Amerikan haber ve blog sitesi Huffington Post siyah kahve sipariş eden kişilerin psikopat olma olasılıklarının yüksek olduğunu duyurdu ve okuyucuların hayatlarındaki sert kahve içen kişilere bir daha dikkatlice nasıl bakmaları gerektiğiyle ilgili de bir şaka yaptı.
Diğer internet haber siteleri de bu enteresan bağlantıyı yayınlayarak devam ettiler. Fakat çalışmaya daha yakından bakıldığında görülüyor ki siyah kahve ve psikopatlık arasında ince bir bağlantı bulunuyor, bu kahvenize süt ve şeker doldurmanız gerektiği anlamına gelmiyor tabii eğer akıl hastanesini ziyaret etmek istemiyorsanız.
Aslında Çalışma Kahveyle İlgili Değil
Inssbruck Üniversitesi’nde yayımlanan araştırma hiç de kahve üzerinde yoğunlaşmıyor. Araştırmanın odak noktası tadı acı olan maddeler. Bu araştırma farklı tatların antisosyal kişilik özelliklerini belirlemede etkin olup olmadığını analiz etti ve acı tat tercihlerinin kötücül, sadist ve psikopat kişilik özellikleriyle örtüştüğü hipotezini doğruladı.
Yani eğer araştırma doğruysa, acı yiyecekler tercih eden kişiler psikopati konusunda en büyük riski taşıyorlar. Bu greyfurt suyu, çay ve süzme peynir sevenler için de geçerli, o yüzden kahve içenler kendilerini daha iyi hissedebilir çünkü bu noktada yalnız değiller.
Yiyecekleri Tat Kategorilerine Göre Ayırma Konusunda Sorunlar Var
Asıl problem hangi yiyeceklerin daha acı olduğuna karar vermek. Bu araştırma kapsamında bireylere sevdikleri belli başlı yemekler hakkında sorular soruldu. Daha sonra tatlıyı, acıyı, tuzluyu ne kadar sevdikleri soruldu. Son olarak da kişilik testine tabii tutuldular.
İlk problem Avusturya’lı araştırmacılar ile katılımcıların neyin daha acı oldukları konusunda fikir ayrılığına düşmeleri oldu. Eğer acılığın ne olduğunu düzgün bir şekilde tanımlayamıyorsanız acı ve psikopati arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlayacaksınız ?
Çalışma Büyük Oranda Katılanların Kendi Raporlamalarından Oluşuyordu
Bu belki de çalışmanın en büyük kusurlarından biriydi. Washington Post’a göre bu şekilde raporlama şeklinde yapılan araştırmalar ne yazık ki çok güvenilir olmuyorlar. Bu özellikle psikolojik bir çalışma için doğru, çünkü insanlar kendi yetenek ve kişiliklerini değerlendirmede iyi olmayabiliyorlar. Sonuç olarak böyle bir araştırmada kesin bir sonuca varılamıyor.
Makul Oranda Kahve İçenler İçin Sorun Yok
Anlıyoruz ki kahve içmek zayıf bir akıl sağlığı için bir gösterge değil. Bununla birlikte, kahve ve kardiyovasküler sağlık arasında olumlu bir ilişki olduğunu gösteren güvenilir araştırmalar da mevcut. O zaman kendimize birer fincan kahve alalım, bu bizi polis karakolunda şüpheli pozisyonuna sokmayacaktır .
Kendiniz İçin Bir Hedef Belirleyin
Sağlığımız günlük alışkanlıklarımızla belirleniyor. Ne kadar çok bilirsek o kadar sağlıklı oluruz. Ben bu yüzden kendim ve sevdiklerim için sağlıkla ilgili okumaya devam edeceğim. Sağlıklı Günler.