Araştırmacı-yazar Musa Özdağ;

Araştırmacı-Yazar Musa Özdağ, Türklük üzerinden yapılan tartışmaların son derece vahim bir hadise olduğunu belirterek, “Türk diye bir ırk yok demek Maide Suresi 54’üncü Ayeti tanımamak demektir” dedi.Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından Halk Eğitim Merkezinde düzenlenen “İslamiyet ve Türklük” konulu konferansa katılan Araştırmacı-Yazar Musa Özdağ,“Türklüğe hayır demenin Sultan Alparslan’a, Tuğrul Bey’e, Fatih Sultan Mehmet’e ihanet olduğunu kaydetti.Türk diye bir ırkın olmadığı yönünde yapılan açıklamaları şiddetle kınayan Özdağ, Maide Suresinin 54’üncü ayetinin Türklerin gelişini müjdelediğini belirtti. Özdağ, şöyle konuştu: “Maide Suresi 54’üncü ayette Allahü Teala, “Ey inananlar, içinizden kim çıkar da dininden dönerse Allah onlara bedel öyle bir kavim getirecektir yakında ki o onları sevecek, onlar da, onu sevecek, inananlara karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı yüce olacak o kavim. Allah yolunda savaşacaklar ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmayacaklar. Bu, Allah’ın lütfü ve inayetidir ki dilediğine verir ve Allah’ın lütfü boldur, o her şeyi bilir” diyor. Türkler İslamiyet ile beraber her zaman varlığını sürdürmüş ve sürdürmeye de devam edecektir. Kimse Türk diye bir ırkın olmadığını söyleyemez. Kimse söylerse aslını inkar etmiş olur”Kastamonu Ülkü Ocakları Başkanı Resul Köprülü ise, ülkenin ve geleceğin teminatı olan gençlerin yetişmesi noktasında Ülkü Ocakları olarak birçok faaliyetin içersinde olduklarını söyledi. Gençliğe ve öğrencilere yönelik desteklerinin her zaman süreceğini belirten Köprülü, şunları kaydetti: “Kastamonu Üniversitesi’nde öğrencim gören öğrencilerimiz için masrafları hayırsever vatandaşlar tarafından karşılanan 2’si bayan evi olmak üzere 8 tane ülkü evi açtık. Haftanın altı günü Ülkü Ocakları bünyesinde bayan ve erkek teşkilatlarımıza seminerler veriyoruz. Orta öğretimde okuyan öğrencilerimiz için temel derslerde konu anlatımları yapıyoruz. İleriki dönemlerde farklı konu ve konukların katılımı ile konferanslarımız devam edecek. Yaptığımız çalışmalar ile gençliğimizin içerisine düştüğü ashab-ı keyf uykusundan uyanacaktır”