İstanbul, 24 Aralık (DHA) - İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi Etki Araştırması'nın sonuçlarına göre, şirketlerde en yaygın kullanılan ve çalışanlar tarafından en iyi karşılanan destekler arasında, "yakın partner şiddetinin bir iş yeri meselesi olarak kabul edilmesi ve CEO’nun bu konularla ilgili iletişim süreçlerine dahil olması" öne çıkıyor.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun, Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği'nin (TÜSİAD) iş birliği, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfı’nın desteğiyle şirketlerin, çalışanlarının yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini sağlamaya yönelik başlattığı “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi” kapsamındaki “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi Etki Araştırması Sonuçları”, Sabancı Center’da düzenlenen toplantı ile kamuoyu ile paylaşıldı.
Proje kapsamında politika oluşturan şirketlerde en yaygın kullanılan ve çalışanlar tarafından en iyi karşılanan destekler ise aşağıdaki gibi ortaya çıkıyor:
- Ek ücretli izin; iş yeri emniyeti ve güvenliğinin risk altındaki çalışanlarla birlikte planlanması;
- psikolojik ve hukuki destek hizmetleri;
- olağanüstü kişisel durumları da göz önünde bulunduracak kişiye özel performans değerlendirmesi;
- şirkette toplumsal cinsiyete dayalı şiddet üzerine farkındalığı arttıracak eğitimler;
- toplumsal cinsiyet eşitliğinin değeri üzerine devam eden iç ve dış iletişim;
- toplumsal cinsiyet eşitliği ve özellikle de yakın partner şiddetinin bir iş yeri meselesi olarak kabul edilmesi;
- CEO’nun bu konularla ilgili iletişim süreçlerine dahil olması.
Toplantının açış konuşmasını yapan Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, "Sabancı Vakfı olarak, 45 yıldır tüm bireylerin haklardan eşit yararlandığı bir toplum için çalışıyoruz. Kadınların eğitime, istihdama ve toplumsal yaşama katılım gibi her alanda haklarına erişebilmeleri için hem sivil toplum kuruluşlarının projelerini destekliyor hem de işbirliklerine imza atıyoruz. Kadına yönelik şiddet gibi çok boyutlu bir soruna yönelik kalıcı çözümler üretmek için, akademi, sivil toplum, uluslararası organizasyonlar ve iş dünyasının işbirliği ile hareket etmek büyük önem taşıyor. Bu anlamda İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı projesinin bir örnek teşkil ettiğini düşünüyoruz. Proje, hem farklı aktörlerin işbirliğini sağlıyor, hem de iş dünyasının aile içi şiddetle mücadelede aktif rol alan ve somut çözüm önerileri sunan bir paydaş haline gelmesine öncülük ediyor" dedi.
Rapor sonuçlarının sunumunun ardından moderatörlüğünü UNFPA Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programları Koordinatörü Meltem Ağduk’un yaptığı “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadeleye Uluslararası Yaklaşım” başlıklı panele geçildi. Panelde, Corporate Social Responsibility (CSR) Ukrayna Proje Yöneticisi Svitlana Pavlysh, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye İstihdam Yöneticisi Tuba Burcu Şenel ve Garanti BBVA İşveren Marka Yönetmeni Tuğçe Kayaalp Yeşilyurt konuşmacı oldular.
Meltem Ağduk konuşmasında “Kadınların iş gücüne etkin katılımının karşısındaki engellerden biri de kadının toplumdaki eşitsiz konumundan ve ekonomik ve politik gücün cinsiyetler arasında eşitsiz paylaşımından kaynaklanan aile içi şiddettir. Kadınlar, toplumsal olarak belirlenmiş rolleri ve bunlarla birlikte ayrımcı ve kadınları desteklemeyen toplumsal cinsiyete duyarsız politikalar nedeniyle çoğunlukla iş dışında kalmakta ya da iş gücünü terk etmektedirler. UNFPA, kadınların iş hayatına girmeleri ve çalışma yaşamında kalmalarını destekleyerek şirketleri güçlendirerek insan hakları ve sürdürülebilirlik için aile içi şiddet ve ayrımcı politikalarla ilgili çalışmalarını yerel ortaklarla sürdürmeye devam edecektir” dedi.
Toplantının kapanış konuşması TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Gurubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl tarafından yapıldı. Oya Ünlü Kızıl “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmada özel sektörün lider rolünü unutmamalı, toplumu dönüştürücü gücümüzü daha fazla harekete geçirmeliyiz. TÜSİAD olarak, ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını, demokratik gelişmişlik ve sürdürülebilir kalkınmanın vazgeçilmez bir unsuru olarak görüyoruz. Şiddetle mücadele bunun çok önemli bir parçası. Şiddete maruz kalan kadınların haklarının korunması ve şiddet uygulayanı hiçbir şekilde mazur görmeyen anlayışın yerleşmesi için sadece iş dünyasının değil, toplumun tüm kesimlerinin harekete geçmesi gerekiyor” dedi.
Araştırma şirketi IPSOS’un desteğiyle projeye 2016-2019 yılları arasında dahil olan 38 şirkette anket uygulaması gerçekleştirilen araştırma şöyle tasarlandı: