Arınç: BM'de 193 Ülke Üye, 140'ında Türk Okulları Var

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bu yıl ki Türkçe Olimpiyatları'nda 140 ülkenin temsil edildiğini belirterek, "Ellerinde asa, ayaklarında çarıkla bu ülkelere gittiler. Arsa aradılar, yer baktılar, kapılarını çaldılar, imkanlarını ortaya koydular ve mütevazi Türk Okulları'nın temellerini attılar. Şimdi aradan 15 yıla yakın bir zaman geçti. BM’de 193 ülke üye ama 140’ında Türkiye’nin okulları var.” dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, ‘Evrensel Barışa Doğru’ sloganıyla gerçekleştirilen 11.Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın Ankara 19 Mayıs Stadı'ndaki açılış töreninde konuştu. 11 yıldır Türkçe Olimpiyatları'na katılma imkanı bulduğunu ve hamd ettiğini söyleyen Arınç, “1 yılın nasıl geçtiğini bile bilmiyorum. Büyük bir özlemle, hasretle bugünleri bekliyoruz. Onlarla sevinmek, onlaral kucaklaşmak, onlarla Türkçe konuşmak onların sevgisi il bütünleşmek istiyoruz. Geçmişe dönüp şöyle bir baktım 2003 yılında sadece 17 ülkede 70’e yakın öğrenci ile başlayan bu şölenler 11 yıl sonra bugün 140 ülkede 2 bin öğrenciye ulaşmış. Bu işte bir bereket var, bu işte bir iyi niyet var. O fedakar genç kardeşlerimizin haritadan bile bulamadıkları çok uzak ülkelere gittiklerini, Türkiye’nin en büyük üniversitelerini bırakarak, annesinden babasından çok uzak ülkelere gittiğini biliyoruz. ben Türk okullarında hizmet etmek istiyorum dediklerini biliyoruz. Onları Ankara’dan selamlıyoruz, tebrik ediyoruz.” diye konuştu.

"YILLAR ÖNCE BUNUN BİR HAYAL OLDUĞUNU SÖYLEDİLER"

Arınç, şu ifadeleri kullandı: “Kadirşinas olmak lazım. Bu fikri ortaya atan muhterem büyüğümüz dünyanın her tarafına gideceksiniz, Türk okulları açacaksınız, çok iyi eğitim göreceksiniz, o ülkelerin çocuklarını nitelikli bir eğitimle yetiştireceksiniz. Türkçe öğreteceksiniz, misyonerlik yapmayacaksınız Türkiye’ye hizmet edeceksiniz, o ülkede yetişen çocuklar o ülkede önemli yerlere gelecekler. Hem de Türkiye’yi Türkçeyi severek o ülke ile Türkiye arasında gönül köprüleri olacak demiştim. Yıllar önce bu sözleri söylediğimde elbette inananlar olmuştu ama böyle bir şeyin olamayacağını, bunun bir hayal olduğunu söylediler. Ama inananlar oldu. Bunlar küçük esnaftılar, ticaret yapanlardı, çalışan insanlardı. Önlerine harita konulmuş, kimisinin nasibine Sibirya, kimisine Nozambik, kimisine Tayvan, Japonya ve Çin düşmüştü. Ellerinde asa, ayaklarında çarıkla bu ülkelere gittiler. Arsa aradılar, yer baktılar, kapılarını çaldılar, imkanlarını ortaya koydular ve mütevazi Türk okullarının temellerini attılar. Şimdi aradan 15 yıla yakın bir zaman geçti. BM’lerde 193 ülke üye ama 140’ında Türkiye’nin okulları var.”

"HER YERDE TÜRK BAYRAĞINI DALGALANDIRIYORLAR"

Bir sıralama yapılması gerektiği vurgulayan Arınç, “Önce muhterem büyümüzden başlayalım. Bu güzel idealin, bu çok yüksek mefkurenin sahibi değerli büyüğümüze Ankara’dan 10 binlerin huzurunda selamlarımızı ve hürmetlerimizi ifade ediyoruz. Kısmet oldu 15 gün önce eşimle birlikte kendilerini ziyaret etmek ve dualarını talep etmek istedik. Hamdolsun ki bu imkanı bulduk. Sizlere kendilerinin selamlarını iletiyorum. Bu sebeple dünyanın her yerini karış karış dolaşan kimisi o topraklarda vefat etmiş; onları rahmetle anıyoruz. Kimisi de vazifesini yapmanın çok şükür yüz akı ile huzurla yaşıyorlar. Önden giden atlılar gibi hedeflerine varmak için sadece kendilerine yol gösterilen bu güzel insanlar çok güzel eserler meydana getirdiler. Her yerde Türk bayrağını dalgalandıran, Türk okullarına hayat veren bu fedakar insanları bağrımıza basıyor ve alkışlıyoruz.” şeklinde konuştu.

"TÜRK OKULLARININ SAYILMAYACAK KADAR ÇOK FAYDASI VAR"

Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: “Küçücük bir çekirdekte küçücük bir tohumdan binlerce tonluk büyük bir ağaçları dalları ile meyveleri ile bir bereketi önümüzde görüyoruz. ‘Tohum saç bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın’ diyen şair çok mutlu olacaktı. Bu işin Türkiye’ye ne faydası var? (Misyonerlik yapmıyorsa sadece eğitim gözüyle bakıyorsa bunun Türkiye’ye ne faydası var?) Sayılamayacak kadar çok faydası var. Burada söylenen şarkıyı sadece bir şarkıdan ibaret görmek, burada oynan halk oyunlarını sadece bir eğlence olarak görmek mümkün değil. Bu bir medeniyetler ittifakı olarak, küresel çalışmaların tamamı bunun içerisindedir. Diyalog dediğimiz, uzlaşma dediğimiz, paylaşma dediğimiz, birbirimizi tanımak dediğimiz, farklılıkları zenginlik olarak kabul ettiğimiz her şey bu yapılanın içerisindedir.