Antik bir dili yaşatmak: İbranice

Oturgaçlı götürgeçin İbranicesi ne mi? İsrail'deki İbranice Dil Akademisi'ne sorun. Hannah Barnes, antik bir dili modern hayatta ayakta tutma çabalarını araştırdı.

Hannah Barnes

Kudüs

İbranice Dil Akademisi, Modern İbranicenin standart kurallarını belirleyen kurum. İbraniceye yeni kelimeler kazandırmak da bu kurumun görevleri arasında.

Kum rengi tuğlalarla örülü binanın içi, yerden tavana dek yükselen dağ gibi kitaplarla dolu.

Duvarlarda ise, Eliezer Ben Yehuda'nın resimleri asılı.

Ben Yehuda, İbranice'yi yüzyılı aşkın bir süre önce yeniden canlandırmaya, tekrar konuşma diline dönüştürmeye karar veren kişi olarak İsrail tarihinde saygın bir yere sahip.

Geçen yüzyıla değin, neredeyse 2 bin yıl boyunca, insanlar İbranice konuşmuyordu. En azından günlük hayatta kullanılan bir dil değildi.

Reklam
Reklam

Yahudiler sinagoga gittiklerinde elbette İbranice dua ediyor, dini metinleri İbranice okuyorlardı ama, ana dili İbranice olan kimseler yoktu.

Ben Yehuda'nın oğlu İtamar Ben Avi, modern tarihte İbranice'yi bebekliğinden itibaren ana dili gibi konuşan ilk kişi olarak bilinir.

Ama oğul İtamar'ın yerinde olmak istemezdiniz. Zira çok zor bir çocukluk geçirdiği muhakkak.

Anne-babası İbranice'yi su gibi konuşsun diye okula göndermiyor, evde ders veriyorlar. Sokakta diğer çocuklarla oynaması yasaklanıyor; farklı dillerle tanışmasın diye.

Epey bir süre, dilsiz olduğu sanılıyor.

İlk kelime

Fakat üç buçuk yaşına geldiğinde, İtamar ilk kez konuşmaya başlıyor. Üstelik İbranice!

Sadece metinlerde kalmış eski bir dile yeniden hayat vermenin türlü zorluğu var. Herşeyden önce, zamanla birlikte hayat da çok değişmiş oluyor.

Tevrat'taki İbranice, genellikle büyük fikirleri temsil eden kelimelerle dolu; aşk, savaş, ya da barış gibi.

Alışverişe çıktığınızda pek işinize yaramıyor bu dil. Tevrat'ın yazıldığı zamanlarda ne dondurma vardı, ne de jöle. İç çamaşırı alacaksanız da eski İbraniceye umut bağlamayın.

Reklam
Reklam

Peki Ben Yehuda ve arkadaşları, bunun üzerine ne mi yapıyor? İbranice yeni kelimeler uyduruyorlar.

Eski İbranice sözcüklerin köklerini kullanarak, yeni sözcükler türetiyorlar. Günümüzde İbraniceyi zenginleştirmek için hala devam eden bir süreç bu.

Akademi'de küçük bir odada, Keren Dubnov çalışıyor. Aslen Rusya'dan gelmiş. İbraniceye tek kelimeyle hayran olduğunu söylüyor.

Bebeklikten beri konuştuğu bir dil değil; İbraniceyi kendi başına uğraşarak öğrenmiş. Şu anki işi için ''en çılgın hayallerim gerçek oldu'' diyor. Keren Dubnov, İbranice yardım hattından sorumlu.

İnsanın aklına aniden kırmızı ışığı yanıp sönen bir acil telefon hattı geliyor. Karşıdaki ses, ''Süpermarkette kalakaldım, karnıbahar neydi İbranice?'' diye soruyor mesela. Ki merak edenlere, karnıbahar İbranicede 'kruvit' demek. Lakin, Keren Dubnov'un yaptığı iş hiç böyle değil.

Akademi, 21'inci yüzyıla uygun biçimde, İbranice yardım hattını internet üzerinden işletiyor.

Uçuk öneriler

Siteye girenler, İbraniceyle ilgili akıllarına gelen her şeyi sorabiliyor. Yahut yeni kelimeler öneriyorlar. Her hafta yepyeni kelime önerileriyle gelenler var. Kimileri aşırı uçuk; kimileri daha akla yatkın öneriler.

Reklam
Reklam

Keren Dubnov, ''Biz her mesajı ciddiyetle değerlendiriyoruz.'' diyor. ''Ama önerilerin hepsinin aynı ciddiyette olduğunu söyleyemem.'' diye de ekliyor.

Örneğin gelen önerilerden biri, 'mets-hev-hev'. Bu kelimeyi, kızıyla gurur duyan bir anne yollamış. Kızının bozuk trafik ışıkları için bulduğu kelimeymiş bu. Sarı ışıkta takılıp kalan bir trafik ışığı anlamına geliyor.

Küçük kız sarı anlamına gelen 'tsahov' ile yanıp sönme anlamına gelen 'me-hev-hev' sözcüğünü bir araya getirerek yeni bir kavram oluşturmuş.

Keren Dubnov, ''Aslında çok hoşuma gitti ama,' diyor, ''Veri tabanına dahil etmedim. Böyle bir kelimeye ihtiyaç yok ki!''

Modern İbranice sürekli büyüyen bir dil. Her yıl resmi olarak yaklaşık 20 yeni kelime sözdağarcına dahil ediliyor.

Fakat teknik sözcükleri ve argoyu da hesaba katarsanız, dile giren yeni kelime sayısını yüzlerle ifade etmek gerek.

Yeni bir kelimenin onaylanması uzunca bir süreç. Bir dil komitesi, bazen birkaç yıl süren bir değerlendirmeye tabi tutuyor. Ve tabii bundan sonra, halkın bu kelimeyi benimseyip benimsemeyeceği de ayrı bir hikaye.

Reklam
Reklam

Yallah-Bay!

Dil, İsrail'de hassas bir konu. Bazen kelimeler üzerindeki tartışmanın parlamentoya taşındığı bile oluyor. 2005 yılında zamanın Başbakanı Ariel Şaron, hoşçakal anlamında Arapça ve İngilizce karışımı ''Yallah-Bay'' diyen İsraillilere çatmıştı. Ki sokakta her yerde duyduğunuz bir ifade.

Şaron, ''en güzel sözcük'' diye övgüler dizdiği ''Şalom'' kelimesinin kullanılmasını istemişti.

Fakat günümüz İsrail'inde özellikle gençlerin yabancı dillerden ödünç alıp kullandığı o kadar çok kelime var ki, Akademi'nin saf bir İbraniceyi ayakta tutma hedefi giderek daha zor görünüyor.

Müzik televizyonu MTV'nin sunucularından veya televizyon dizilerindeki Amerikan argosundan kaptıkları sözcüklerle gayet iyi anlaşabilen bir gençlik, yeni terimlerin İbranice karşılığı neydi diye bekleyecek kadar sabırlı görünmüyor doğrusu...