Arife günü gelmişti, bayram temizliği son hız devam ediyordu
Bayramlıklar hala alınmamıştı, avm'lere koşmak lazımdı
Kuyruklar dükkanlardan taşıyordu, kasiyerler ağlıyordu
Herkes bir bir memleketine gidiyor, sevenler de ağlıyordu
Akrabalar gerçekten de gelmiş, evin neşesini yerine getirmişlerdi
Bayramlık ayakkabılarımızı almıştık, çok heyecanlıydık
Tek heyecanımız o değildi tabi
Babam sabahın köründe uyandırıp namaza götürüyordu, ne yapacağımı bilemiyordum...
Düştükçe düşüyordum...
İtici komşu çocuğu bayramlıkları çekmiş, yüzsüzce para avına çıkmıştı
Biz ise namaz biter bitmez bayram ziyaretlerine başlamıştık
Devasa bir kahvaltı yapmış olmamıza rağmen dur durak bilmeden bünyeye şeker yüklüyorduk
Bir yandan da evin küçük kızını kesmeyi ihmal etmiyorduk
Ama kızın önünde harçlık istemeye de hiç utanmıyorduk
Pinti akrabalar para vermemek için nereye kaçacağını bilemiyorlardı
Allahtan halden anlayan aile büyüklerimiz vardı...
Ama onların da derdi başkaydı
Para vereceklerse sabaha kadar el öpmeye razıydık. Ama anneler işi baltalıyordu...
Neyse ki eli bol gönlü bol halam vardı, bütçedeki bütün açıkları kapatırdı
Bizim de o parayla ne yapacağımız çok açıktı
Para almak güzeldi de yorulmuştuk, usanmıştık teyzelerden
Gittikçe suratıma doğru yaklaşan o dudaklar yok mu... Korku filmi gibilerdi
Biz burada teyze kokusu çekerken arkadaşlar Amerikalara gidiyorlardı...
Ama olsundu... Bayram yine de güzeldi...