İnternet Mahir… Mahir Çağrı 1990’ların sonunda, henüz internet ve sosyal medya herkesi bu kadar içine almamışken bir anda dünyada internet fenomeni oldu. Kendi imkanlarıyla yarattığı sitesi ve “I kiss you” mottosu dünyaya yayıldı. Ödüller aldı, röportajlar yapıldı, dünyada binlerce hayranı oluştu, kitabı yazıldı…
Biz kafamızı sosyal medyaya gömmüşken, internet, yasaklar, özgürlükler, kısıtlamalar, yayınlamalar, kayıtlar, düzenlemeler, yasalar, tartışmalar havada uçuşurken ve herkes birer internet gurusu olmuşken peki dünyaca tanınmış internet fenomenimiz ne yapıyordu? İnternet Mahir ne düşünüyordu?
Onu bulmak kolay olmadı. Zaman zaman yurtdışında ama genelde İzmir’de olduğunu biliyorduk. Amerika ve dünyada katıldığı etkinliklerden hayranlarıyla fotoğraflarını paylaştığı Twitter hesabından en son 27 Ocak’ta mesaj atmıştı. Twitter hesabı hayal kırıklığı oldu. 263 tweet ve sadece 144 takipçisi vardı. Sonunda ona facebook’tan ulaştım.
Arkadaşlık isteğimi kabul edip paylaşımlarımın ne hoş olduğunu belirten bir mesaj attı. Gazeteci olduğumu ve röportaj yapma isteğimi öğrenince de profesyonelce menajerine yönlendirdi. Sonunda onunla Kordon’da buluştuk. Sevgililer Günü’ydü, sanki bizim için doğal dekor hazırlanmıştı!
Kordon’un meşhur falcılarının “Koca patron hadi gari” ilgisi, kalpli balonlar ve meraklı bakışlar arasında İnternet Mahir’le günümüz sanal aleminin dertlerini konuştuk. Bu arada 4-5 ay önce evlendiğini öğrendik, ne akıllı telefon ne de tablet’le yaşamadığını gördük…
Uzun zamandır görünmüyordunuz neler yapıyorsunuz?
Yurtdışında çok şey yapıyorum. Türkiye’de fazla yorum göstermiyoruz. Reklam film çekimleri oluyor, açılışlar oluyor. Bir de Amerikalılar’ın çektiği belgeselim var. O devam ediyor.
Geçiminizi tamamen internet yıldızlığından mı kazanıyorsunuz?
Geçimim internet… Önceden de geçim konusunda bir şeye ihtiyacım yoktu. Hem öğretmendim hem de gazetecilik de yapıyordum. Yeni Yüzyıl’da yazmıştım. Özel dersler veriyordum. Ama artık isteseniz de başka bir şey yapamıyorum. Film projesi iki yıldır devam ediyor. Büyük bir proje. Mesela bir kameramanın bir günlüğü 10 bin dolar. İki kameranın maliyeti 20-30 bin dolar.
Sosyal Medya ile ilgileniyor musunuz?
Her yere girdi internet. Ama ben aktif değilim. Zaman yok. Cep telefonuma gelen mesajları göstereyim. Bugün gelen binlerce mesaj var. Cevap veremiyorsunuz… Mailler öyle. Menajerimin bu konuda büyük yardımı oluyor. Çoğu mesajı okuyamamışım bile.
Bunların hepsi hayranlarınız mı?
Evet. Hepsi hayranlarım.
Ne diyorlar?
Bugün mesela Sevgililer Günü, kutluyorlar. Seven çok fazla var. Yani bir de her sınıftan seven var. Sırf bir sınıftan değil. Özel görüştüğüm insanlar, dostlarım var. Hem ünlü dostlarım var hem de hiç tanınmamış…
Facebook ve Twitter’da da çok aktif değilsiniz sanırım?
Aktif değilim. Siz nasıl buldunuz ona da şaşırdım. Benim resimlerim olan başkalarının oluşturduğu 20-30 facebook adresi var. Benim kullandığım face’de ise sadece arkadaşlarım var. Çok fazla kişi de eklemiyorum. Zaten girmiyorum. Sizinle de tesadüf oldu. Twitter’da zaman zaman yazıyorum. Dünya genelindeki mesajlara yönelik şeyler..
Mesela hayvanlarla ilgili… Afrika’daki Ruanda’daki, Myanmar’daki şeylerle ilgili… Bazı şeylere dikkat çekiyorum. Twitter’da beni izleyenler arasında ünlüler var. Maille haberleşiyorum. Mail daha iyi. Malimi de artık dünya biliyor.
Ünlendiğiniz o meşhur siteniz de kapalı. Neden ?
5-6 ay önce kaldırdık siteyi. Yeni bir çalışma yapıyoruz. Yeni bir şey kuracağız. Hem Amerika Kanada hem Türkiye ağırlıklı. Uzmanlar facebook’un iki sene sonra süresinin biteceğini söylüyorlar. Arama motorları daha aktif. O yönde çok yönlü bir çalışma var..Bir ekip var onlar çalışıyor ben sadece onaylıyorum. Zaten bu facebook’un, Twitter’ın patronları beni çok iyi tanıyor. Özellikle Twitter’ınki benim hayranım.
Twitter’ın mı!
Evet twitter’ın…
Onunla nasıl tanıştınız?
Yahu beni orada tanımayan yok ki zaten. Menajerime sorun anlatsın. Onlar arıyor zaman zaman soruyor… “Mahir nerede, ne yapıyor” diye…
Sizinle hiç çalışmak istemediler mi?
Twitter’ın neyinde kullanacaklar ki? Ama Yahoo… Mesela Yahoo’ya gittim. Yahoo son 100 yılın en fazla bilinen sitelerinden biri seçti, Forbes dünyada en fazla tanınan 100 insandan biri seçti. Celebrities...Türkiye’de ona giren yoktu. Seviyorlar beni. Kendilerinden biri gibi görüyorlar. Sanki kendisi meşhur olmuş. İngiltere’de bir bayan bana “Sende başka bir yakınlık var. Kendi ailemden gibi hissediyorum” dedi. Oradaki ünlüler çıkıp dolaşmıyorlar ama ben çıkıp dolaşınca farklı bir görüntü oluyor.
Siz kendinizi nasıl hissediyorsunuz bu durumda?
İnsansanız, iyi mesajlar veriyorsanız o anlamda iyi. Ama tanınmışlığın bir kötü tarafı da var rahat hareket edemiyorsunuz. Herkes tanıyor. Bir de dünya ünlüsü olunca dünya genelinde mesaj vermek lazım. O anlamda iyi mesaj verince dikkat çekiyor. Julia Roberts, David Bowie izliyor senin ne yazdığını… Onlar da yazdı bana mesela.
Yazışıyor musunuz? Ne yazıyorlar?
Onlarla daha çok özel yazıyoruz.… Dostluktan konuşuyoruz, bazı konulara nasıl baktığımızı konuşuyoruz…Oraya gidince evlerine davet ediyorlar. Birkaç tane basın, gazeteci ve program yapan da var o ülkelerde.
Mesela Amerika’da birisi benim fincanlarımı, mouse pad’lerimi, tişörtlerimi yapıp satıyor. Ben nereden bileceğim? Wall Street Journal diye bir gazetenin köşe yazarı, George Kennedy diye bir adam açıyor diyor ki “Mahir’den izin aldın mı?” Onun patrona soruyor hem de. Adam da özür diledi parayı verdi bana. Sevgi böyle bir şey. Başka bir ünlüye bunu yapmıyorlar. Çünkü onlarda para var, keyifleri yerinde. Ünlü gibi yaşıyorlar. Ben öyle değilim. Görüyorsunuz yani…
İlk günlerinizden bu yana ilgi azaldı mı peki?
E tabii o zamanki gibi değil. O zaman bir dakikada 50 bin kişi girmişti siteye.Guiness Rekorlar kitabına girdi. Bir günde 800 bin kişi girdi. Hiçbir site böyle bir rekor almadı o zaman. Ondan sonra site kilitlendi. O ilginin de olmasını istemem. Adım atamıyordum, hiçbir şey yapamıyordum, konuşamıyordum… Bir sene böyle gitti. Bunaldım. Şimdi internetle çok ilgilenmiyorum ama o zamana göre daha çok para kazanıyorum. Kendime de daha çok zaman ayırıyorum.
Sosyal medya artık siyaset ve toplumsal olaylarda aktif kullanılıyor…
Bütün dünyada kullanıldı. Arap Baharları’nda da kullanıldı. Bu internet çok iyi bir alan. Çok güzel, özgür bir alan. Ama internetin özgürlüğü, kişilerin mahrem alanına girmemesi lazım. Bunu halen dünya çözebilmiş değil. Adam çocukla porno yapıyor koyuyor. Öyle şeyler var ki şok oluyor. Yani bu ne kadar özgürlük? Ülkeleri, devletleri, hükümetleri yıkıp kaldırıyor. Yalan da yazabiliyorlar. İnterneti bir türlü çözemediler. Çözmeleri lazım.
Yeni internet yasayı ve sansürle ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?
Yani eğer özel, birisinin mahrem alanına girmişse, yapsın. Tam da nasıl bilmiyorum ama belki yasaktan ziyade çeki düzen verilirse daha doğrudur. Eğer çeki düzen verme meselesi değilse, başka şeyler varsa onu bilmiyorum…
E-posta, chat gibi internetteki kişisel bilgilerin de saklanmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
O bütün dünyada var ve yanlış. Mesela face’e bir şeyler koyuyorsun ya, geri alamıyorsun. Onlar da hak sahibi. Amerika bana bir kamera verdi. “Çek, bize hayatının her aşamasından fotoğraf gönder”dediler. Face’ten göndermek istedim. “Asla gönderme” dediler. “Face’e koyduğun şeyleri face depoluyor” dediler. Bu da yanlış. Kaldırmak lazım. Bilgileri almak yanlış.
Sizin sitenizi biri şikayet etse ve kapatılsa ne yapardınız?
Benim sitede bir şey yok ki!. Porno yok. Belki oradan yüz binlerce dolar kaybettim. Avukatlarım o zaman “Al parayı en azından iyi yerlerde kullan” dediler. Pornografik erotik site banner’arını, reklamlarını almadım. O tıklanmalardan bana para gelecekti. Adam isterse oraya girerdi, isterse gitmezdi ama ben almadım. Şimdi “Acaba doğru mu yaptım, yanlış mı yaptım” diye düşünüyorum.
Yine de belki iyi yaptım ama çok para gelecekti oradan. Amerika’da bir şirket ona teşebbüs etti Amerikalılar kendisi durdurdular. Beni kullanmayı denedi benden habersiz.. Universal mesela benim çizgi filmimi yaptı benden habersiz. Onu durdurduk ama çizgi film internette dolaşıyor. Yani benim sitemde kötü bir şey yoktu. İyi bir siteydi. Sitem beni anlatıyordu. Meşhur olabilecek de bir site de değildi aslında.
İnternet farklı bir alan. Olması da lazım, güzel de bir alan. Adam üniversitede çalışıyor orada bir şey diyemiyor, ama oraya düşüncesini yazıyor, duyuruyor. Ama kim doğru? Ne kadar doğru? Yalanla da bazen üzerine çok şey inşa edilebiliyor. Onun ölçüsünü hükümetler nasıl bulacak bilemiyorum. Ya da halklar? Tamamen kısıtlamayla da olacak bir şey değil. İnternetin amacı o özgürlük. Ama böyle özgürlük de olmuyor.