinde denize 40 metrelik falezlerden dökülen suyla muhteşem bir görüntü sunuyor.

Reklam
Reklam

SİDE ANTİK KENTİ:

Anadolu dilinde 'Nar' anlamına gelen ve tarihi Hititlere kadar uzanan Side'ye M.Ö. 7'nci yüzyılda Yunanların geldiği söyleniyor. Eldeki yazıtlara göre MÖ 3. yüzyıla değin de kente özgü bir dil konuşulmuş. Hala tam olarak çözülemeyen bu dil Hint-Avrupa dillerinden. Side MÖ 6. yüzyılın ilk yarısında Lidyalıların, MÖ 547-546'da da Perslerin egemenliğine girmiştir. Pers yönetiminde gelişen kent, MÖ 334'de İskender'e teslim oldu. Antik tiyatro, tarihi yapılarıyla tarihi şehir ile yarımada kısmındaki Apollon tapınağı ve sahilleri her yıl milyonlarca turist ağırlıyor.

ALANYA KALESİ:

Alanya ilçesinin simgelerinden, denizden yaklaşık 250 metre kadar yükselen bir yarımada üzerinde Helenistik dönemde inşa edilen kalenin surlarının toplam uzunluğu 6.5 kilometre. Günümüzdeki tarihi dokusu 13'üncü yüzyıl Selçuklu eseri olan kale, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa eden Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad tarafından yaptırıldı. Kalede toplam 83 kule ve 140 burç var. Ortaçağda surların içinde bulunan kentin su ihtiyacını sağlamak için 1200 kadar da sarnıç yaptırılmış.

KURŞUNLU ŞELALESİ:

Antalya-Isparta karayolunda Antalya Havalimanı'na 11 kilometre mesafede. 18 metreden düşen büyük şelalenin yanı sıra küçük şelaleciklerle 7 adet küçük göletin birbirine bağlandığı şelale, muhteşem doğa yapısıyla yaz sıcağında serin bir ortam sunuyor. Kızılçam, doğu çınarı, defne, harnup, yabani zeytin, sakız ağacı, söğüt ve incir ağaçlarından oluşan ormanında mersin, zakkum, böğürtlen, yabani gül, sütleğen, ılgın, ladin, kermes meşesi, kekik, yabani nane, kayıt, eğrelti ve sarmaşıklar orman altı florasını meydana getiriyor. Günübirlik piknik ve doğa yürüyüşleri yapılabilen milli park alanında yeme-içme ihtiyaçlarını karşılayacak tesisler de mevcut.

KARAİN MAĞARASI:

Döşemealtı'nda Türkiye'nin en büyük doğal mağaralarından biri olan Karain'in, yapılan kazılara göre 500 bin yıl kadar önce yerleşim merkezi olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Türkiye'nin içinde insan yaşamış en büyük mağarası olan Karain, paleolitik, neololitik, kalkolitik, eski tunç gibi protohistorik çağlarda ve klasik çağda insanlar tarafından sürekli bir biçimde iskan edilmiştir. Klasik dönemlerdeki kullanım daha çok Adak Mağara (tapınak) niteliğinde olup, mağara alnı ve dış duvarları üzerinde Grekçe kitabe ve nişler bulunmaktadır.

TÜNEKTEPE TELEFERİK:

Antalya'da uzun yıllar Döner Gazino olarak hizmet veren Büyükşehir Belediyesi'nin teleferik projesini hayata geçirdiği Tünektepe, 650 metre rakımdaki tepe bir tarafta Kemer sahilleri, diğer tarafta Konyaaltı ve bir tarafında Beydağlarıyla eşsiz bir görüntü sağlıyor. Sıçan Adası manzarasının da çok güzel olduğu Tünektepe'de yine belediyeye ait günübirlik tesisler bulunuyor. Tünektepe'ye 36 vagonlu 706 metrelik teleferikle çıkılabiliyor. Hemen aşağısında ise Sarı Halk Plajı ve Kadınlar Plajı da bulunuyor.

UÇANSU ŞELALELERİ:

Serik İlçesi Akçapınar sınırlarında çam ve sandal ağaçlarıyla kaplı ormanda onlarca metre yükseklikten akan gizli cennet Uçansu Şelaleleri, yüzülebilen göletleriyle doğa tutkunlarının büyük ilgisini çekiyor. İki şelaleden Yukarı Uçansu 70 metreden, Aşağı Uçansu ise 51.5 metreden dökülüyor. Havutlu ve Bal derelerinin birleşiminden kaynağını alan Yukarı Uçansu'nun döküldüğü alanda başlangıç noktasında 2.5 metre genişliğinde olan şelale, dev kazanına ulaştığında 20 metre genişliğe ulaşarak üçgenimsi bir görünüm alıyor. Aşağı Uçansu ise 800 metre kadar batıda 51.5 metrelik çağlayana sahip. Burada da 4 metre derinlikte dev kazanı bulunuyor.

KLEOPATRA PLAJI:

Tarihi yarımadanın batısından Damlataş Plajı bitiminden başlayan Kleopatra Plajı, yaklaşık 2 kilometre. Adını M.Ö. 69-30 yılları arasında yaşamış antik Mısır'ın son Helenistik kraliçesi Kleopatra'dan alan plaj, efsaneye göre Roma generali Antony Alanya ve çevresini Mısır kraliçesi Kleopatra'ya hediye ettiğinde, Kleopatra her gün kale yamacında banyo yapmak için bu plaja inermiş. Plaj altın renkli kumu, berrak ve 8-10 metreye kadar sığ suyuyla dikkat çekiyor. Alanya'da Yalan Dünya Mağarası, Dim Çayı, Sapadere Kanyonu da ilgi gören turistik merkezler.

KALEİÇİ:

Antalya'nın belki de en önemli tarihi ve turistik merkezi olan Kaleiçi, kent merkezinde. Yat Limanıyla da bütün olan tarihi şehirde çok sayıda butik otel, pansiyon ile eğlence merkezleri yer alıyor. Yerli ve yabancı milyonlarca turistin ziyaret ettiği Kaleiçi, Antalya'nın simgeleşmiş Saat Kulesi, Yivli Minare, Hadrian Kapısı, Hıdırlık Kulesi, Kesik Minare, devasa surlarıyla Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı tarihine ışık tutuyor. Yat limanından tekne ve hatta denizaltı turları da yapılabilen Kaleiçi, begonvillerle de süslenmiş tarihi evleriyle de önemli bir turistik merkez.

Anahtar Kelimeler: