Tıp, tarihin ilk çağlarında bu kadar gelişmemişti. Kadınlar ve erkekler üreme ya da çocuk sahibi olma konusunda bilinçli değildi. Kadınlar hamile olduklarını vücutlarındaki değişimleri izleyerek anlayabiliyordu. Doğum kontrolünde ise kadınlar sıcak taştan cıvaya kadar birçok yöntem uyguluyordu. Bunun yanı sıra ilk prezervatifler ise hayvan bağırsağından yapılıyordu. Hamilelik testinin ortaya çıkışı ve tarihi ise 20. yüzyıla kadar geliyor. Peki hamilelik testi nasıl ortaya çıktı?
Modern dünyanın getirisi olarak ortaya çıkan teknolojik gelişmeler hamilelik konusunun öğrenilmesini de kolaylaştırdı. Günümüzde kan ya da idrar testine bakarak kişinin hamile olup olmadığı öğrenilebiliyor. Çoğu zaman kadınlar eczaneden aldıkları pratik hamilelik testlerini kullanıyorlar. Bu hamilelik testleri idrar yardımıyla 5-10 dakika içinde hamileliğe dair %98 oranında doğru sonuç veriyor. Ancak Antik dönemlerde işler bu kadar kolay değildi. Hamileliği anlamının yolları Antik Mısır’a kadar uzanıyor.
Anitk Mısır’da hamileliği belirlemek için kadınlar buğdya ya da arpa tohumu üzerine idrarını yapıyordu. İdrarın ardından arpa tohumlarının filizlenip büyümesi bir erkek çocuk anlamına geliyordu. Buğday filizleri ise bir kız çocuğunun habercisiydi. Arpa ya da buğdayların büyümemesi ise testi uygulayan kadının hamile olmadığını gösteriyordu.
Mısırlılar kadınlarda kısırlığın tespit edilmesi için rahim ağzına gece yatmadan önce sarımsak ya da soğan gibi keskin kokusu olan bir sebzenin yerleştirmesini tavsiye ediyordu. Sabah genzinde sarımsak veya soğan kokusu duyarsa tüplerinin açık olduğu ve gebe kalmasına bir engelin olmadığı anlaşılırdı. Koku duyulmazsa kadının tüplerinin kapalı olduğu, bu nedenle hamile kalamayacağı sonucuna ulaşırlardı. Doğum kontrolü için ise kadının rahiminin içine paslanmayan metallarden olan altın veya gümüş bir yüzük konulurdu.