APANDİSİT AĞRISININ NEDENLERİ
Apandisin iç boşluğu çok dardır. Bağırsak florasında bulunan bütün mikroorganizmalar burada da yaşar. Apandis genellikle bu mikroplara karşı yeterince dirençlidir. Ama bazen çoğalan mikroplar hastalık yapıcı özellik kazanır. Böylece apandisin iltihaplanma süreci başlar.
Mikropların hastalık yapıcı özellik kazanmalarını sağlayan en önemli olay, apandis iç boşluğunun tıkanarak körbağırsakla bağlantısının zayıflamasıdır. Mikropların burada durağan biçimde kalmasıyla apandis duyan iltihaplanır. Tıkanmanın birçok nedeni vardır. Bunlar arasında yoğun mukus tıkaçları, bağırsak solucanları, apandisin çok uzun olması, duvarlarında hareketi zorlaştıran köşelerin bulunması ya da kiraz gibi meyvelerin takılı kalan çekirdekleri sayılabilir.
APANDİSİT AĞRISI BELİRTİLERİ
Apandisitin belirtileri deneyimli bir hekimi bile tanı koymada zora sokabilir.
Akut apandisit özellikle çocuklarda iştah kaybı, bulantı ve kusmayla başlar. Ateş hastalığın tipik bir belirtisi değildir. Koltuk altından ölçüldüğünde hiçbir zaman çok yüksek çıkmaz. Ama makattan alınan vücut sıcaklığı her zaman daha yüksektir. Ağrı en önemli belirtidir. Birkaç kez kusmayla birlikte sancı biçiminde ortaya çıkar. Önceleri aralıklı gelen ağrı gittikçe şiddetlenir ve süreklilik kazanır.
Apandisit ağrısı göbek çevresi ve karın üstü bölgelerinde başlar; daha ender olarak bütün karında duyulur. Daha sonra karnın sağ alt bölgesine kayar. Ağrının göbek ile böğür kemiği ön dikeni arasındaki bu yeri çok tipiktir. Bazen şiddetle başlayan ağrı daha sonra hafifler. Bu durum yanıltıcıdır; hastaya rahatsızlığının bittiği duygusunu verir.
Oysa ağrı azalırken akut krizin öbür belirtilerinde gerileme görülmezse, örneğin, hızlı olan kalp atışları yavaşlamaz, kas sertliği çözülmezse bu durum apandisitin en korkulu komplikasyonu olan karın zan iltihabının geliştiğini gösterir.
Hastanın muayenesi sırasında kolayca akut apandisit tanısına varılabilir. Karnın sağ alt bölgesinin elle muayenesinde kasların korunma amacıyla kasılması sonucu sertlik görülür. Belirli noktalara bastırılması şiddetli ağrı verir.
HASTALIĞIN SEYRİ
Hastalık gidişine bırakılırsa, yani tanısı konmaz ya da hasta ameliyata izin vermezse nasıl bir gelişme gösterir? Bazı iyi huylu olgularda ağrı, kusma ve ateş birkaç gün içinde kendiliğinden azalır ve hasta o an için kendini "iyileşmiş" hisseder. Ama "o an" geçicidir, çünkü kolayca atlatılan bu ilk krizi kaçınılmaz olarak ikincisi izler. İkinci krizin ortaya çıkış zamanı değişkendir ve arada geçen süre hastalığın kronikleşmesine yol açacak ölçüde uzayabilir.
Bu iyi huylu olguların dışında bazen de 3. ve 4. günlerde periton tepkisi gelişir. Bunun sonucu olarak böğür çukurunda elle hissedilen, sınırları belirsiz, oval bir kütle belirir (plastron). Yatakta dinlenme, karna buz koyma ve antibiyotik tedavisiyle plastron birkaç haftada geriler.
Bir başka olasılık da apandisitin yaygın peritonit gibi ağır hastalık durumuna doğru gelişmesidir. Yaygın karın zarı iltihabında belirtiler çok şiddetlidir; ağrı bütün karında duyulur, kusma sıklaşır, hıçkırma belirir ve ateş 400C ye kadar çıkar. Hasta endişeli, sıkıntılı, solgun, yüz hatları gerilmiş görünür; dudaklar ve özellikle dil kurumuştur. Acil girişimde bulunulmazsa hasta ölür.