Bulgaristan'dan ailesiyle birlikte 1977 yılında İstanbul'un Silivri ilçesine gelip arıcılık yapmaya başlayan Tuncer Çalışkan, 100 kovanla babasından devraldığı arıcılığı 500 kovana çıkardı. Bir süre sonra Tekirdağ'ın Saray ilçesi Bahçeköy Mahallesi'ne taşınan ve 40 yıldır arıcılık yapan Çalışkan, son dönemdeki koronavirüs salgınından sonra artan arı sütü taleplerine yetişememeye başladı. Sporcudan, yaşlıya, sağlık için kullanandan, gençleştirici özelliği için kullanana kadar geniş müşteri yelpazesi bulunan Çalışkan, yurt dışından da gelen taleplere cevap vermeye çalıştığını dile getirdi.
Arı sütü fiyatının pahalı olduğunu, özellikle sporcuların ve yaşlıların çok tükettiğini ifade eden Çalışkan, "Fiyatı üretimine göre değişiyor. Bizde fiyatı 7- 8 bin TL civarında. Toptan satış yaptığımız Arap müşterilerimiz var. Yıllık gelip alışveriş yapan sporcularımız var. İş insanlarımız yarım kilo, bir kilo alıyor aileleri için. Halkımız bilinçlendi, bağışıklık güçlendirdiği için destekleyici oluyor. Taleplere yetişmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
Özellikle koronavirüs sürecinde satışlarının çoğaldığını da kaydeden Çalışkan, "Koronavirüs de satışı artırdı bu dönemde. Bize sokağa çıkma serbest olduğu için biz çalışmalarımıza devam ettik. Dışarı çıkamayanların adreslerine ürünlerini teslim ettik. Bal, polen, arı sütü, propolis karışımı yapıyoruz. Propolis de çok önemli biliyorsunuz. Onun da kanserden koruyucu etkisi ve kanser tedavisinde önemli bir rolü var" diye konuştu.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Bioteknoloji Bölümü Dr. Öğretim Görevlisi Devrim Oskay, arı sütünün insan beslenmesinde büyük besin kaynağı olduğunu, son zamanlarda Türkiye'de arıcılık yapanların da arı sütü üretimini arttırdıklarını söyledi. Oskay, şunları söyledi:
"Türkiye normalde bal arısı kolonisi varlığı bakımından dünyada ikinci sırada. Çin'den sonra en fazla koloni varlığına sahip ama ne yazık ki istatistiklerde arı sütü üretim miktarı yok. Çünkü çoğunlukla arı sütü Türkiye'ye Çin'den ithal olarak geliyor. Bizim ülkemizde bu arı sütünü daha fazla üretme ihtiyacımız var aslında. Çünkü dışarıdan ithal geliyor. Bağışıklık sistemini de güçlendirdiği biliniyor. Salgın hastalıklarda olsun, son Kovid-19 konusunu biliyorsunuz bu tip konularda bağışıklık sistemini güçlendireceği için de önemli bir besin kaynağı olarak karşımızda şu anda. İlginin fazla olması kesinlikle sağlıklı beslenme, vücut direncini en yüksek düzeyde tutabilmek için arı ürünleri kullanmak istiyor tüketicilerimiz. Tabi ki bunun içinde de arı ürünlerinin içinde de en değerli besinlerden bir tanesi arı sütü."
Arı sütünün kesinlikle oda sıcaklığında bekletilmemesi gerektiğinin de altını çizen Dr. Oskay, "Arı sütünün kesinlikle oda sıcaklığında bekletilmemesi gerekiyor. Mutlaka soğuk zincir içerisinde eksi 18 derecede saklanması gerekiyor. Oda sıcaklığında tutulan arı sütünün tüketilmemesi gerekiyor. Polen de aynı şekilde olması gerekiyor. Soğuk zincir de olursa tüketiciler en maksimum düzeyde biyolojik değerini almış olur polenlerden" dedi.
Kaynak: DHA